• restorasyon çalışmaları için ibb'nin iştiraklerinin çalışmalara başladığı ve yapılan hesaplamalara göre 20 milyon euro gibi dev bir bütçeye gerek duyulacağı anlaşılan tarihi yapı.

    birilerine bu para bu tahtaya harcanır mı şimdi gibi sorular mantıklı gelebilir; ancak yerli ve millilikten bahsediliyor ya işte budur yerli ve millilik. bu şehrin yerliliği kültürel envanteridir. bu şehir enternasyonal bir şehirdir ve hep de öyle kalmıştır. dolayısıyla bu şehirdeki kültürel envanterin yeniden derlenmesi ve ayağa kaldırılması önemli.

    20 milyon euro büyük bir para; ancak katbekat karşılığını da çıkartabileceğimiz bir para. nitekim yapı avrupa'da nadir görülen örneklerden biri. bu nedenle turizm için bulunmaz bir lokasyon. özellikle ada'da bulunması da harika bir pazarlama artısı.

    bu ve benzeri yapılar esasında orta vadede kendisine ayrılan parayı çıkartabilecek yapılar ve bu nedenle rahatlıkla bütçe ayrılabilir. sorun, bizim kültürel pazarlama stratejimizin olmayışı maalesef.
  • memlektte kalan son beş buçuk rum'un değil, devletin restore ettirmesi gereken yerdir. çünkü bu devlet rumlar'ın da devletidir. burdaki rumlar öksüz çocuklar değildir. bizzat senin benim gibi bu ülkenin birer vatandaşıdırlar. devlet babalığını göstersin bi zahmet. tez zamanda eski günlerine kavuşması dileğiyle...
  • bugün gittiğimizde doğma büyüme büyükadalı olan bekçisi, satıldığını ve artık özel mülkiyet haline geldiği için de bahçesine bile girmemizin mümkün olmadığını söyledi. yakın zamanda ne gibi bir projenin kurbanı olacağı, belki de tam tersi, belli olacaktır. binayla ilgili bir iki bişey soralım dedik bekçiye, "google da aratın çok bilgi var" dedi..

    tamam dedik ne diyelim...

    ha bir de aşağıda bisiklet kiralamadan önce büfedeki arakdaşa kaç dakikada gideriz yetimhaneye diye sorduk "bu konuda fazla ayrıntı vermek istemiyorum" dedi manyak.. adalılar arasında sanırım son zamanlarda mevsimin de etkisiyle olsa gerek bir gizemli olma çabası var ki sorma bilader..
  • muhteşem bir görüntüye sahip, içeri girmesi yasak olan, korku filmi çevirmek için bire bir olan yer
  • 1898'de mimar alkeksandr valluri'ye otel olarak yaptirilmis, bir rivayete göre dunyanin en buyuk ahsap binasidir. prinkipo palas olarak yapilan otel ikinci abdulhamid izin vermeyince acilamaz. binayi devrin meshur zenginlerinden banker zarifi'nin esi eleni zarifi alir ve patrikhaneye yetimhane olmasi icin bagislar. bina 1960'a kadar yetimhane olarak kullanilir. 1960'da azalan cocuk sayisiyla birlikte cocuklar heybeliadaya gönderiliri, bina da kisla haline getirilir. 1963'ten beri kullanilmamaktadir.
    buyukada'nin hristo tepesinde, olaganüstü bir manzaraya sahip olan yetimhane ile ilgili pek cok kisinin hain plani yok degildir. bir ara mehmet alper (kiz kulesi mimari!!) o kocaman ahsap binaya beton giydirip tekrar otel olarak acilmasi icin ugrasmissa da simdilik yapamamistir. ama elbet bir gun bina ya kendiliginden zaten yikilacak, ya da hyatt regency, four seasons falan olacak.
  • ilginc bir konumu vardir bu binanin...adanin iki tepesinin arasina kurulmustur ve arkali onlu mukemmel bir manzarasi vardir. fakat isin garibi lodos ve poyraza da son derece aciktir. ozellikle de poyraza...ust katlari poyrazi direk olarak alir ve hemen caprazindaki isa tepesi binayi korumakta yetersiz kalir cogu zaman. bu kadar yipranmis olmasinin onemli bir sebebi de budur zaten.

