161 entry daha
  • annemle babama albüm yetmemiştir, kaç senelik yaşamlarına ait fotoğraflar karton bir kutuda durur. zaman zaman durduğu yerden çıkartıp bakarım, ne kadar yaşlandıklarına, neler yaşadıklarına.

    o kutuda bir başka kutu daha vardır. içinde ecevit posteri, bir güvercin rozeti ve bir kaç kitapçık.

    sorarım her seferinde, neden bunlar ayrı kutularda diye. annem anlatır:

    "eylül 1973.

    baban ve ben gemiyle karadeniz turuna çıkmıştık. gemi samsun limanına yaklaşmaktaydı, biz de güverteden şehre bakıyorduk. sonra onu gördük, bize doğru gelen. ne yapacağımızı ve ne diyeceğimizi şaşırmıştık. ikimiz de duruyorduk öyle felç geçirmiş gibi. geldi yanımıza, şiirlik bir manzara değil mi dedi, elimizi sıktı. biz ne dediğimizin farkında değildik, tatlı bir rüzgar gibi bize dokundu. biz oylarımızı ona verdik ve hiç bir seferinde de üzülmedik. işte o gün yanındakilerden birinin verdiği posterdir bu. kaç senelik düşün. ama özel, bize ait. bize eylül 73'ü, samsun limanını anımsatan, o sıcak esintiyi, o sıcak kibarlığı, o sadeliği, o halktanlığı... bizim olduğu kadar da özel... onun için kutunun içinde. vasiyetim şudur ki encre, benden sonra sen de sakla bunları."

    bizim için herşeyden önce insanlığı, yaşanmışlığı, sıcaklığıydı önemli olan. onun içindir ki 60'a merdivenli annem ve babam; evlerinden, televizyondan, bilgisayarlarından uzakta olmalarından internet kafeye gidip bana mail atmışlardır: hem sana yazmak hem de ecevit'in sağlığını öğrenmek için kafedeyiz. oyun oynayan çocukların arasında komik kaçtık ama merak ediyoruz.

    herkes merakla, endişeyle ama umutla bekliyor. giderse üzüleceğiz, kutuyu açıp posteri elleyeceğiz... kim bilir....
2415 entry daha
hesabın var mı? giriş yap