• genetik mirasınız bozuksa günde 5 kere de fırçalamanın faydası olmaz.

    banyo yapıp temizlenmek faydalıdır mesela ama sedef hastalığınız varsa bunun temizlikle bir bağlantısı yoktur. "ben sedef hastası oldum, demek ki banyo yapmak işe yaramayan bir şey" demek ne kadar saçmaysa diş fırçalama konusunda da benzer bir iddiada bulunmak o kadar saçma yani.
  • çok bastırmadan fırçalarsan evet, tuvalet taşı değil ki bu. ayrıca herkesin diş rengi de süt beyaz değildir.
  • yüzde 30 bakım yüzde 70 genetik faktörler, genleriniz sağlamsa fiziki özellikleriniz cok bakıma ihtiyaç duymaz bu diş içinde geçerli,ha fırçalamak en azından ağız kokusu icin gereklidir lutfen ağız bakımına önem gösterin,kendiniz icin olmasa bile karşınızdakinin konforu için.
  • ilk önemli husus; dişler yemekten hemen sonra fırçalanmamalı. çünkü yemek artıkları iyice yayılabiliyor, dişleri çizebiliyor. ikinci olarak fırçalamadan önce, ağız bol suyla iyice temizlenir yine suyla gargara yapılır. diş ipi kullanılır. yemek artığı kalmadığına emin olunduktan sonra fırçalanır.
    her öğünde fırçalanmasına gerek yok ama suyla temizlik işlemleri çok mühimdir.
    diş fırçalamak macunsuz da yapılabilir. beyazlatmada faydası çok, fakat çürüğü engeller mi bunu denemek riskli.
  • haftada iki kere dişlerini fırçalayanları ve bunla övünenleri gördüğümüz başlık. adres konum verin de yanlışlıkla yanınza falan yaklaşmayalım.
  • lütfen fırçalamayın. zira para kzanmamız lazım. oral flora nedir, pellikıl, plak nedir gr fikri olmayanlar lütfen bol bol yazın.
  • diş fırçalamak oluşabilecek bazı çürüklerin, ağız kokusunun, diş eti hastalıklarının önüne geçiyordur elbette. fakat fırçalandığında kesinlikle sapasağlam muazzam dişlere sahip olunabileceğine asla inanmıyorum. burada işin içine genetik giriyor.
    düzenli bir şekilde fırçalamama rağmen malesef dişlerim çürüyor. çürümediği yerde ufalanıyor. danıştığım diş hekimleri ise bunun dişin yapısı ve genetiği ile alakalı olduğunu söylüyor.

    belki çok klasik olacak ama etrafımda bazı insanlar ağızlarına tek bir fırça dahi vurmadığı halde 1-2 dolgu ile yaşamına çürüksüz devam ediyor.
    ben fırçalıyorum bakımını hiç aksatmıyorum ama ne yaparsam yapayım bir çözüm bulamadım.
  • dişi esas çürüten diş arasında kalıp çürüyen yemek artıklarıdır (diş ipi kullanmak). fırçalamak da diş minesinin üzerinde kalan asitleri temizler. he bir de dişi diş etiyle birlikte temizlemek gerekli. ben bu üçüne göre hareket ediyorum. yılda bir kere de beleş röntgen çektirin. orada çürük başlangıcı gözüküyor. öyle bir durumda da diş temizliği ile hafif çürüğü törpülüyorlar. en kötü dolgu yaptirip dişi yine kurtarırsınız.
  • 5 gün diş fırçalamayın, yanınıza yaklaşan karşı cinsten insan sayısı azaldığında
    faydalı mı değil mi görebilirsiniz.
  • fırçalamak yararlıdır, macun, ağız bakım suyu gibi her çeşit kimyasal zararlıdır.

    macun veya ağzınızı temizlediğiniz herhangi bir kimyasal içerik, ağız içinizde bulunan ve görevi de ağzınızın içini temiz ve sağlıklı tutmak ya da bildiğimiz bilmediğimiz bir sürü faydalı şey olan sayısız bakterinin doğal dengesini bozar.
    böylece vücudunuzun kendi kendine götürebileceği doğal süreci engellemiş, bu görevi 20 liralık bir kimyasala teslim etmiş olursunuz.

    mesela piyasada genital temizlik ürünleri var ve hiçbir jinekolog bu ürünleri tavsiye etmez. hatta sabun gibi basit, klasik bir ürün bile genital temizlikte tavsiye edilmez. neden? çünkü kadınların genital bölgesi mukoza, yani nemli deri içerir ve o derinin kendine has bir ph dengesi vardır. kimyasallar bu dengeyi bozarak o bölgenin bağışıklığına zarar verir.

