• yönetmeni ve oyuncuları konyalı olan ve çekimleri konyada devam eden eylül 2015de vizyona girecek bir film.

    http://www.merhabahaber.com/…-getirecek-345571h.htm
  • ilker sarı, bir eczacı ve yönetmen. eczacı olarak gurur duydum.

    en çok paylaşılan "-aynısı olsun" sahnesi`:https://youtu.be/wnxlfcxpdbk`

    15 eylül'ü sabırsızlıkla bekleten film..
  • öncelikle ilker sarı'yı böyle cesur bir filmi ele aldığı için tebrik ediyorum. ülkemizde şu ana kadar bu tarz bir film denemesi olduğunu zannetmiyorum. hem absürt komediyi, hem dramı, hem de aksiyon-gerilimi bir anda bize sunmayı hedefleyen bir çalışma. bu kadar ünlü oyuncuyu bir araya toplayıp, bu kadar zor bir filmin altına girmek her babayiğidin harcı değil. üstelik filmin senaryosunu yazıp aynı zamanda yönetmenliğini de üstlenen kişi sinema sektöründen gelmiyor ve bu yapım kendisinin ilk deneyimi. şahsen böyle bir yükün altına girmenin düşüncesinin hayalini dahi kuramıyorum ve cesaretinden dolayı meslektaşımı kutluyorum.

    gelelim filmle ilgili derin yorumlarıma ve analizlerime. profesyonel değilim tabi ki ama az buçuk film izlerim, filmden de anlarım. eczacı arkadaşlarım bana kızmasın ama meslektaşımız olmasına rağmen mümkün olduğunca tarafsız yorum yapmaya çalışacağım.

    film öncelikle düşük bütçeyle çekilmiş ve bu düşük bütçenin yansımaları filmimizin derinliğine işlemiş. ha düşük bütçeyle çekilmiş ve çok başarılı filmler yok mu, tabi ki var. (bkz: buried) (bkz: the man from earth) adamlar yeri geliyor bir fikri, tek mekanda işliyor ve gayet sade ve akıcı bir oyunculukla ortaya çok sağlam bir iş konuyor. ama ilker beyin filmindeki sıkıntımız fikirin çok büyük olması. yani bu kadar örgüsel, donanımlı bir fikrin bu bütçeyle, bu kamera ekibiyle ve maalesef bu oyuncularla sergilenmesi çok zor.

    yönetmenimiz, belli ki yazı tipleri süslemeleri, karakter tanıtımları, poster afişler vs. olarak tarantino'dan etkilenmiş durumda. yönetmenin kendi stilini ortaya koymaya çalıştığı benzersiz filmimizde bütünlüğe ulaşmaya çalışan yap boz parçalarının özellikle filmin 2. perdesinde birleşmekte zorlandığını görüyoruz. paralel zamanlarda anlatılan sekanslar arasındaki geçişler zayıf kalmış ve izleyiciyi tam anlamıyla içine çekmekte zorlanıyor diyebilirim.

    film içerisinde sahnelerden sahnelere çok fazla adım atılmış. ve bu adımlar esnasında kullanılan müzikler insanı gerçekten yoruyor. gereğinden fazla müzik kullanılmış ve müzikler arasında tutarsızlıklar mevcut bu da bizde haliyle filmden büyük bir kopma yaşatıyor.

    görüntü yönetmeni ve kameralar da çok kaliteli bir iş çıkaramamış. tabi bunların hepsini düşük bütçeyle de bağdaştırabiliriz. ama renk tonajlarının yanlış olduğu kanısındayım.seyirciyi daha çok içine çeken mat ve parlak renkler tercih edilebilirdi. zira fragmanın sığlığı ve filmin renk solukluğu, meslektaşlarımız harici izleyiciyi filme gitmedikleri halde biraz ön yargıya ittiği kanısındayım.

    ses yönetmenliği konusunda da biraz çalışılmasını öngörüyorum. öyle ki cemal hünal'ın bazı diyaloglarını anlamakta güçlük çektim. diyaloglar, ses mixajının zayıflığından ara ara yutuluyor gibi geldi bana.

    tabi ki gayet pozitif yaklaşacağım yerler de var. diyalog derinlikleri gayet güzel. yani tipik türk filmlerinde izlediğimiz ucuz replikler izleyiciye sunulmamış. gayet araştırılmış ve altı dolu replikler sergilenmiş. yalnız yer yer, özellikle filmin son dakikalarına doğru izleyiciye replik yedirme çabası içerisine girilmiş ve ele alınan diyaloglar biraz zorlamaya yöneltilmiş. seyirciye verilen google göndermesi gayet zekiceydi diyebiliriz :)

    ilker bey'in senaryosunu tam anlamıyla sergileyemediğini düşünüyorum. yani yönetmenlik başka bir şey. elimizde tutarlı ve sağlam bir senaryo var. ama ele alınış biçiminden kendisinin de tam olarak tatmin olduğunu düşünmüyorum şahsen. filmin ilk perdesi bence ikinci perdesine göre kesinlikle daha başarılı. ikinci perde de absürtlüğün dozunun fazla arttığını düşünüyorum. ya da bu kadar fazla dozda bir absürtlük bize sunulacaksa bunun dengesi iyi ayarlanıp ilk perde de bize ulaşmalıydı.

