• iyi veya kötü türk futbolunun unutulmazları arasına girmiş teknik direktör.
  • giderken hala basına atarlanmış adam.
    o değil de o tercüman çocuk kaç dil biliyor ya hu ?
    yamulmuyorsam, herkesin tercumanı o zira..
  • almanca çok kaba bir dil olduğundan ispanyolca konuşmayı tercih ediyormuş.
  • sıcak değil de nem çok kötü yapıyor dediğini duymuşlar geçenlerde. olmadı şuster, işte bu olmadı..
  • bu adamın fabian ernst'e çok forma vermediğinin iddia edilerek eleştirilmesine uyuz oluyorum. neden mi? çünkü hem geri zekalıca. çünkü adamın tercihidir. sen onun kadar futbolcularla beraber değilsin. hem de bu iddia yanlış olduğu için uyuz oluyorum.

    bu sezon futbolcuların aldığı süreler aşağıda. bakalım bakalım ernst hakikaten az mı süre almış.

    ibrahim toraman: süper ligde 2235 - toplamda 3198 dakika
    fabian ernst: süper ligde 1826 - toplamda 3189 dakika
    guti haz.: süper ligde 1541 - toplamda 2729 dakika
    roberto hilbert: süper ligde 1523 - toplamda 3112 dakika
    mehmet aurelio: süper ligde 1359 - toplamda 2339 dakika

    şaşırdın mı? en çok süre alanlardan birisiymiş değil mi? peki ben bunu neden yazma gereği duydum? çünkü millet olarak her boku biliyormuş gibi araştırmadan, incelemeden ahkam kesme huyumuzdan bıktım. bu kadar. dağılabilirsiniz.

    (bkz: entryi nasıl bitirecegini bilememek)

    gelen mesajlar üzerine bir iki düzeltme yapmam gerekiyor. dendiki ilk yarı ernst iyi süre aldı. sorun 2. yarıda az süre vermesiydi. hatta maçlara 5 yabancıyla başladığımız halde ernst oynamıyordu.

    bunun cevabını başta verdim aslında. kimin ne kadar süre alacağı hocanın tercihidir. biz ondan daha iyi bilmiyoruz herhalde? en azından ben bilmiyorum.
    2. yarıda ernst'e daha az süre verildiği doğrudur. hatta bunu bilerek yaptığını söyleyenler bile oldu ama o zaman sormazlar mı adama ilk yarıda sorun yoktu, ernst bol bol süre alıyordu. şimdi alamıyorsa sorun schusterde olduğu kadar ernstte de olamaz mı diye? sonuçta bir sürü farklı durum olmuş olabilir ikisinin arasında. benim anlatmak istediğimin ana fikri ahkam kesmeye bayılıyor olmamız ve bunu hep yapmamız.
  • memleketim futbol aklının, giderken arkasına teneke bağladığı spor adamı.

    2010-11 sezonunun bir bölümünde bu adamın zihniyeti ile futbol oynayan beşiktaş takımı, maç izlemekten az çok keyif alan bendeniz dahil bir çok taraftarı mest etmiştir, hatta ekrana kilitleyip 90 dakika boyunca yüreğini titretmiştir, hop oturtup hop kaldırmıştır, zıvanadan çıkartmıştır. sonrasında ise, ne yazık ki insan sosyal ortamından kopuk olamayan bir varlık...

    seneye ortak aklın dediği olur, takviye yapılan defans onsekiz önüne çivilenir, orta saha göbeğin berisinde takılır, ofans da işte arada orta sahadan destekle atak yapmaya çalışır, böylesi bir disiplinle türkiş lig aparılır, zirveye oynanır, hoca takdir edilir, basın, federasyon, sevgili sporseverler mutlu olur, ne şiş yanar ne kebap...

    bu arada, yönetimin iyi kötü bu adamın arkasında durur bir tavır göstermiş olması takdir edilesi...
  • ziraat türkiye kupasında kendisi 6 maçta 5 galibiyet 1 mağlubiyet aldığı halde kovuldu. son 3 maçta 1 galibiyet ve 2 beraberlik alarak kupayı "kazandıran" tayfur ise teknik direktörlükle ödüllendirildi. bu adamın kupada karnesi iyiydi. uefa'da karnesi iyiydi ama başarıda tek kriter lig demek ki bizim yönetim anlayışımıza göre.
  • beşiktaştan sıkılmayan, yönetime zaten beni göndermeyi düşünüyorsunuz hiç uğraşmayalım ben ayrılayım diyen, yönetimden kimse kendisine inanmadığı ve destek olmadığı için ayrılmak zorunda kalan bir insandır. benim gözümde istifa etmemiş, kovulmuştur.
  • hamit altıntop real madrid seviyesinde bir oyuncu değil demiş. kendisi de türkiye ligi seviyesinde bir hoca değildi. burada dalga geçilen anadolu takımları hocalarının her birine en az 1 kez puan kaybeden, futbol kariyeri boyunca 1 maçta 10 metre top sürmüşlüğü olmayan nobre'den forvet arkası yaratmaya çalışan bay şuster hamit'i iyi izlesin bu yıl.
  • ilk yarıda beşiktaş'a oynattığı futbol anadolu takımlarının ağzının suyunu akıtıyordu hakikaten. üstümüzden geçmeyen anadolu takımı kalmamıştı. adamın görevde kaldığı 6 ay boyunca takımın oynadığı 1,5 maçlık aşırı iyi performansı baz almak ama kaybettirdiği tonlarca maçı, puanı görememek ne gibi bir göz hastalığıdır acep. sen kamp sistemini lap diye kaldır, önceki sezon fener'de aragones döneminde takımın yarısını sakatlayan kondisyoneri tut getir, sonra takımın sakatı varmış da bilmem ne.
hesabın var mı? giriş yap