• bir sürü olayın sarpa sarması, kötü gitmesi.
  • ayrıca (bkz: boka basmak/1)
  • herhangi bir "bilmediği boka atlamak" eyleminin sonucunda yaşanma ihtimali %50 olan durum, koşul.
    diğeri için;
    (bkz: sıyrılmak)
    (bkz: ucuz kurtulmak)
  • domuzların dilinde "yırttık abicim yırttık" anlamına gelen deyim...
  • işlerin ters gitmede tavan yapması,gorunen bir cıkıs yolu bulamamak,tabiri caizse got gibi kalmak..
    ama hayat bu ,nelerle karsılasıyor insan..panige gerek yok...her zaman bi cıkıs yolu vardır..
    sahsen ne zaman kendimi boyle bir durumda hisseder gibi olsam aklıma (bkz: john lennon)ın cok kullandıgı bi laf gelir:
    ''işler istediğiniz gibi gitmiyorsa ve koseye sıkısmıs hissediyorsanız,tek cıkıs yolu bi cesit cılgınlık yapmaktır yani risk almaktır,kucuk dusmekten korkmamaktır''
  • iki ucu boklu değneği ojeli ellerle tutmak.
  • argo bir tabir. ama şu an durumum bu. üstelik hiç bir alakam olmayan şeylerden ötürü bu durumdayım.bir insan 4 saatte bilinç sıçraması yaşayabilir mi?
    yaşadım.
  • yarım saat rötar yedim,

    yıllar sonra özgürüm her zaman hayalini kurduğum, doğru olanın bu olduğu inandığım "özgürlüğümü yaşıyorum". bugün terkedilişimin neredeyse dördüncü ayı. beni en çok hangisi yıktı bilmiyorum. bütün duvarlarımı yıkmışken her şeyin bitmesi mi sonrasında verdiğim yanlış kararlar mı? ne kadar güçsüzüm, ne kadar güçlüyüm. o akşam o kadar yalnızdım ki kimseyi arayacak takatim yoktu. annemle babam zaten boşanmanın eşiğinde, en yakın arkadaşlarım kilometrelerce uzak ben konuşamayacak kadar şaşkındım. 1 şişeyi geçkin şarap içtim, sarhoş oldum, dans ettim, ağladım uyudum.

    ben gerçekten bunları hak etmiş miydim? "hiç bir zaman babama benzeyen bir adamla birlikte olmayacağım!" deyip bir nevi zitti bir adama aşık olmuştum. müzik zevkimizden tut da siyasi görüşümüze, dinlediğimiz müzik, izlediğimiz fimleri varana kadar zıttık. " zıt kutular birbirini çeker" çekmedi, itti, çeke çeken kopardı, parçalayıp attı.

    eğer yabancısı oldugunuz bir şehirdeyseniz ve yalnizsaniz bir desteğe ihtiyacınız oluyor bir can simidine. en azından benim olmuştu. şebnem ferah şarkısı gibi hatta "arkadaşım, aşkım, babam, oğlum". arkadaşım önce onları yapma dedi, aşkım onu giyme, babam onlarla görüşme oğlum ise ben her şeyden önce gelirim.

    sonra oturdum düşündüm bir kağıda yazdım. nelerin seviyorum nelerinden nefret ediyorum, benim neyimi seviyor/sevmiyor. tuttuğum skora göre küme düşmüştük hatta bizim takım boş kaleye gol atamayacak haldeydi.
  • olayların içinden çıkılmaz, anlaşılmaz hal alması ve bütün olayların göbeğinde kendinizi bulma hali.

    çoğu insanın batmadan önce bahsi geçen insan üretiminin çıkış noktasına yakın durma konusunda aşırı bir istek ve azmi olduğunu, bile isteye lades olmaktan zevk aldıklarını fark ettim.

    günün sonunda tüm hayatınız sizin tercihlerinizin toplamı malesef, sevgili bok severler.
hesabın var mı? giriş yap