• kendi çocukluğundan kaynaklanır. farkına varmadan çocuk yapmamakta fayda var.

    yoksa aynısı oluyor.
  • özgür bolat'ın 'beni ödülle cezalandırma' kitabı bu konuda önemli noktalara değiniyor.

    ödüllendirme, çocuklara çok uygulanan, çocuğun işi yapma hızını artıran, daha "istekli" yapmasını sağlayan bir şey olsa da aslında çocukların becerilerini kısıtlıyor. çünkü çocuk o ödüle ulaşmak için o işi en basit ve kısa yoldan yapıyor. amaç o işi iyi yapabilmek değil ödüle ulaşabilmek sadece. ayrıca bir zaman sonra ödüllere alışan çocuk fazlasını istemeye başlıyor. daha iyisini, daha büyüğünü bekliyor. bu da sonu olmayan bir çıkmaza sürüklüyor aileyi. çocuk kendi isteğiyle ve becerisiyle yapabileceği şeyler için bile ödül beklemeye başlıyor. tüm bu durumların olumlu sonuçlar doğurmadığı aşikar. gözden kaçan önemli bir nokta olduğunu düşünüyorum.
  • mükemmeliyetçilik. o çocuk sizi adam eder gerçi eğip büker. bu yaklaşım da bir işe yaramış olur bu yolla.
  • çocuğun her dediğini yapıp, bizim çocukluğumuz yokluktu deyip çocuğun her istediğini almak. sonuç olarak doyumsuz, hayattan tat almayan, hedefi olmayan çocuklar yetişiyor. çocuk bazı şeylere emeğiyle ulaşabileceğini, bazı şeyleri elde edemeyeceğini bilerek büyümeli.
  • yüce devletimize güvenip mahalledeki devlet okulunda okutmak
  • olur olmaz çocuk sıçmak. saksıda çiçek yetiştiremeyecek tiplerin çocuk sahibi olması bu bağlamda temel hatadır.
  • sünnet. sizin doğrunuz bir yanlış olabilir.
  • çocukları yarıştırmamak, aranlarına bir rekabet oluşturmamak kesinlikle. hadi annecim ilk hangini yiyeceksiniz, hadi ilk kim kim üstünü giyecek tarzı yaklaşımlar çocukların ilerdeki yaşantısında bana kalırsa çok büyük travmalara sebep oluyor. özellikle ikizlerde ve yaş farkı az olan kardeşlerde kesinlikle en büyük sıkıntı bence budur kesinlikle dikkat edilmeli.
  • çocuğu çevredeki tüm olumsuzluklardan soyutlamaya çalışmak.

    mesela parkta büyük bir çocuk salıncak sırasını kaptı diyelim ki, anne-baba koşuyor yanına, "sıra kardeşteydi" diye kendi çocuklarının hakkını savunuyor. büyük çocuk da ne yapsın, salıncağı bırakıp gidiyor.

    bu tip zararsız minik zorbalıklara maruz kalmalı çocuk bence. ben karışmıyorum. kendi hakkını savunsun. haksızlık nasıl bir şeymiş, görsün...

    hayat bedava bir yer değil maalesef. türlü türlü insan çıkacak karşısına. pamuklara sarıp sarmalayıp büyüttüğümüz çocuklarımız daha ne zorbalıklara maruz kalacaklar, kim bilir?
  • aşırı baskı uygulamak.
    kendi yapamadıklarınızı çocuğunuza yaptırmaya çalışmak.
    elaleme karşı övünme aracı olarak kullanmak .
hesabın var mı? giriş yap