• devrimci avukatlara yönelik gerçekleştirilen operasyon sırasında baskın yapılan yüzlerce evden 1 tane kuru sıkı tabanca dışında hiçbir şey bulamayan polisin imdadına "yavşak medya" yetişerek gözaltına alınan avukatlara "muhbirlik" iftirasında bulunmuştu.

    bu iftiralara karşı çağdaş hukukçular derneği başkanı selçuk kozağaçlı'nın verdiği tarihi ayarı izliyoruz:

    "amerika izin vermeden tuvalete gidemeyen, amerika şifresini söylemezse uçağını uçuramayan, kendi ülkesindeki nato üslerinin rica minnet kapısından geçemeyen, makamını, eğitimini, aklını, servetini, rozetini emperyalizme borçlu olan sizden mi öğreneceğiz kimin ajan olduğunu? burada özgürlük yok diye kendi çocuklarını amerika’da okutanların polisi mi bize başka ülkeler lehine faaliyet öğretecek? bizi de kendiniz gibi beysbol sopası ile terbiye olacak mı sandınız? haddinizi bilin."

    https://fbcdn-sphotos-d-a.akamaihd.net/…51342_n.jpg
  • ayarı alan komplocuların kim olduğunu, ne işle iştigal ettiklerini de ertuğrul mavioğlu yazmış:
    gözaltındaki bolaç'ın cep telefonu faaliyette

    --- haberden alıntı ---
    gözaltına alınan avukatlardan efkan bolaç'ın cep telefonu, polisler tarafından el konulup mühürlü çuvala konulduğu halde faaliyete geçti. bolaç'ın telefonu akşam saatlerinde açıldı, hatta akşam gazetesi yazarı tuğçe tatari'nin facebook hesabına mesaj bile gönderdi. "ne tür bir komplo kurduklarını bilmiyorum" diyen avukatı ise savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
    --- alıntı ---
  • savcı avukatların dinlenmesine takipsizlik kararı vermiş

    aralarında 16 avukatın olduğu operasyonun detayları ortaya çıkıyor. polisin 1 yıl boyunca teknik takip yaptığı ancak savcılığın takipsizlik kararı verdiği belirtildi.

    http://www.yurtgazetesi.com.tr/…-vermis-h27669.html
  • (bkz: ileri faşizm)
  • ayarın hedefindekiler, komplo kuramayacak kadar gerizekalı olduklarından, muhtemelen boşa gidecektir.

    ne komplosu; yasal dergi bürosuna helikopterle adam indiren, bir müzik topluluğunun stüdyosunu dağıtan, 5 kişi bir avukatı yakapaça arabaya bindiren, adliye içinde sağa sola biber gazı sıkan bir çete bu. kaba kuvvetten başka bir şeyleri yok.
  • 'salak bir savcı anlamaz sorar...'

    gece boyu devam eden sorgu sırasında avukatlar onarlı gruplar halinde gözaltındaki arkadaşlarının mahkeme sorgularına giriyor. hayli geniş olan baro odasında sohbetler koyu, kimileri çok uzun saatler beklemesi gerektiğini bildiği için koltuklarda uyuklamaya başlamış bile. sorguların yapıldığı adliye binasında 7. kat koridorunda bekleşen avukat, gazeteci ve gözaltı yakınlarından oluşan kalabalığın konuştuğu tek konu ise içeride sorulan sorular.

    avukat behiç aşçı, "savcılık sorgularında çok komik olaylar yaşanıyor" diye söze girip başlıyor anlatmaya, o gergin saatlerde herkesi güldüren savcının soramadığı sorunun hikayesini:

    "ifadeleri bir savcı grubu alıyor ama hiç bir hazırlıkları yok. önlerindeki sorular emniyet'ten gelmiş. bazı savcılar önlerine konulmuş soruları sorarken ne kadar saçma olduğunu fark edip 'neyse geçelim bunu' dedikleri oldu. bunlardan biri avukat arkadaşımız şükriye erden'in sorgusunda yaşandı. savcı şükriye erden ile bir müvekkili arasında geçen telefon görüşmesinin tapesini okuyor, soru en sonda. müvekkil erden'in bürosuna avukatlık ücretini yatırmış ve telefonda şöyle diyor: 'şükriye hanım emaneti bıraktım.' şükriye hanım bu sözden rahatsız oluyor, 'yani parayı mı bıraktın' diye üsteliyor. müvekkili kendinden çok emin, 'boşver emanet işte' diye konuşmayı sürdürünce, şükriye hanım sözünü kesip, 'bak' diyor: 'bir gün bu konuşma salak bir savcının önüne gelir, beni suçlayabileceği bir delil bulduğunu sanarak telefonda bahsi geçen emanet nedir diye sorar.' savcı, tapenin saçmalığını okurken fark etti ve 'neyse bunu da geçelim' diyerek sorusunu sormaktan vazgeçti."

    http://www.birgun.net/…27&year=2013&month=01&day=22
hesabın var mı? giriş yap