• olması gereken zaten bu değil mi? işini görüyorsa, bir yerinde yırtık veya yıpranma yoksa giyeceksin tabi.
  • - niye beş yıl?
    + çünkü benim montum beş yıllık.
  • 1989 yılında aldığım deri ceketi hala giyiyorum. iki kere astarı değişti sadece. başka lüzumsuz bilgi isteyen varsa dürümcüyü arasın. evet yaşlıyım. evet huysuzum. evet hasta etti bu memleket.

    (bkz: sözlük)
    (bkz: format)
    (bkz: dürümcü)
  • levi's dan annemle babam almıştı orta 3'üncü sınıfta sütlü kahve asker rütbeli gömleği hatta büyük alalim ilerde de giyersin demişlerdi, 32 yaşındayım hala dolabımda ve ara ara giyiyorum..
  • önemli olan bir giysiyi 5 yıl (ya da daha uzun süre) giymek değil, kaç defa o kıyafeti giydiğinizdir. her yıl 1 defa giyiyorsanız 5 kez giymişsiniz demektir.

    ne zaman okudum hatırlamıyorum ama ingilterede yapılan bir araştırmaya göre bir giysi eğer 8 defa giyilmiyorsa boşa para verilmiş oluyor. aynı araştırma insanların giysi dolaplarındaki çoğu eşyayı 8 defayı bırakın 1-2 defa giymek için aldıkları yönünde. bu durumda da korkunç bir tekstil atığı oluşuyor. çok büyük paralar verilen kıyafetleri atmaya kıyamayan insanlar bunları dolaplarında tutmaya devam ediyor ama bu eşyaların yer kaplamaktan başka bir yararı yok. örneğin benim 20 yıl önce ilk maaşımla aldığım bir hırka hala durur, ama ancak 5-6 kez giymişimdir. ama geçen yıl aldığım bir pantalonu ne kadar çok giydiğimi hatırlamıyorum bile.

    anneannemin küçük bir dolabı vardı. belki 30-40 senelik toplasanız 10'u geçmeyen elbiseseleri. standard bir ev hanımıydı ama bakıyorum fotograflara o dönemde insanların daha az kıyafeti varmış ama daha iyi giyiniyorlarmış.
  • hepimizin evde gitmekten hoşlandığı ağzı götü kaymış pijamamsı şeyleri vardır. onların rahatlığını başka birşey veremez.
  • cimrilikle alakası olmayan durumdur. bi ürün ömrünü tamamlamamışsa 5 yıl da giyersin 10 yıl da. bakmayın siz sözlüğün gösteriş budalası multi milyoner dallamalarina
  • severek aldığım bir giysiyi mümkün olduğunca uzun yıllar giymek isterim..

    sadece bir tişört üretilirken 2700 litre su harcandığını düşünürsek günümüzde mantıklı bir eylem.

    edit:
    gerçekten tişört üretimi için 2700 litre su harcandığını abartılı bulanlar oldu. tekstilci değilim. su ayak izini araştırırken karşılaştığım bilgidir.
    merak edenler için,

    https://sutema.org/…ilgan-dongu/su-ayak-izi.15.aspx
  • lise ikide annemin vakko'dan kumaş alıp diktiği ekose eteği hala saklıyor ve giyiyorum. yine 17 yaşındayken aldığım ve üzerimdeyken çok güzel günler geçirdiğim bir triko bluzu hala saklıyorum, yepyeni görünüyor. cimrilikten veya yokluktan değil, giysi alımı konusunda tutumlu değilim, ama eskimedikçe hiçbir şeyi atmıyorum.

    giysiler için şöyle bir sınıflandırmam var:

    a sınıfı: çok seçkin ortamlara giydiklerim.
    b sınıfı: günlük olarak ama seçkin ortamlara giydiklerim.
    c: markete-pazara giydiklerim
    d: ev içinde giydiklerim

    d sınıfına ulaşan giysiler bundan sonra gece yatak giysisi ve sonra da yer bezi olarak değerlendiriliyor. yani bir anlamda geri dönüşümün dibine vuruyorum. istisnai olarak da c sınıfından sonra yardım kumbarasını boylayanlar olabiliyor.
  • allah allah bunun nesi garip lan.
    kıyafet bu bir ömür bile gider. bayatlıyor mu sanki ? skt'si mi var bunun ?
    15 senelik kargo kotum var. babalar gibi gidiyor. keza 10 yıllık tişörtlerim gömleklerim. ne oluyor sanki ?
    tek sıkıntı ayakkabı. her markayı denedim. en babası bile 1 yaşını doldurmadan pert.
hesabın var mı? giriş yap