• simdi anestezik arkadaslar ad hominem ile vatani savunmaya calisiyorlar ya, hukumetleri uzerinden, hic kavram kargasasina girmeden, vatan-devlet-hukumet gibi kavramlarla kafalari bulandirmadan, ekonomiye uzak arkadaslara su sekilde aciklayalim:

    turkiye'nin 2002 yilindan beri enflasyon orani surekli 0% olsaydi ve hic degismeseydi, nominal gdp kullanilabilirdi. cunku bu, kisaca satin alma gucunde enflasyondan kaynakli hicbir degisiklik olmadigi anlamina gelirdi. dolayisiyla nominal gdp per capita (kisi basina) anlamli bir veri olarak gorulebilirdi.

    ama biliyoruz ki oyle degil. reel gdp, en basit ifadesiyle nominal - enflasyon etkisi olarak tanimlanir. dolayisiyla bir yili baz alarak, gdp'miz su kadar artti demek icin reel gdp'nin kullanilmasi gerekir.

    dunyanin en basit ornegi: 2002 yilinda 100 lira geliriniz vardi ve bu gelirle 10 ekmek alabiliyordunuz. 2013 yilinda 200 lira geliriniz var ancak 15 ekmek alabiliyorsunuz. siz %100 mu zenginlestiniz yoksa %50 mi? bakan simsek 100% zenginlestiginizi soyluyor.

    inanip inanmamak size kalmis.
  • bu aralar ortalik tarihi ayardan gecilmiyor. ben de yine salak sacma bir seye tarihi ayar sifati yapistirildigini sandim. lakin oyle boyle degil, bir ulkenin "koskoca" bakani, en temel tanim seklindeki bilgiyi nasil carpittigini kendi agzi ile itiraf ediyor.

    (bkz: yuh)
  • akp'lilerin kapak koleksiyonu yaptığını düşündürten ayardır.
  • acayip bir ayardır.

    dünyanın hiçbir yerinde nominal büyüme rakamları ciddiye alınmaz. nokta.

    niye mi?

    eğer nominal büyümeyi ciddiye alacaksak, açın tuik'i, 1999-2002 arası nominal büyümeye bakın. ekonomi kaç katına çıkmış? 3,5 katına mı? yani o kriz hükümeti 3 senede akp'nin 11 senelik büyüme performansını mı yakalamış? vallaha mı?

    bir iktisatçı olarak mehmet şimşek adına utandım. adam maliye bakanı lan.
  • gerizekalı ve kör partizan turnusolu olduğu kadar troll turnusoluymuş da bu ayar.

    sözlükte bir trol güruhu var on defa 2 2 daha dört eder, büyümeyi nominal ölçmek anlamsızdır diye elli örnek verip anlatıyoruz, ege cansen üşenmemiş yirmi dakika anlatmış, yok, adam görmemekte kararlı, o onun tarzı bu bunun tarzı diye saçmalıyor.

    yapılan açıklamalara, verilen örneklere cevap veren de yok, papağan gibi aynı şey tekrarlanıyor, diyorum ki bakanın büyüme ölçütü doğruysa ecevit hükümeti, akp'nin 11 senede yaptığını 3 senede yaptı, adam dinlemiyor.

    hoş ben de ayrı bir malmışım ki trolün gazına gelip laf anlatmaya çalışıyorum..
  • dani rodrik'in, türkiyenin 3 kat büyümesi yalan ayarı üzerine şimşek, saksı değilim ben babında "ben üst düzey yatırım bankalarında ve uluslararası kurumlarda ekonomist olarak 15 yıldan fazla çalıştım ve hiç bir zaman gayri safi milli hasılayı hesaplarken gerçek değerleri kullanmadım" gibi safiyane savunmasına, rodrik "malumun ilanı, kendisini ele verdi" diyerek yaptığı saat ayarıdır.

    bakmayın siz, şimşek'in 15 yıl onu bunu yaptım demesine; kendisini akp'ye atıp kurtarmıştır ama, son ayrıldığı kurum, amerika kaynaklı kredi krizi esnasında batan iki büyük kurumdan biri olan "merrill lynch" dir. (diğer batan büyük yatırım bankası ise lehman brothers dır)
  • çok ağır bir ayardır.

    allah kimseyi mehmet şimşek'in konumuna düşürmesin.
  • en basit şu şekilde anlatılabilecek olay: türkiye'nin 10 yıl önceki milli gelirinin usd 1.000 olduğunu varsayalım. şimdi ise usd 4.500 olsun. yani dolar bazında baktığımızda 3,5 katlık bir artış söz konusu. ancak tabii ki amerika'da da düşük oranda da olsa bir enflasyon mevcuttur, amerikan ekonomisi enflasyonun olmadığı bir ekonomi değildir. yani bugün 10 dolar ile bir hamburger yiyorken, seneye 12 dolara yeriz. ancak reel olarak hala 1 hamburger=1 hamburger'dir. sadece nominal fiyatı %20 artmıştır.

    enflasyonun etkisini arındırdığımızda reel olarak ekonomi yalnızca %43 artmıştır. peki bu ne anlama gelir? bunun anlamı şudur, ekonomide gelir dağılımının eşit olduğunu varsaydığımızda ülkedeki herkes geliriyle 10 yıl önce ayda 10 kg et alabilirken artık 14,3 kg et alabilmektedir. ancak tabii ki gelir dağılımının eşit olması da ütopik bir durumdur, özellikle türkiye gibi eşitsizliğin yüksek olduğu ülkelerde. reel gsyih 10 yıl önceye göre %43 artsa da 10 yıl önce 10 kg et alan siz bugün 7,5 kg alabileceğiniz gibi, eğer zengin bir müteahhit olmuşsanız bu dönemde, 10 yıl önce 10 kg alırken bugün 1.000 kg alıyor da olabilirsiniz. 10 yıl önce eşit olduğunuz komşunuz ise 7,5 kg et alabilmektedir ancak. yani reel büyüme artışı da zenginleşmenin tek göstergesi değildir. zenginlik belli ellerde toplanıyorsa halkın refahının arttığından bahsedilemez. örneğin oecd rakamlarına göre türkiye'de en zengin %20 gsyih'in yarısını alıyorken, en fakir %20 ise yalnızca %6'sını alabilmektedir.
  • zaten 10 yıl önce aldığımız maaşın bırak 3.5 katını 2 katını bile almadığımızdan bile kıllanmamız gereken meselenin açığa çıkması
hesabın var mı? giriş yap