• ankara'da bahçesi olan, açık havadar ve böylesine güzel mekanları herkes bilsin istemiyorum çünkü bir sonraki gittiğimde yer bulamıyorum! daha açılalı iki ay olmuştur, ankaralı böyle mekanları çok sevdiği için, kulaktan kulağa herkes hızlı bir şekilde öğrendi. herkesin beğenmesine sevinmekle birlikte, keşfedildikçe yer bulamayacağım için endişeleniyorum.

    sahibi selin oldukça tatlı bir kadın!

    güzel haber, içki ruhsatını da almışlar. baileysli, kahlualı, hatta amarulalı kahveler geliyormuş (:

    https://tr.foursquare.com/…586a9755a55db03737b763a1
  • ankara'daki her coffee shopa gittiğimi iddia etmiyorum ancak gittiklerim arasında burası açık ara en iyisi. cortadoları harika. tatlıları turta'ya rakip olabilecek seviyede (ki bu dünya standartlarında demek). san sebastian cheesecakeleri cheesecake sevmeyen arkadaşın fikrini değiştirdi resmen. başarılarının devamını diliyorum.
  • çok başarılı bir kahveci. kahvelerinin lezzeti oldukça yüksek. ortam da çok sıcak, amatör ruh hissediliyor.

    ancak fiyatları biraz üzüyor. ben bilgisayarımla gelip 3-4 saat oturup iş yapmayı seven adamım, e bir büyük boy filtre kahve olmuş 11 lira, büyük dedikleri de starbucks'taki tall'a falan tekabül ediyor. iki tane içsen 20 liralık oluyorsun.

    yapsınlar tankerle (venti ~ 600 ml) kahveyi 7 lira, bir gün bile çıkmam burdan*
  • mükemmel tatlılar yapan mütevazı mekan, kahvelerinin leziz olması da cabası. ankara'da böyle sevimli yerler görmeye alışkın olmayan bünyemi ziyadesiyle şaşırtmıştır.

    instagram hesapları
  • guzel tatlilar tatli mekan. casual drinking icin cok guzel. sadece fiyatlar biraz pahali. ama o tarfta her yer pahali amk.
  • çayyolu ümitköy tarafındaki sürekli kalabalık ve sıra olan ama tatlıları yüzünden beklemeye değen üçüncü nesil kahveci. kahvesi çok övülmüş belki yılların getirdiği bozunumdur bilemiyorum ama bence kahvesi vasat civarında. yalnız arkadaş bu mekânın esas olayı cheesecake'leri. ankaraya taşındık taşınalı maria's cheesecake özlemiş bünyelere efsane bir ikame olmayı başarmıştır. aynı yolun yolcusu değiller stilleri farklı şüphesiz ama berbat pastane cheesecakelerinin alayının ağzını burnunu kırar, muazzam lezzetli.
  • 3. nesil kahve, bira, sıcak şarap ne buldularsa koymuşlar. laktozsuz sütten ekstra ücret alıyorlar. ne kahveleri çok başarılı ne de spesifik bir ürünleri var. olay tatlı ise, civardaki diğer mekanlarda daha leziz tatlılar bulabilmek mümkün.
    tanım: sadece sarı duvarıyla dikkat çeken, saçma sapan hizmeti olan ve gereksiz fiyatlarına rağmen iş yapan kahvecimsi.
  • google yorumlarda işletme sahibinin verdiği cevaplara bakınca kustahligin dizboyu olduğu net bir şekilde anlaşılabilir. anlaşılan müşteriye pek ihtiyacı yok. düşük yıldız verenlere matbu bir metin hazırlayıp oda puan vermeye çalışıyor.
    kasa da sipariş alan suratsız kişi mi yorumlara cevap veriyor acaba diye düşünmüyor değilim.
    tanım, gereksiz pahalı,lezzeti idare eder,işletme anlayışı sıfır olan kahveci.
  • kahve festivalinde latteleriyle tanıştığım, ürünleri son derece lezzetli olan ama hizmet bakımından sınıftan kalan işletme.

    içtiğim güzel kahvelerin hatrına lattelerinin, new york cheesecake'inin ve pesto soslu sandviçlerinin çok güzel olduğunu söyleyeyim ve yaşadığım sıkıntıları anlatmaya başlayayım.

