245 entry daha
  • bana camus’nun “yabancı” adlı romanını hatırlatan. cihan’la ilgili haberleri okuduğumda, camus okuyormuşçasına hayret, şaşkınlık , yok artık bu kadarı da olmazlık, bir miktar uyuşukluk, bol miktar tiksinti hissediyorum.
    şöyle ifade edeyim. hani oradaki karakter de, kitabı bundan bir 10 yıl önce okumanın (eşek kadar insan olduğumu da bu vesileyle fark edip üzüldüm ben bi şimdi) verdiği bulanıklıkla ana karakterin mersault gibi bir ismi olduğunu ama tam olarak ne olduğunu hatırlamıyorum.
    ama yine de bu karakterimizin durduk yerde, hayatın kendilindenliği içinde bir cinayetin parçası haline geldiğini ve kendini hapiste bulduğunu hatırlıyorum.yine yanlış hatırlamıyorsam, doğrusunu hatırlayanlar düzeltsin böyle sahilde yürürken falan oluyordu bu olay. mersault bir gün önce herhangi biri gibi günlük hayatına devam ederken, bir gün sonra kendini hapiste buluyordu.a-ni-den!kitabı okurkenki şaşkınlık duygusu -“tüh adam şimcik b*k yoluna gitti durduk yere” hissiyatı da yoğundur- camus amcamızın cool varoluşçuluğuyla bastırılır ve bas bas bağırmasa da, alttan alta hayatta her seçimin bizim kendi rasyonel düşünce sürecimizin ürünü olduğunu anlatır. bundan dolayı da sonuçları iyi ya da kötü de olsa seçimlerimizin sorumluluğunu almamız gerektiği vurgulanır.
    (ben bu rasyonellik-seçim mevzusunu bu kadar siyah beyaz bulmuyorum ama bilişsel ve sosyal psikoloji bir gün aşmış bir seviyeye gelip de bu konuya cevap bulana kadar bence siyaset bilimciler boşuna 500-600 sayfa yazdıklarıyla kalacaklar)
    ama tüm bu saydığım sebeplerden ötürü kitabın sonuna doğru mersault -ya da her kimse işte- ona çok acıyamazken buluyorsunuz kendinizi.
    cihan da böyle hayatın rastgeleliği ve kendiliğilinden ötürü tesadüfen kağıthane bulunduğundandır, bu tesadüfünün bedelini 11 seneyle ödeyecek…
    cihan için yapılacaklar bitmediyse de bu dava da türkiye’de hakkı yenen ve bıkmadan hakkını talep eden her insanın yaptığı gibi muhtemelen avrupa insan hakları mahkemesi’nde çözümlenecek.cihan’ın yaşadıklarının bedeli asla ve asla ödenemeyecek.ben bu filmi izlemekten çok bıktım. isimler değişse de film hep aynı.öyle tuhaf bir memlekette yaşıyoruz ki insan başına gelen tuhaf durumları camus amca’nın cool’luğu gibi böyle existansiyalist zamazingolarla da açıklayamıyor.peki ben cezamı çekeceğim ama en azından buna giden sürecin farkındaydım ve ben özgür bir birey olarak bu süreci kendim tercih ettim bile diyemiyoruz.
    cihan, mesela, mersault gibi hayatın rastgeleliğinden madur olsa bile,
    onun gibi davranışının sorumluluğunu, bedelini üstlenme hakkından bile yoksun.yapmadığı şeyler için bu ülkede ceza çeken bir sürü insanın kaderini paylaşıyor o.sürekli bir hedef bulma amacıyla çaresizce çırpınan yüce devletimiz, kendine yapay düşmanlar yaratıyor.bizim ülkemizin terörle mücadelesi don kişot'un yel değirmenleriyle mücadelesinden farksızdır.
    kendinden olanı bu kadar düşman ve ayrı görmek pek az akılsıza mahsus bir durumdur.işkence odalarında yarattıkları pkk'yı, haksızlıklarıyla gücendirdikleri bir toplumu, başka türlü haksızlıklarla bıktırmaya çalışıyorlar.
    ama nafile..umarim
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap