• az programlı makine f/p açısından çok programlı makineyi dövüyor arkadaşlar.

    çok programlı bir makinede bulunan artı programlar şunlar:
    ön yıkama:
    makine içinde bulaşık bekletince koku yapmasın diye eklenmiş bi program olduğu belirtilmiş. 10 lt su harcıyor.
    (sonra yıkarken de 10 lt su harcıyor)

    mini 30:
    ön yıkama işleminden geçmiş bulaşıklar için uygun denmiş. su; 10 lt. elektrik; günlük programla neredeyse aynı . ( -0.1o fark var. durulama için kullanılan elektrik o farkı geçiyordur muhtemelen.)

    yoğun 70 derece:
    tencere gibi yoğun kirli bulaşıklar için uygun. daha çok elektrik daha çok su harcıyor. yaklaşık iki yıkamaya bedel sarfiyatı var. sık sık bir makine dolusu tencere yıkıyorsanız bilemem de normalde olan; 1-2 tencere tava gerisi tabak bardak çatal kaşık vs. o iki tencereyi makineye koymadan önce bulaşık teliyle geçmek daha mantıklı.

    otomatik:
    ne yapacağı belli değil, bir iki adet çok kirliye göre mi ayarlıyor, çoğunluğa mı bakıyor bilinmiyor. elektrik ve su sarfiyatı aralığı günlük programla yoğun arasında, her ikisi de olabilir.

    yoğun hızlı:
    su aynı, elektrik 2 kata yakın. kısa zamanda yıkıyor. günlük programda olan ön yıkamayı yapmıyor onun yerine ısı kullanıyor.

    karma:
    üst kata camları alt kata tencereleri koyun, ben 70 derecede üsttekilere zarar vermeden alttakileri temizlerim demiş. maliyeti: yoğun programdan da fazla elekrtik ve su.

    bulaşıkları makineye kokacak şekilde koymuyorsanız, o kadar bekletmiyorsanız ve tencereleri bulaşık fırçası/teli yardımıyla kalanlardan arındırıyorsanız çok programlı makine almanıza gerek yok.
    ince cam, kristal gibi narin malzemeleri çizilmeyi önlemek için sıvı deterjanla az kirli programında yıkayabilirsiniz.
  • yaklaşık 13 senelik emektar bulaşık makinesinin bozulup tamir ücreti hurda değeri kadar bir hesapla karşımıza çıkınca yeni makine almaya karar verdik. piyasa araştırmasına koyuldum.

    makineler arası markadan markaya ahım şahım bir teknoloji farkı yok. fiyatlar 500tl den başlayıp 4000tl arası değişiyor.

    evet belirtildiği gibi program sayısı pazarlama stratejisi ve fiyatı yükselten etmenden başka bir şey değil. günde 2 kez ya da gün aşırı bulaşık yıkamıyorsanız, makinenin fonksiyonları muazzam derecede fark yaratmıyor emsallerine göre.

    ortalama 3 veya 4 program ideal görünüyor günümüzde. program sayısı şöyle değişkenlik gösteriyor:
    hızlı yıka (acelem var)
    daha fazla sıcak su kullan (inatçı bulaşık lekeleri var)
    standart mod (optimal şekilde su elektrik sarfiyatı)

    gibi kombinasyonlarla neredeyse sonsuz sayıda program seçeneği üretilebilir.

    makineden beklentiniz, ben tabak çanağı dizeyim düğmeye basayım 1.5-2 saatte yıkasın diyorsan birçok programın ne kadar gereksiz olduğunu anlarsın zaten.

    bir tabakta ne kadar inatçı bulaşık lekesi olabilir ki? elbise kadar narin değiller sonuçta. sorarım size evlerinde 5-10 yıllık bulaşık makineleri olan tüketiciler, ortalama 50 derece suda bulaşık yıkayan makineden memnuniyetsizlikleri var mı iyi yıkamıyor diye?

    marka vermek istemiyorum ancak, yeni aldığmız makine için servisin şöyle bir teklifi oldu:
    bulaşık makinesinin su giriş kısmına manyetik kireç önleyici tasarlanmış. 5 yıl garantili. bu küçük parça sayesinde makine için tuz kullanmamıza gerek olmadığını söylediler. bu parçanın değeri 60 tl. ortalama ayda 2 paket tuz kullansan ve 5 tl den hesap et aylık makinenin tuz masrafı 10, yıllık ise 120 tl yi buluyor.

    bu kireç önleyici 1 seneden kısa sürede tuz masrafı için kendini amorti etti zaten. çamaşır makineleri için de kullanılıyormuş aynı sistem.

