• "bütün hayatımı onlar verir de ben yaşarım
    kadınlar olmasa öksüz kalırdı eş’arım"
  • "başım dedi: dinlen; gönlüm dedi: koş!''

    demiş şair.
  • kadın şairi olarak tanınan servet-i fünun şairidir. kadınlara düşkünlüğü ile bilinir. şiirlerine ilham veren şeyin kadınlar olduğunu söyler.
  • "dudaklarımda geçen gün ısırdığın yerler
    senin tahassür-i bûsenle sızlıyor! her an...
    o dişlerin ki birer sûzen-i hayâl-i efşan
    açaydı keşki mukaddes cerîhalar yer yer"

    demiş şairdir.

    ayrıca kızının deyişine göre, evinde sevgililerinin saçlarından oluşan bir levha varmış ve o levhada da:
    "bütün hayatımı onlar verir de ben yaşarım
    kadınlar olmasa öksüz kalırdı eş’ârım" yazıyormuş.

    kadın şairi sıfatını boşuna almamış.*
  • bana kalırsa en güzel atatürk şiirlerinden birinin sahibidir.

    (bkz: o geliyor)
  • celâl sahir erozan, türk şair, yazar, yayıncı ve politikacı. “aşk ve kadın şairi” olarak tanınan sanatçı, dilin sadeleşmesi gerektiğini savunmuş, türk dil kurumunun kurucu dört üyesi arasında yer almıştır.

    celâl sahir, serveti fünûn’un en genç şairlerindendir. sanat hayati; “edebiyatı cedide dönemi”, “fecri âtî şiirleri”, “türkçülük dönemi” ve “cumhuriyet sonrası” olmak üzere dört evreye ayrılabilir.

    şiir yazmaya 14 yaşında başlayan sahir, ilk şiirlerini, irtikâ, musavver fen ve edep, pul, lisan, mecmuai edebiye, gülşeni edep gibi dergilerde yayımladı. daha sonra serveti fünûn dergisine geçti. bu dönemdeki şiirlerinde, bütünüyle bireyci bir sanat anlayışına uymuş, sanat için sanat ilkesine bağlı kalmış, kadın, aşk, tabiat, hüzün ve melâl, gerçekten kaçıp hayale sığınma, ölüm gibi temaları işlemiştir. şiirlerinde en çok kadın ve aşk temine yer veren celâl sahir, edebiyatımızda da bir “kadın şairi” olarak tanınır. kadının şiirindeki yeri ve önemini; “kadınlar olmasa öksüz kalırdı eş’ârım” dizesinde ifade eder. tabiat, şiirlerinde, diğer edebiyatı cedîde şairlerinde sıkça görülen akşam ve gece manzaraları dikkati çeker. beyaz gölgeler’deki “leyâli sâhiriyyet” başlığı altındaki şiirler bu türdendir. dili diğer edebiyat-ı cedide şairlerine göre daha sade olan sahir, tevfik fikret ve cenap gibi şairlerin gölgesinde kalmış, edebiyatı cedîde içinde bu nedenle fazla öne çıkamamıştır. şair edebiyatı cedîde döneminde kaleme aldığı şiirlerini beyaz gölgeler (1909) adlı kitabında toplamıştır.

    şair, 1908’den sonra fecri âtî topluluğuna katılmış, ardından millî edebiyat anlayışını benimsemiş, ‘yeni lisan’ hareketini desteklemiş, türkçü düşünceyi savunmuş, bu anlayış doğrultusunda mehmet emin’in etkisinde, sade bir dille ve hece vezniyle manzumeler yazmıştır. birinci dünya savaşı’nın çıkması üzerine vatan temini işleyen “gönüllü türküsü”, “kafkas türküsü”, “köyde kalanın türküsü” gibi şiirler kaleme almış, bunlarda halk şiirinin deyiş ve biçim özelliklerine yaklaşmıştır.
  • "celal sahir, atatürk'e bir şiir okuyormuş:

    boş, boş, boş..
    sokaklar boş,
    meydanlar boş,
    dükkanlar boş,
    her taraf boş
    ufuk boş,
    toprak boş,

    atatürk mırıldanıyor:

    - ne o sahir, bu şiiri nüfus sayımı gününde mi
    yazdın?"*

    (kaynak,
    hilmi yücebaş, atatürk'ün nükteleri - fıkraları, hatırları, kültür kitabevi, yeni matbaa, 1963, istanbul, sayfa: 69.)
  • ii. meşrutiyet döneminde kadınlara verdiği konferanslar ve kadın hukukundan yana tutum alması nedeniyle adı "feminist şair'e çıkmıştır.
  • yusuf ziya ortaç'a göre "uzun saçları, ince vücudu, solgun yüzü ve daima rüya içinde bakan gözleri" ile tam bir şair tipine sahiptir.
    "feminist şair" olarak anılmıştır. "feminist"ten o zamanlar ne anlaşıldığını düşünmek lazım tabii.
  • "o geliyor" şiirinde "uyumak, ölüme eş" dizesi beynimin içinde sürekli döner. nedense olur olmaz yerde aklıma gelir, bazen farketmeden sesli düşünüyorum, insanlar suratıma bakıyor. nurlar içinde yatsın.
hesabın var mı? giriş yap