    adada ahsap binalar, istanbul ortalamasindan daha kisa surede bakim isterler genelde. ozellikle de istanbul'a bakan kisimdaki binalar...poyraza, kara, kisa ve hatta buzlara karsi mucadele vermeye calisir bu binalar...yetimhane de en heybetli mucadeleyi koyan savasci bir yapidir iste...hemen ilerisindeki hristos manastiri ise gerek lodos ve poyrazdan korunan yapisi ve gerekse mutemadiyen bakim gormesi ile butun guzelligi ile kendini ortaya koyar. keske yetimhane de boyle olsa dedirtir insana...

    bir gun adam olacak bu bina...rahmetli celik gulersoy un yetimhaneye yonelik de projeleri vardi. birakin yaptirtmayi, konusturmadilar bile adami. guzel insandi, ada halki severdi kendisini, allah rahmet eylesin...
  • avrupa'daki en buyuk ahsap binadir.. zamaninda, mustafa kemal'in, dostlariyla beraber buharli gemilere atlayıp geldigi ve sabaha kadar muhabbet ettigi, yemek yedigi bir bahcesi vardir. 40li yillarda kumarhane olarak isletilmistir ikinci dunya savasi sonrasinda ise curumeye yuz tutmustur.

    bu bina buyukadanin tum stratejik noktalarindan rahatlikla ve fenerbahce-dragos arasi tum sahilyolundan da dikkatli bakildiginda gorulebilir.
  • görünüşü beni çekmesiyle,yıkık dökük görüntüsüyle,kısa film çekme,hani güzel bir şey çekeriz maksaydıyla,sikerler yasağını diyip,paslı demirlerinden üstünden içeriye atlamaya çalışmakla,ben kameraman olarak ve bir arkadaşım pantolon dar olduğu için atlayamamasıyla,atlayan bir arkadaşın fazla açılmasıyla,oranın çalışanı mı desem,orada yaşayan kişi ve köpeği mi desem, kısacası o kişi ve köpeği tarafından farkedilmesi ve hunharca kovalanması ve küfür yememizle,bir arkadaşın demirlerden atlayamayıp içerde kalmasıyla ve devamında gelişen olaylarla birlikte başrolünü oynadığı mekan.üstelik hepsi kayıttyadı :p benim için ismi her zaman kabuslar evi olarak kalacak..yalnız yine olsa yine yaparım(bkz: kabuslar evi) oradaki çalışan adam o kadar sinirliydi ki ev için fantastik düşüncelere kapıldım.adanın dengesi acaba burası mı ? yoksa lost gibi falan olaylar mı dönüyor ?
  • kafamizi kopek koparir diye bicakla donanarak harekat duzenledigimiz, girerken sortumuzu yirttigimiz, bahcesinde biraz dolastiktan sonra cujo'dan beter 2-3 kopegin hirlamasini duymamizin yetmesiyle tabanlari yagladigimiz bir gecenin mekani olmus guzelim yapi. gunes battiktan sonra tepeye bakildiginda agaclarin arasina gizlenmis, buyuk adayi ve diger adalari gizlice seyreden kocaman kararti bu yethimanedir iste. gece vakti bakmasi bile tuyler urpertir.

    bahcesindeki kopekler merkezi bir yerden havliyor diye baglilar sanmayiniz. kendilerine 2 3 el feneri yakmamla uzerime tazidan farksiz bir hizda kosmaya basladilar. iceri girmek icin en iyi yer; on bahce diye tabir edebilicegimiz, icinde seffaf musambayla kapli bir cadir barindiran, ana yolun aksi tarafinda kalan bolumden olacaktir. bu taraflarda korkuluklara yapilan "yamalar" daha fazla oldugundan girerken kiciniza birsey batmaz. ama demin de soze getirdigim uzre ustunuze giydiginiz seyler yirtilabilir. dikkatli olunuz. geceyse fenersiz gitmeyiniz.
hesabın var mı? giriş yap