    almayı düşündüğünüz makinenin, su ve elektrik sarfiyatına bakın. titizlikle hesap etmeye gerek yok ortalama bulaşık makinesi 12 lt suyla işini görür. kimi makineler bu değeri 6 lt ye indirir ancak birçoğunun yarım yıkama modunda 6 lt tükettiği söyleniyor. yarım yıkama nedir? yarım yük konulmuş makine için yıkama programı.
    20 tabak koyacakken 10 tabak koyup daha az su kullanacağını söyleyen makine üretici varsa eğer 6 lt tüketmesi reklamdan başka bir şey değil zaten. ancak tam yükle 6 lt yıkayan makine varsa ve piyasada bilinen bir markaysa almanızda sakınca görünmüyor. bu tüketim değerlerine çok fazla takılmayın. çünkü yıllık 2000 ile 3000 ton arası su sarfiyatı yapan makinelerde 1 ton su yani 1 metreküp suyun farkı maliyet olarak pek fazla değil. 1 metreküp su ortalama kdv dahil 5 tl yapıyor su dağıtıcılarında.

    kısaca makineniz a+ veya üzeri (a++)olsun yeter.

    en önemli noktaya geliyorum:
    piyasada en iyi bulaşık makine üreticileri alman firmalarıdır. bosch, siemens gibi. daha az tanınıp daha kaliteli markalar da var miele gibi. miele markası 20 yıl garanti veriyormuş tam evladiyelik ancak fiyatı da ona göre yüksek. zaten arıza yaparsa parça masrafından dolayı anlarsınız makinenin neden isim yaptığını. kalite vardır ancak parça fiyatı da oldukça yüksek.

    en önemli nokta ise kazan kısmı!
    makinenin iç kısmının tabanına bakın ve plastik olmasın. çünkü plastik sağlıksızdır. koku yapmasının yanı sıra hijyenik de değildir. neticede 5-10 senelik bir makine kullanacaksınız. kazan kısmı çelik olmalı tamamen.
    mesela bosch yerli üretim bulaşık makinesini sorun adamlara. plastik kazanlı modeli göreceksiniz muhtemelen.

    birçok markayı araştırdım inceledim. makinenin kapağını açın sepetin kalitesinden anlarsınız az çok fiyatının ederini. uç fiyatlardaki makinelerin bulaşık yıkama adına fazla bir fark getirmediğini yinelemem gerek. teknolojisi farklıdır, püskürtme sistemi pervane sistemi 3 sepetli falan. program sayısı fazladır (bu da fiyatı arttıran en önemli etmen). dediğim gibi fazla bir getirisi yok makine için çok para vermeye. verdiğiniz fazla para fonksiyonunu değiştiriyor sadece makinenin. onun dışında aynı bulaşığı birbirlerine yakın kalitede yıkayacaklar.
    üreticiler 10 sene motor garantisi, 3 sene de parça garantisi sunuyor zaten.
  • almayın.

    şaka lan şaka alın tabi yıl olmuş 2014.
  • gerekirse en düşük modelini alın ama miele alın derim, en ucuz modellerinden birini yıllarca kullanmış ve en ufak sorun yaşamamış biri olarak diyebilirim ki, sessizlikde üstüne yok, ne su alırken ne de deterjan kapağı açıldığında, ortam ne kadar sessiz de olsa en ufak ses duyamazsınız. bulaşıkların gıcır gıcır çıktığını söylememe gerek bile yok sanırım.
  • ilk olarak, iç zemini plastik olan bulaşık makinesini asla almayın. sıcak yıkama yaptığınızda ya da yıkanmış bulaşık beklettiğinizde ciddi koku yapar. alırken enerji etiketlerini mutlaka kıyaslayın, çünkü ses ve su tüketimi çok farklı olabiliyor.

    bosch ve siemens'in alt ve orta modellerinin türkiye'de üretildiğini ve ithal olan üst segmentine oranla çok farklı olduğunu unutmayın. üst modellerle alt modellerin farkını volkswagenle tofaş gibi düşünebilirsiniz. :)

    samsung'un bulaşıkları iyi yıkamadığına dair çok şey duydum. buzdolabı ve çamaşır makinesine nazaran daha başarısız olduklarını düşünüyorum.

    lg motorunun slim olması sayesinde diğerlerine oranla daha fazla bulaşık hacmine sahip olduğunu göz önünde bulundurun.

    özet olarak, bosch siemens üst segment, lg, electrolux ve miele markalarını öneririm. ama f/p olarak lg tavsiye ederim.
  • miele'nin en analog, az programlı, basit modelini alın geçin.
  • deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki, elektronik eşyalarda özellik sayısı ne kadar fazlaysa ürünün ömrü de o kadar az oluyor. bu yüzden belki de hiç kullanmayacağınız özelliklerin cazibesine kapılıp gereğinden fazla para ödemeyin derim neticede makineye atlayıp uzaya gitmeyeceksiniz. bosch eskisi kadar kaliteli gelmiyor bana ama çoğu markayla karşılaştırınca yine en tercih edilebiliri o sanki. fiyat olarak da vestel daha uygun görünüyor şu aralar ama performans açısından nasıldır bilemiyorum.
  • samsung kesinlikle almayın.
    garantisi biter bitmez elinizde kalır.
  • bosch almayın.
  • hotpoint ariston modellerine bakın.
    fiyat performans olarak gayet başarılı.
hesabın var mı? giriş yap