    öncelikle işletmelere karşı son derece toleranslı biriyimdir. arada ufak hatalar olabilir der geçiştiririm ancak iki hafta içerisinde üç tane büyük sayılabilecek hata görünce insan bir daha gitmeme kararı alabiliyor.

    siparişleri yanlış alıyorlar. bir cheesecake istediğim halde hesaptan iki cheesecake geçmişler ben de haliyle iadesini talep ettim, ürüne hiç dokunmadan hatta masama bile almadan. bana ürünün para iadesini craft para şeklinde yaptılar. hem kendileri siparişi yanlış alıyorlar hem de iadeyi "gerçek" para üzerinden değil craft para üzerinden gerçekleştiriyorlar. bu politikaları bana çok hoş gelmedi.

    siparişleri yanlış aldıkları yetmiyormuş gibi bir de geç getiriyorlar. mekan oldukça kalabalık zaten ama 40 dakika da geç getirilmez bence. üstelik bizden sonra sipariş veren iki grubun siparişleri getirildiği halde bizimkinin neden hala getirilmediğini sorduğumuzda anladık ki siparişimizi unutmuşlar. kalabalık bir restorana bile gitseniz 40 dakika gecikme oldukça geç olarak karşılanır. yaptığınız bir kahve, bir sandviç ısıtma, bir cheesecake dilimleme. birbirimizi kandırmayalım.

    gün ortasında temizlik bahanesiyle sipariş almıyorlar. dedim ya toleranslıyımdır diye, zannetmeyin ki 5 dakika temizlik sebebiyle bekletildim bu yüzden ortalığı ayağa kaldırıyorum. saat 16.30 gibi gittik, temizlik yapıldı bir 10 dakika sonra siparişlerinizi alalım dediler. eyvallah dedim, geçtim oturdum 10 dakika sonra kalktım sipariş için kapıdaki kadın (her zaman kapıda duranlardan değildi muhtemelen kasada ya da kasa arkasında çalışan ekipten) hanımefendi temizlik yapıldı 10 dakika sonra gelin dediler. az önce de 10 dakika dediniz saat tam kaçta geleyim dedim 16.55'te dediler. iyi peki dedim -ki bence gün ortasında 25 dakika kasayı kapatıp sipariş almamak da çok absürt ama neyse- yerime geçtim bir baktım saat 16.50'de birisi geçti sipariş verdi, ben de kalktım sipariş vermek için o esnada kapıda duran erkek ve kadın görevli birbirleriyle "hani 16.55'te sipariş alacaktık neden bu adamın siparişini aldı" dedi, bendeki kulaklar da fişektir maşallah hepsini duydum. bana yine hanımefendi saat 16.55'te kasa açılacak dediler, az önce sipariş alıp almadıklarını sorduğumda beyfendi sadece birasını aldı dediler. ulan ben de bira içecektim belki? madem böyle bir opsiyonumuz vardı, birtakım içecekleri sipariş vermeden de alabiliyorduk 20 dakika sonra söylemek mi aklınıza geldi? siparişi verdiğimde bir 40 dakika daha bekletilmeyeceğimin de garantisi olmadığı için kalktım.

    bu yukarda anlattığım üç olayı ben farklı zamanlarda yaşamış olsaydım, aralarında ikişer üçer ay olsaydı inanın tahammül edebilirdim. iki hafta içerisinde üç farklı olay yaşamak biraz şov. nasıl olsa müşterimiz var deyip hizmetten bu kadar ödün verirseniz sonunuz turta home cafe gibi olur. bir zamanlar çok sevdiğim mekana hizmet kalitesi yerlerde olduğu için gitmeyi bıraktım, karantina bitince canım cheesecake çektiği için gittiğimde ise artık cheesecakelerinin bile rezalet olduğunu gördüm.

    bugün kendinize güvenirsiniz, yarın kemik müşterilerinizi kaybedersiniz, sonra kaliteden ödün vermeye başlayınca da gelip bir kahve içecek kimseyi bile bulmazsınız. örnekleri var, benden söylemesi.
  • 0 damak tadı ve müşteri bilinci olmayan tipler oldukça böyle mekanlar çok iş yapar dediğim yerdir.
    arkadaşımın zoru ile gittim düdük kadar tahta sandalyelerde 25 liralık 2 kahve için 45 dakika bekledik.
    bir kahve evinden beklenen en temel şey rahatça kahve içebilmektir diye hayal ettim ama yanılmışım.
hesabın var mı? giriş yap