    sunumda "benzersiz" fikrine çok fazla odaklanıldığını düşünüyorum. özellikle imge, benzeri vs. anlatımları gayet güzel bir başlangıçtı lakin sonlara doğru insan değişebilir-değişemez ikileminin göze çok fazla sokulmaya çalışıldığını hissettim.

    bazı sahneler makaslanabilirdi. --- spoiler ---

    özellikle eczacı'nın sokak arasından sıyrılıp kendi kendine "çok fazla dikkat çekiyorum." diyip yoluna devam etmesi gözümü tırmaladı.
    --- spoiler ---

    özellikle eczane sahnelerini çok beğendim. gayet güzel, doğal, samimi diyaloglardı. hatta bir an için dedim yönetmen acaba romantik-komedi dalında ilerleseydi ortaya nasıl bir şey çıkardı acaba diye. öyle ki bu sahneler bana yetmedi.

    ilker bey'in oyunculuğuna da bir artı puan benden. maalesef üzülerek söylüyorum ki filmdeki pek çok prof. oyuncudan çok daha iyi iş çıkartmış kendisi. özellikle kenan ve eczacı annesi, doktor rol modellerinin içine sığamayan oyuncular izledik.

    umarım meslektaşlarımız bana kızmaz ama kendi gördüklerimi, yorumlarımı tarafsız bir biçimde kısaca değerlendirmeye çalıştım. dipnot olarak filmi izlerken çok çok eğlendiğimi de belirtmek isterim. benzersiz kesinlikle şans verilmesi ve mümkünse akşam vaktinde izlenmesi gereken bir film. lakin benim anlatmak istediğimin özeti aslında şu:

    belki müzikle ilgilenen arkadaşlar beni daha iyi anlayacaktır. hani hayatınızda ilk defa gitarla buluşursunuz ve ona büyük bir sevgiyle, aşkla sarılırsınız. durmadan çalışır çalışır ve büyük gruplardan dinlediğiniz büyük parçaları çalmayı hayal edersiniz. ilk seneniz dolmadan isaac albeniz - asturias'ı çalmak istersiniz. ve deli gibi çalışıp gitar klavyesindeki tüm notalara basarak çalarsınız da bu parçayı. üstüne üstlük büyük bir hevesle kayıt alıp eklersiniz arşivinize. ama belki de öncesinde yıldızların altında, sevdan bir ateş vs. çalmanız gerekiyordur. aradan 7-8 sene geçtikten sonra eski kayıtlarınızı açarsınız ve sadece gülümsersiniz.

    ilker sarı'nın benzersiz fikrinin çok üst level bir sinema projesi olduğu kanısındayım. tüm temennim aradan yıllar geçtikten sonra kendisinin yüzündeki o gülümsemeyi görebilmek. tekrardan kendisini tebrik edip başarılarının devamını diliyorum.
  • sakın ola giderek zamanınızı boşa harcamayın. filmde kurgu tek kelime ile berbat; sizi kesinlikle içine çekmiyor. müzikler o kadar alakasız ve basiretsizce yerleştirilmiş ki, zannerdersiniz başka bir mekanda çalan müzikler filme yanlışlıkla taşınmış. filmin akışını da, sahnenin vermek istediği modu da ciddi oranda bozuyor. oyunculuk olarak da açıkçası beğenmedim. diyaloglar zaten kötü ve amatör, belki olabilecek iyi oyunculuğu da bozmuş.

    özetle, sinema televizyon öğrencilerinin bitirme ödevi kokan (hatta onların bazılarından bile kötü olabilecek) çok vasat bir film.

    üzgünüm ilker sarı. cidden olmamış.
  • heyecanla beklediğim film , çekimler kaliteli görünüyor diyaloglarda eğlenceli gibi , senaryo da iyiyse eğer tutar bu film
  • birkac saat once sinema salonundan kosarak uzaklastim ve filme en ufak katkisi olan herkese laflar hazirladim.

    oncelikle tanim: berbat ötesi film.

    buraya filmle ilgili kulturel kaygilarla ugrayan filmseverlerden veya filmi pohpohlamak icin gezmedik sosyal mecra birakmayan community delisi eczacilardan tanim icin ozur diliyorum ama film diye sunulan o seyi baska turlu tanimlamak mumkun degil. cok uzun yazmissin okuyamadik diyecekler tam olarak bu noktada entryden gidebilir zira asagida yazacaklarimin ozeti yukaridaki tanim cumlesidir.

