• savaşta ödül aldığın, barışta cezalandırıldığın, kahraman ya da katil olabldiğin şey. anlamak için suç ve ceza okunmalıdır.
  • bazenleri ilkel bir tutku olan.

    sudan efendi efendi çıkıp çoğu alışkanlıklarımızı bırakırkenki halimiz aksine, ağaçlardan inerken nedense yanımıza aldığımız bir dürtü gibi cinayet.

    olası bir öfke durumunda, modern insanın tüm o ince duvarlarını yıkarak ortaya çıkmak ister cinayet. kan ister, dehşet ister, zarar vermek ister. bazı anlarda, bu eylemin gerçekleştirilmesi durumunda kişinin kafasında, eylem sonrası yoğun bir tatmin duyacağı fikri var olur. belki de sırf bu öldürme eylemi sonrasındaki tatmin sebebiyle ilkel değildir cinayet. cinayet doymak için işlenmez. cinayet karşılık vermek için işlenir, cinayet adalet için işlenir.

    bazı geceler, sessiz sinir krizlerimde cinayet işleme isteği ile dolup taşıyorum. sebebi olmadan, sadece öldürmek için birilerini öldürmek istiyorum. taşla kafalar parçalamak, oluk oluk kan akıtmak, gözlerde korkunun izlerini görmek.

    bazı geceler de kendimi öldürmek istiyorum. kendime karşı tüm nefretimi kusmak, bana yaptığım her şeyin hesabını sormak istiyorum. kendimi parçalara ayırıp, daha sonrasında acı içinde ölmeyi içten bir şekilde arzuluyorum.

    son zamanlarda kendimi iyi hissetmiyorum. cinayet işlemek istiyorum.

    kendimi kaybetmek istiyorum. zarar vermek istiyorum. can yakmak istiyorum. var olmasını istemediğim şeylere tahammül etmek yerine ortadan kaldırmak istiyorum.

    ya da gücümün yetmediği bir rakipte ortadan kalkmak.

    ama bir şeylerin sonuçlanmasını istiyorum. nefretimi bastırmaktan bıktım. devletler bazındaki kurallardan bıktım.

    yetersizler.

    hiçbir şeyi çözmüyorlar.

    her gün biraz daha yıpranıp akıl sağlığımı kaybediyorum ama beni koruyan hiçbir kanun yok.

    aksine düşmanlarımı adaletimden koruyorlar.

    modern dünya her şeyi daha komplike bir hale getiriyor. oysa herkes düşmanını öldürseydi, belki de daha mutlu olurduk.

    her gece benliğimizi ve arzularımızı yastıkla boğmak yerine, bir kereliğine de olsa düşmanımızı boğardık.

    cinayet yanlıştır ön kabulü niye?

    neden cinayet yanlıştır?

    kafamda vızıldıyan sinek ile mutabakat sağlamam, onu öldürürüm. bu sorunumuzu kökünden çözer, zamandan ve zihinsel yıpranmadan kurtarır.

    iki taraf da bastırılmış dürtüler ile hayatta kalacağına, en azından bir taraf yaşasa?

    cinayet işlemek istiyorum bazen.

    sağlam bir dayak yemek istiyorum.

    öldürülmek istiyorum.

    sorunlarımı hızlı ve ilkel çözmek istiyorum. olduğu gibi. olması gerektiği gibi.

    tekrar ağaçlara dönmek istiyorum.

    tekrar suya dönmek istiyorum.

    cinayet işlemek istiyorum.

    öfkemi dindirmek istiyorum.
  • bağımlılık gibi bir şey. bırakılmıyor başlandığında.

    hani dilimin ucunda nasıl açıklasam diye kıvranırsın...

    stephen king, bizi o dertten kurtarmış:

    “murder is like potato chips: you can’t stop just with one.”
  • izleyecek türkçe polisiye dizi kıtlığından kanıt'ın eski bölümlerine sardığım şu sıralarda ilaç gibi gelmiş dizidir. orijinali olan forbrydelsen'i aşırı severim zaten, bayıldığım müziğini de bire bir almışlar. işin üzücü olan kısmı ise bir sezonu bile tamamlayamamışlar sanırım.

