• giriş jeneriğinin* hastası olduğum, bir anda bütün bölümleri izleme isteği uyandıran harika ingiliz dizisi. yalnız cidden seyrederken feci bir şekilde şarap/sigara içme isteği ile dolduruyor insanı.
  • eski bir ingiliz komedi dizisi. dizinin ana karakterleri sürekli şarap sigara içiyor. şaraptan nefret eden insan bile bu diziyi izlerken şarap içmek isteyebilir. esprileri ortalamanın çok çok üstündedir. efsane kelimesini hak ediyor.
  • tamsin greig in donuk ve ingiliz soğukluğunu tam anlamıyla yansıtan bakışlarının hastası olduğum, mükkemmel dizi. üstelik bu ablamız ilk sezonu hamile hamile oynamış ve bunu belli etmemiştir.
  • insanın durduk yere hatırlayıp, gözleri süzüp süzüp izlediği günlere götüren dizi. ah aman allahım, sanki onu izlediğim süre olan 1-2 ayım farklı bir dünyada. ne zaman hakkında hakettiği şeyleri yazacak olsam yazamıyorum bu dizinin ama sanırım sebebi hakettiğinin bu şekilde olması. benim için diziden çok farklı. izlerken 13 şarabı üst üste içip farkına bile varmamam, jenerik müziğini hatırladıkça gözümün önünden kırmızı kırmızı şarapların geçtiği, manny'siyle, fran'iyle bernard'ıyla, dükkanının yeriyle, gece dışarıda kalınca telefon kulübesinin yanından o dükkanın karanlıkta görünüşü... dylan moran'ın farklı bir şey olması... farklı bir varlık, farklı bir olağanüstü! bill bailey'in onu harika şekilde tamamlaması... bu ikisi bence doğaçlama olarak da aynı şeyleri yapabilirler, ortada bir oyun olmasına gerek bile yok bence! dylan moran'ın surat ifadeleri aklıma geliyor şimdi izlemek istiyorum, ama başlarsam tüm sezonları komple izlemek isteyeceğimi biliyorum. çevremdeki arkadaşlarımın çoğuyla şarap yaptıkları bölümü izlemem de cabası. içlerinden 1-2 tanesinin de diziye bağımlı olmasının hoşluğu...

    bu üç oyuncudan birisiyle tanışamadan, beraber şarap içip beni ne kadar etkilediklerini söylemeden gidersem gerçekten üzüleceğim, seviyorum ulan!
  • sadece toplam 18 bölümünün olması, hepsi izlendikten sonra yoksunluk sendromuna neden olabileceğinden dikkatle tüketilmesi şarttır.

    (bkz: bilinçli tüketiniz)
  • 1000. entrymi hakettiğini düşündüğüm, 2010 yılıma damgasını vurmuş şeylerden birisi. müziğini çaldıkça nasıl da bana o ilk izlediğim dakikaları hatırlatan, son üç bölüm kaldığını farkettiğimde bu bölümleri birkaç aya yayarak bitirdiğim... efsane.

    şuradan izleyebilir belki isteyen, ilk sezonun üçüncü bölümü... başlangıçtaki kısma aldırıp kapatmamanızı tavsiye ederim. bak gene duydum o müziği her şey değişti ya...
  • jenerik müziği ile ilgili tartışmalar söz konusu. birkaç foruma ve youtube yorumlarına baktım da bu intro için kimisi tom waits'den jockey full of bourbon diyor, kimisi dizinin tüm bölümlerinde kompozitörlük yapmış jonathan whitehead'e aittir diyor. ilk duyduğumda bende de bir tom waits şarkısı etkisi yarattı tabii ancak bana kalırsa bu müthiş benzerliğin yanında farklılıklar da var. kompozitörümüz etkilenmiş olabilir, aşırmış olabilir vs. açıkçası net bir bilgi edinemedim, kafam karıştı, ben de meraktayım.

    fakat diziyle alakalı çok netim: legen... wait for it... dary!

    işte tüm dizilerin içinde gözümün, gönlümün aradığı karakteri* buldum dedirtti bana. şimdi, neden bu kadar geç izlemeye başladım diye kendime kızmaktayım ama yorumlara bakılırsa da zaten 3 sezonunun 3 yılda tüketilmesi gereken hatta sonrasında da dönüp dönüp izlenilmesi gereken bir dizi.
  • dizideki manny yani bill bailey, sonisphere'in ingiltere ayağında (ki gruplara bakarsak görüp görülebilecek en sağlam sonisphere festivali sanırım) sahne şovu yapacakmış.
  • --- spoiler ---
    manny: bernard, bernard, bernard, bernard look, bernard, bernard, bernard look, look, bernard, bernard, bernard look, bernard!
    bernard: what?!
    manny: im a prostitute robot from the future!

    --- spoiler ---
  • yanılmıyorsam birinci sezon üçüncü bölümde iznik restaurant'da geçen bir akşam yemegi sahnesi var.

    tekrar yanılmıyorsam restaurantta şu:
    http://www.iznik.co.uk/

    o degilde, dizi acayip komik. ciddi anlamda güldügüm ender dizilerden birisi. yani sadece bu ayrıntıyla hatırlanmak istemem ama ingiliz dizilerine, kitaplarına baglanınca iyice ayrıntı manyagı oluyorsunuz.

    edit: sagolsun only alcoholica araştırmış iyice yanılmıyormuşum.
hesabın var mı? giriş yap