closing time

• tom waits'in 1973 tarihli ilk albümü. eagles'ın on the border albümünde de yer alan ol'55 isimli eserin olduğu albüm ayrıca. tom waits'in bu parçayı eagles'a vermesine rağmen sonrasında eagles ile ilgili verdiği ''bir eagles plağının en iyi yanı pikabı tozlanmaktan kurtarmasıdır'' şeklindeki demeci oldukça konuşulmuştur zamanında. sevmiyorsan parçanı niye veriyorsun sevgili waits? ama sen de haklısın eagles 1974'te henüz california'lı bir soft rock/country rock grubuydu. 1975'te one of these nights ile piyasa oldu sonrasında hotel california... eh tabi bir açıdan sen de haklısın bu demeci 1977 civarı verdiysen...
• (bkz: başucu albümleri)
• klibini izlerken "cep telefonu icat olmamış mıydı lan daha" diyerek kafayı yiyebileceğiniz, dinlemesi zevkli, friends with benefits filmiyle yürekleri fetheden bir semisonic şarkısı.
• sabahlari gunun gercekligini henuz kabullenememis bunyeleri yumusak bir carpmaya hazirlayan muhtesem tom waits albumu. ayni zamanda onun ilk albumudur de.
  sesi, bence diger albumlerine nazaran en guzel bu albumde kayitlara gecmistir.
• the future albümünden leonard cohen in en sevdiğim şarkısıdır.
  ayrıca, ''every new begining comes from some of the beginings end..''
• yenilebilen tom waits albümü
• ice cream man ile 70 lerin hakkını vermiş albümdür. viski ve sigaranın gırtlagında bir etkiye sebep olmadığı yıllardan çıkmış ilk albümüdür. her defasında farklı versiyonlarını kayıt altına almıştır.
• semisonic adlı grubun olanı dinlediğim andan beri hayatımın önemli bir kısmına yerleştiği büyülü şarkı.
  sanıyorum http://www.twitch.tv/seriousgaming de alan ve victoria'nın streami kapatma şarkısı olarak dinledim ilk defa.
  
  gecenin bir yarısı o şarkıyı dinlerken evde olmak yerine dışarda olmayı ve eve onun beni götürmesini istedim delicesine.
  
  her hafta sonu onun hayaliyle söylüyorum şu sözleri:
  
  closing time, one last call for alcohol
  so finish your whiskey or beer
  
  closing time, you don’t have to go home
  but you can’t stay here
  
  ve daha sonrasında içimden deliler gibi bağırarak;
  
  i know who i want to take me hooooooooome
• (bkz: every new beginning comes from some other beginning’s end)
• şu an bir tepeden şehri izlerken, bir yandan bu şarkıyı dinliyorum semisonic'ten ve güzel zamanları kokluyorum. belleğim soğuk havanın partiküllerinden anıları itinayla ayrıştırıyor.