• zekasına hayran olduğum birkaç ünlüden birisi.kıymetinin bilindiğine inanıyorum.
  • türkiye’de mizah kültürünün gelişmesinin temel taşlarından kendisi. bakmayın ergenlerin atıp tuttuğuna. bu adamın dillere yapışan, sürekli kullanılan o kadar çok slogan lafı varki. eğer yaz aylarında girip bir otele, otel komedisi çekse taktir toplayacak iş bilmezlerden ancak adam set kuruyor, para harcıyor, özgün işler çıkartıyor piyasaya. son bir oyun yazsa da kendisini canlı izleme şansına kavuşsak. her zaman olduğu gibi filmini ilk gün sinemada izleyeceğim efsanedir kısacası.
  • hakkında ısrarla "siyasi mizah yapmıyo yeaaee" şeklinde ağzını ayırarak eleştiri yapanlardan yakasını silktiğini tahmin ettiğim komedyen. bir kişi mizahçı ise ille de siyaset yapacak diye bir kanun-kural var da kendisi mi farkında değil acaba? "siyasi espri yapmadan gerçek mizahçı olunamaz" diye bir argümanı aklına kazımış bi'takım çevrelerin bu konudaki ısrarını anlayabilmek mümkün değil. tamam, belki siyaset öyle ya da böyle hayatımızın tam ortasında; lakin politik espri ya da mizah yapmamak gibi bir seçeneği neden olamaz bir komedyenin? hemen yaftayı yapıştırmaya hevesli kalabalık entelijans "bak görüyo musun, hükümete laf söylemiyo özellikle! tıpkı yandaş basın gibi o da" gibi, gerçekten sığ ve dangalakça eleştiri yapmaktan geri duramıyor.
    hayır bazen bu eleştirinin dozu öylesine kaçıyor ki, kendisini tanımasak en yakın seçimlerde iktidar partisinden adaylığını koymaya oynuyor zannedeceğiz.
    bu adam ilk meşhur olduğundan bu yana herhangi bir siyasi espri yapmış mı? hani katıldığı açılışlar davetlerde arada anlattıklarından bahsetmiyorum. sahne gösterilerinde ya da filmlerinde bu konulara girmiş mi? hayır. hani önceden sürekli yapıp da sonradan bıraktığı bir durum olsa, eleştirileri baştan sona haklı bulmak mümkün. ama, ısrarla siyaset ve politikadan ayrı bir çizgide yürümesinin sebeplerini belirli çevrelererin etkisine bağlayacak kadar samimilikten uzak goygoyculara g.tü ile güldüğüne de adım kadar eminim.
    yahu bırakın birileri de sizin allahın her gününün her anında instagram'dan twitter'dan oradan buradan paylaşıp durduğunuz capslerden vesaireden değişik bir şeyler yapsın..."benim komedyenim benim istediğim gibi güldürmeli" diye bir takıntınız var ise, google amca size gereken desteği verecektir.
  • sağolsun, acun kardeşini özel programlarda hiç yalnız bırakmıyor.
  • (bkz: ali baba ve 7 cüceler) dışında yazdığı,yönettiği,oynadığı kısacası dahil olduğu tüm yapımları izledim.
    ülkede mizah seviyesine göre puanlama yapacak olursak:
    bir tat bir doku:
    8,5 puan.
    ülkede stand-up adı altında sahnelenen ve modern mizahın nasıl yapılacağını net şekilde gözler önüne seren en başarılı(rılı evet) gösterilerden biri.
    benim açımdan cem yılmaz'ın en iyi performansı.
    ama hala potansiyelinin altında.