    merak edenler icin devam ediyorum, efenim ben bu filmden eczaci esim sayesinde haberdar oldum. kadroya baktim, sagdan soldan bikac yoruma vs baktim, hadi gidelim izleyelim deme gafletinde bulundum. belli ki bu eczaci arkadaslar meslektaslarina destek olmak adi altinda filmi kendi aralarinda duyurmuslar, sinemalar.com, beyazperde, eksisozluk, imdb gibi ortamlarda kampanyalar baslatmislar kanmayin! bu filmi izleyip de hakkinda 2 kelime olumlu bisey yazacak hicbir insan iyi niyetli olamaz.

    herseyden once merak ettigim hususlar var, cemal hunal, ekin turkmen, ruhi sari, selahattin tasdogen gibi insanlar maddi olarak ne kadar sikisti ki boyle bi ise evet demek zorunda kaldi? bu filmi cekme karari alan sevgili eczaci beyefendinin etrafinda "abi yapma bence cok da olmamis bu is" diyecek bir tane yakin dostu yok muydu?

    --- spoiler ---

    buradan sonrasi entry sonuna kadar spoiler icerebilir
    --- spoiler ---

    bi kere oyunculuklar berbat, ozellikle cemal hunali tanimasam bu kadar yapmacik, amator adami nerden bulmuslar diycem adamin oyunculugu adina utandim filmi izlerken.

    gerilim sahnesi cekilmis, duzgun islense belki bir barda etkisi yaratibilecek, catir cutur sacma sapan adam vuruluyor bi tane sinir krizi geciren afallayan yok "abi oyle adam mi vurulur" lar falan havada ucusuyor herkes cok sakin, sanki gazeteyle sinek olduruluyor.

    gecenin köründe gelen mümessil var,
    celiskili bi doktor var, kedili kopekli oyun yapiyor.
    adam uyurken agzinin icine giren, uyandiginda kezoya baglayan hemsire var,
    hastalik derecesinde ruhsuz bi anne var,
    babasina gosterilirken tereddut edilen bi cocuk var,
    bazen hap atip para karsiligi adam vuran, mekanlardan harac toplayan bazen de crossdresser olarak eve adam atan mahalle delikanlisi var,
    bitane hayal urunu mu, gay partner mi, akil hocasi mi belli olmayan bi adam var

    bunlarin hepsini gordugunde "ulan galiba hikaye bunun ustunden yuruycek" diye bekliyosun, hepsi sacma sapan biyerde kalakaliyor.

    araya 2-3 tane eczaciligin zorlugu, 1-2 tane eczacilarin basina gelen komik olaylar konulu, kondom satin almali falan youtube videosu yerlestirilmis, travma sonucu saykoya baglan, matrix ceketi giyip kotu adam olan, gta da sifre yazmis gibi catir cutur adam olduren, bitane polisin de sen nabiyon arkadaş demedigi bi eczaci var.

    o kadar.

    bakin bularin bulundugu bir hikaye var demiyorum birbirinden bagimsiz olarak bunlar var.

    filmin sonunda "ulan bari ruya ciksin, adam vurulmadan once yaptigi enjeksiyonun kafasi ciksin" diye dua ettim. o bile cikmadi!

    1 saat 40 dk boyunca bos duvara bakin daha iyi. sagda solda guzel film diyen birini bulursaniz, kesin eczacidir oyuna gelmeyin, cumlesini bitiremeden agzina bitane vurun.

    okumus etmis insanlarsiniz, yazik, gunah.

    edit: gg münasebetiyle kullanılan dil yumuşatılmıştır.
  • son zamanlarda izlediğim en garip yerli film.
  • 95 dakika boş duvarı izlediğiniz takdirde daha fazla keyif alacağınıza yemin edebilirim.
  • bir ve tek olandır:

    o'nu arayan adam

    ...

    benzersiz biri,

    bir olmasaydı:

    birden çok; mesela iki olsaydı..

    o zaman, sadece benzersiz olmaları açısından bile:

    bir-bir'ine benzer olmaz-lar mıydı-lar

    lar, lar?
  • bir eczacının bir eczacıyı anlattığı cesurca yapılmış bir film.

    merakla bekliyordum, geçenlerde sinemada seyrettim. filmi sinemalarda bulmak zordu, keşke daha çok izlenebilseydi.

    film iyi başladı. cemal hünal'ın oyunculuğu iyidi. eczane sahneleri ve özellikle muadil ilaç sahnesine bayıldım. karakterler ilginçti. her an her şey olabilirdi. sadece son 15 dk'sını izlerken her şeyin bir rüya olmasını istedim.

    son zamanlarda ki bu iyi ve farklı iş için ilker sarı'yı tebrik ediyorum. oyunculuğu da gayet iyidi.

    çevrenizde ki sinemalarda varsa gidilebilecek bir film.
hesabın var mı? giriş yap