    youtube yorumları beni çok yaralıyor yalnız, the killing kopyası filan yazmışlar. orijinalini bilmemeleri bir yana, the killing'in türk versiyonu bu zaten, senaryosu filan hep aynı, bildin mi? hatta adı bile aynı. şu bir şey bilmeden her şeyi bilen tavrımızdan vazgeçmeliyiz artık milletçe.
  • sen misin kelebek? gel dedim. pencere açık, perde açık. kanarya heyecanlandı. nasıl uçar bir canlı ben böyle içerdeyken mi dedi? şaşkınlıktan bir yudum su içti, marulu dişledi. iyi dedim arkadaş olsunlar, kuşum birken iki oldu dedim. sonraki gece pencereden çok sinek giriyor dedim imdat kırlangıçlar! ben çocukken kırlangıç ne bilmezdim. babam kardeşime serçe derdi, serçem. ben kardeşimden habersiz sapanla serçe avlardım ve ailecek gittiğimiz pikniklerde sigara içmek için fırsat kollardım. büyüyünce herkesin yanında tüttürecektim. nerdesin kelebek dedim, gittin mi? seni seviyordum. sonraki gece gitmemiş. bir kuş yeter bana dedim en sonunda.
  • dünyada giderek artacak olan suç. savaşlardan, çatışmalardan bahsetmiyorum.
  • bir insanı bazı kanunlar dışında öldürmek.
  • maktulune göre tepki gösterilen suçtur.

    maktul bir erkekse tepki gösterilmez.
    örneğin evinin önünde bıçaklanarak öldürülen engelli bir erkek olan "muktedir çapur" diye arama yaptığınızda birkaç gazete haberi çıkar karşınıza.

    fakat maktul evinin önünde bıçaklanarak öldürülen "ceren özdemir" içinse spor kulüplerinden, siyasilere, sosyal medyaya herkes artık yeter diye bağıır.

    yeter denilen şeyin cinayet olduğunu hiç sanmıyorum. çünkü günde ortalama 4 kişinin cinayete kurban gittiği bir ülkede diğer maktuller hiç sallanmıyor.

    cinayeti sallayan yok, insanın yaşam hakkı kimsenin de umrunda değil. fakat nedense öldürülmesine tepki gösterilen kişiler için bu kavramlar üzerinden tepki gösteriliyor.

    bir erkek öldürüldüğünde "öldürülen genç" "öldürülen engelli adam" diye başlık atılırken kadınsa "kadın cinayeti". insan diye bir şey kalmadı. insan soyu tükenmiş bir varlık. artık kadın ve erkek var. iki farklı tür.

    tabii öldürülen tüm kadınlar için de aynı tepki gösterilmiyor..
    burada öldürülen kadının "güzel" olması çok önemli. ağzında üç beş dişi olmayan şişman bir kadınsan mesela öldürülmen tepki görmez. bir "kadın cinayetine" kurban bile gitsen inandıramazsın milleti yok başka sebepten öldürülmüştür derler.

    bir erkek cinayetinin tepki görmesi ise gerçekten güç. burada erkeğin en az bir sanat dalıyla uğraşması şart. yani bir ressam evinde cinayete kurban gitti desen biraz tepki uyandırabilirsin. lakin herhangi bir düz adamın herhangi bir sebeple öldürülmesini hiç kimse sallamaz. erkeğin lgbti cemiyetinden olması en azından lgbti ve diğer bazı kesimlerden tepki sağlayabilir.

    nihayetinde ben kimsenin cinayete karşı olduğunu da düşünmüyorum. toplam ölümlerin çok çok küçük bir kısmı cinayetten kaynaklanıyor. düşerek ölenler kadar neredeyse. fakat düşmeye hiç tepki gösterilmiyor. düşmeyi önleyici bariyerler inşa edelim, vertigo hastalığıyla mücadele edelim diyen yok.

    eh çünkü kimse kimsenin ölmesini sallamıyor. ölümü sallanan çok ufak bir azınlık var. bu azınlık üzerinden müthiş bir ikiyüzlülükse toplumsal mesajlar verilmeye kalkılıyor.
    aslına bakarsan senin ölümünün tepki görüp görmemesi de pek önemli değil zaten. nasıl olsa ölmüşsün.
  • insanı zorla öldürmek ile kahramanlık arasında ince bir çizgi vardırın olgusu.
    savaş zamanı milyonlarca insanı öldüren kahramanların cinayet işlemediği mi düşünülüyor. objektif düşünmek gerekirse icra ettikleri faaliyet cinayet mi kahramanlık mı!
    intikam alma güdüsü, kavramların bile kafasını karıştırmış durumda.
hesabın var mı? giriş yap