    cmylmz 2007
    8 puan.
    cem 34 yaşında ve ben de dahil olmak üzere tüm sevenleri beklentiyi oldukça yüksek tutarak belki de cem'e haksızlık ettik. çünkü, daha ne yapabilirdi ki?
    beklentilerin altında kalmadı ama bir tat bir doku seviyesine ulaşamadı.
    para kazandı.
    daha fazla konuşuldu,gündem yarattı,esprileri hala dillerde sonuç olarak "ona kaldı 7"

    fundamentals
    puan: 7.3
    bu kez olacak dedim.
    güzeldi,teknolojiye attığı taşlar,ingilizceye çattığı kaşlar,mehmet yaşin'le paylaştığı aşlar gerçekten hoşuma gitti ama hala ve hala muhteşem bir final bekliyorum. çağ açtığı gibi çağ kapatacağı bir final.
    dostum seni çok seviyoruz.
    söyle bakalım bu kez ne vereceksin abilerine? ;)

    (bkz: alt dudak)

    filmleri daha sonra değerlendireceğim.
    saygılar.

    not: şarjım bitmek üzere olduğu için değerlendirmeleri kısa tuttum.
  • kendisi bu ülkede mesleğine olan özeniyle, zekasıyla, özgünleşme çabasıyla takdiri her zaman hakeden birisidir.
    evet artık eskisi gibi olmasa da, birisi ondan daha iyi eserler ortaya koyana kadar türkiye’de en iyisi odur.

    kendisini beğenmeyenler muhtemelen ilk yıllarında ülkede mizaha yaptığı katkıyı bilmeyenlerdir.
    karikatürist olduğu dönemden beri severek takip ederdim.
    1998 li yıllarda gösterilerinin ses kaydını defalarca dinlemiş ergen bir nesildik. kasetten cem yılmaz kaydı dinlemekten bahsediyorum bakın.

    2000’li yıllarda üniversitemizde yaptığı söyleşide hazır cevaplığı, gözlem gücü ve kıvrak zekasıyla herkesi güldüren birisini, şu anda dandik banka reklamları çekiyor diye boklayamam. bana o zamanlar kafasından düşürmediği beresini/şapkasını, “bende de başka yok” diyerek vermemişti ama olsun:)

    bu ülkede standup kültürü onun sayesinde popüler olmuştur, sinema filmlerini beğenmeyebilirsiniz ama türkiye’de en yenilikçi ve yüksek bütçeli film denemelerini kendisi yapmıştır.
    türkiye’de sinema izleyicisi henüz yokken milyon barajını geçen ikinci filmde oynamıştır(herşey çok güzel olacak)

    müzik alanında da farklı denemeleri olan birisinden bahsediyoruz burada.

    sadri alışık’a ve yeşilçam sinemasına hep saygı duyan ve onları yücelten, onlara referans vermekten mutlu olan birisinden bahsediyoruz.

    amerika’da uygulanan teknikleri standup gösterilerinde ilk kez kullanmış, araştırmaya ve gelişime önem veren birisinden bahsediyoruz.

    amerikalı sayısız standupçıyı izledim ve eminim ki amerikalı olsa ilk üçe rahat girebilecek birisidir. bir numara tabii ki george carlin:)

    bu ülkede maalesef birilerini boklama hastalığı iyice yaygınlaştı ve herşey değersizleşti ama halen kaliteli işe hakkını veren insanlar da var.

    tek üzüntüm artık eskisi gibi üretememesidir. bunun sebebi de muhtemelen çocuğu olması, artık halkı gözlemleme şansının azalması, yaşının ilerlemesi gibi faktörlerdir.

    maalesef adam yanlış ülkede yaşıyor ki, yeteneğini daha fazla hicve dönük işlerde kullanması gerekirken, light konulara takılıp ergenlerle uğraşıyor.

