• salvador dali'nin en unlu tablosu. eriyen saatler olarak da bilinir.

    (bkz: la persistencia de la memoria)
  • dali'nin, bir ağustos sıcağında eriyen camembert peynirinden ilham alarak yağlı boya ile çalıştığı bir eser. değişmez ve katı olan zaman anlayışını protesto niteliğinde olup, eriyen cep saatleri sembolizminde zamanı ve belleği kullanır. uçuk
  • 1904 doğumlu ressam salvador dali'nin 1931 yılında yaptığı, en bilinen eseridir. sürrealist bir ressam olan dalı bu eserde, cep saatlerini "yumuşaklık ve sertlik" anlayışına ışık tutmak için yapmıştır. şimdilerde çağdaş sanat müzesinde sergilenmektedir.
  • yiğit özgür'ün yorumlamasıyla şudur:
  • dali'nin en bilindik tablolarından biri, irrasyonalitenin evrensel simgelerinden.

    en göze çarpan detayları sol tarafta eriyen saatler ve ortada dağınık bir yüze benzeyen absürt bir nesne - kimileri bunun dali'nin kendini betimlediğini öne sürüyor; ama bir nesnenin birden fazla anlamı da olabilir, bu dali'nin tablolarında tipik bir özellik-. arkada ise ispanya'nın katalonya bölgesindeki port lligat'tan bir manzara bulunmakta. soldaki karıncalar ve sinek zaman içinde tükenmeyi, kuruyan ağaç da ölümü simgeliyor.
    arkadaki kayalıkların gerçekliği ve denizin uçsuzluğu karşısında öndeki eriyen saatler adeta zamanın oldukça soyut ve göreceli bir kavram olduğunu vurguluyor muhtemelen. ''zaman kesinliğe sahip olmayan, bize anlamlı gelen şekilde sınırlandırdığımız ve sadece ölçmeye çalıştığımız tanımsız bir niceliktir'' dercesine. -bergsoncı yaklaşım destekler gibi-

    bu tablo rasyonelliğe ilişkin tutarlı görünen kanıların anlamsızlaştığı zaman dilimini sergiliyor adeta, eşsiz.
  • eriyen saatler eriyen bir insan ve böcekler. etkisi altında kaldığım ender resimlerden biri. zaman eriyor. zaman geçiyor. gittim aldım bir tane eriyen saat. tablodan çıkarmışım salona en güzel köşeye koymuşum sanki. bakıyorum bazen. zaman geçiyor. saat eriyor bende eriyorum :( saat bir mekandı aslında. yürüyüşü zaman. ayarı biz olamadık malesef tanpınar. o yürüdü. kendini bile eritti. bizde eridik.
  • salvador dali’nin 1931 yılında resmettiği tablosu.
    ’eriyen saatler’ olarak da bilinir. (bkz: eriyen saatler)
    salvador dali’nin sürrealizmi en iyi sergileyen tablolarından biridir. modern ve sürrealist tablolar herkes tarafından farklı yorumlanabilir.
    ilk kez ortaokulda görmüştüm dali’nin bu ünlü tablosunu. nedense o zaman içimde bir hüzün hissi yaratmıştı. hala da öyle hissettirir. arkadaki sahil görüntüsü hayatı temsil ederken, sanki öndeki kurumuş ağaç figürü ölümü gösteriyor. sahilin yanındaki kayalık hayatın zorluklarını hatırlatıyor. eriyen saatler zamanın göreceliliğini gösteriyor. zaman akıyor, bazen hızlı bazen yavaş. müdahale edemiyoruz, yaşamaya çalışıyoruz. ölüm gelince de çaresizse yenik düşüyoruz, tıpkı tablonun ortasında resmedilen biçimsiz yüz gibi.
    bu tabloya bakınca, zamandan ümit ettiklerimiz gelir aklıma. zaman herşeyin ilacıdır bekleyişinin yersizliği.
  • bu güne kadarki hayatımda, dali'den daha çok zihninin içini resmedebilen ve onu bu denli başarılı şekilde aktarabilen bir sanatçı tanımadım. the persistence of memory'e her baktığımda yeni düşünceler aklıma geliyor. öyle çok şeyle ilişkilendirilir ki, insanı düşünmeye sevk ediyor: belki de insanlığın en anlayamadığı konu hakkında, zaman hakkında. çok güzel..
hesabın var mı? giriş yap