    ekleme: cem abi 2003 yılında o bereyi vermedin ya, alacağın olsun.başım dondu başıım.
    mazhar abi, özkan abi ve cem yılmaz. bir rakı masasında üçüyle oturup rakının dibine vurup sohbetlerini dinlemeyi çok isterdim.
  • kimseye cevap olarak değil de, kendi dünyamdaki cem yılmaz'ı tarif edeyim size çünkü malumunuz bazen bu tür başlıklar eski tür mahalle atışmalarına benziyor öncelikle seven veya sevmeyen herkese selamlar, sevgiler. 20'li yaşlardaydım, ağır depresyondaydım. nietzsche'nin bahsettiği "o dünyama güneş doğmayan günler" benim de kaderim olmuştu. amaçsızca geziyordum, hergün kilometrelerce yol yürüyordum. oldukça zorlu zamanlardı, o günleri anlatmak bile üzüntüyle karışık utanç verirken bir de yaşadıklarımı, hissettiklerimi sorsanız. herneyse efendim, o aralar gün boyu ne kadar cem yılmaz ses kaydı varsa doldurduğum mp3 playerim bana eşlik ederdi. evet, kimine göre aptal gibi sabah akşam hatta gece bile cem yılmaz dinlerdim. beni güldürebilen tek şey onun tekrar tekrar dinlediğim esprileriydi. kendisi dahil kimse bilmez bunu dünyada. yani kimseye bahsetmişliğim yok ama benim için önemli ve ona teşekkürü borç bildiğim günlerdi. o olmasa gerçekten hayatımda bazı şeyler eksik kalırdı. sadece benim hayatımda mı? 1994 gibi parlamaya başladı 97-98 yavaş yavaş kendini kabullendirmeye başladı ve sonrası sürekli bir dikey ivmeyle yükseldi. ara ara düşüşleri olmuştur elbet, kimine göre kendisini tekrar etmiş kimine göre sinemada başarısız olmuştu. mesela ben de ozan güven'den ısrarla star yaratma çabasını çok yersiz buluyorum. dünyanın en güzel projesini yapabilecek imkanı da olsa ozan güven o projenin puan yitiren faktörü olur. her neyse 94 gibi parladı dedim, ondan önce türkiye'de mizah nasıldı biliyor musunuz? insanlar birbirine şaban taklidi yapardı, o yıllara dair talk showları izleyen youtube'ta vardır, ibrahim tatlıses show'a baktım barış manço konuk olmuş espri diye ne zorlamalar var, nelere gülüyor insanlar bir göreceksiniz. espri diye bir şey yok. algılar henüz gelişmemiş. işte bu adam türkiye'nin algı şeklini değiştirdi. varsın sinemada aynı çıtada kalamasın. filmini çeker izlersin veya izlemezsin orası sana kalmış bir şey. tüm filmlerini olmasa da bir çoğunu izledim ve mükemmel diyemem, çok iyi de diyemem ama iyi diyebilirim. benim için dünyada iyi ki var olan insanlardandır, kendisi fark etmeden tıpkı nasıl dinlediğiniz sanatçılar hayatınıza katkı sağlayabiliyorsa bu adam da her zaman espri yapıp arada hayattan ince detaylara yer verdiği konuşmalarıyla benim hayatımın bir kısmına ciddi şekilde yön verdi, şekil verdi. çoğumuz arkadaş arasında espri yaparken cem yılmaz oluyorduk, eskiden kemal sunal, şener şen olmaya çalışırken. laz ağzı, doğulu ağzı, kürt ağzı, egeli ağzı yapıp espri kasarken şimdi onun tarzında komiklikler yapıyoruz. sevmeyene yine saygı duyarım. komik bulmayabilirsin, gülenleri aptal da bulabilirsin ama ben seviyorum. türkiye'de yaşayan ünlüler arasında tanışmak istediğim belki de bir numaralı şahıstır.

    düzenleme: imla
  • ne biçim standupçıysa 6-7 yıldır standup yapmıyor.
  • katıldığı erim özşen'le kısa yol'daki nostaljiye dair yorumları ile tekrar bendeki kredisi yükselmiştir (bendeki kredisinin yükselmesini coşkuyla kutluyor olmalı *). yani bir süredir filmlerinden dolayı mesafe koymuştum mizahıyla arama, fakat benzer şeyleri düşünüyor olmak, “ah ah o eskiler” geyiklerinden baymış birisi olarak yeni filmine gitme kararı aldım. şaka lan, zaten gidecektim de, bu düşünceleri taşıdığını bilmek güzel.
  • türkiye'nin en komiği
hesabın var mı? giriş yap