    mesele sadece ph meselesi de değildir, tıbbi terimler kullanmaya gerek yok aslında bu konuyu açıklamak için zira o tıpçıların işi ve ben tıpçı değilim, mukoza hassas bir dokudur ve özetle kurcalarsanız, bozarsınız. mukozaya dışarıdan her tür kimyasal müdahale var olan kusursuz dengeyi bozar ve kısa ve uzun vadede çeşitli sorunlara neden olur. tıpkı sürekli ilaç kullanımının sağlık yerine hastalık doğurması gibi, antibiyotiklerin bağırsağımızın doğal dengesini bozması gibi, kortizonların, steroidlerin, lüzumsuz takviyelerin vb. faydasından misliyle fazla zararının olması gibi.

    ağız içimizde de bir mukoza var. burnumuzun içinde de. kadınların genital bölgesinde de. vücudumuzun içindeki, akciğer mide gibi organların yüzeyini kaplayan da mukoza ama onlara zaten ulaşamıyoruz. ulaşabildiklerimiz de işte, saydıklarım. işte bu dokulara ne kadar az kimyasal değerse, o kadar iyidir. ne kadar az kurcalarsak, ne kadar doğal yolla temizlersek (ki o yol sadece ama sadece sudur) o kadar iyidir.

    örneğin bebek ve çocukların, sanki mecburmuş gibi burunlarını temizlemek için serum fizyolojik kullanılıyor. sürekli. doktorlar yeterince bilinçlendirmiyor, hemşireler yeterince bilgi vermiyor. ufacık bebenin sadece az sıcak suyla ovalayarak temizlenebilecek burnuna her gün tuzlu su temas ettiriliyor, yetmiyor nazal aspiratörler kullanılıyor. çocuğun burnunun doğal dengesinin içine ediliyor farkında olmadan. her gece yatmadan ya da banyoda, ara ara burnunu sıcak şöyle bir kaç defa oğuştursanız o sümük sonunda elinize gelir sevgi ebeveynler, bu bilgi de burada durmuş olsun.

    bu bilgiler ışığında konumuza dönersek, ağız bakımınız için gerekli olan şey bellidir:

    -yiyecek ve içecek artıkları ağzınızda kalmayacak
    -sürekli asitli, şekerli vb yiyecekler tüketmeyeceksiniz
    -dişlerinizi, plastik fırça veya misvak gibi bir tahta parçası yardımıyla, sık sık fırçalayacaksınız.

    bu kadar basit. geri kalan her şey şampuan gibidir. kortizonlu burun spreyleri gibidir, roll onlar deodorantlar gibidir, genital temizlik köpüğü gibidir vb. kullanınca oh ferahladım dersiniz, halbuki vücudunuza uzun vadede zarardan başka katkısı yoktur.
    kapitalizmin satabilmek için uydurup üretip, ihtiyaç olduğunu yıllar içinde bize öğrettiği, halbuki ihtiyaç olmayı bırakın doğal yapımıza düşman sayısız ticari üründen sadece biri diş macunu da.

    şahsi deneyimlerimden yola çıkarak verebileceğim diş bakım tavsiyesi, her yemekten sonra boş şekilde diş fırçalamak, o an fırça yoksa bile muhakkak ağzı iyice çalkalayarak temizlemek, sık sık diş ipi kullanarak diş aralarında yiyecek kalmasını engellemektir. fırça olarak da tavsiyem ise misvak, zira plastik fırçalar macunsuz fırçalayınca berbat tat veriyorlar. misvak öyle değil, çok hoş bir doğal aroması var. ayrıca misvak kullandığım dönemlerde, dişlerim hiç olmadığı kadar beyazlar, temizlenir ve hassasiyet gibi sorunlarım çok azalır.

    döner başlıklı diş fırçalarına da burada bir parantez açayım. kendilerinin daha iyi sonuç vermesinin tek nedeni, daha çok fırça darbesidir. yani normal bir plastik fırça ile sürekli fırçalayarak on dakikada yapabileceğiniz fırça darbesini(ki bu pek mümkün değil, insanın midesi bulanıyor) belki yarım dakika içinde yapabildiği için dişlerinizi daha çok fırçalamış olursunuz. misvak kullanan insanların, kitap okurken, bir şeyler izlerken ağzında keyfi olarak misvak bulundurup kullanmalarındaki amaç da budur zaten, daha uzun ve fazla fırçalamak, daha iyi sonuç almak.

    vücudumuzun varlığını sağlıklı ve temiz bir şekilde idame ettirebilmesi için ne zibilyon çeşit gıdaya, ne sayısız kimyasala, ne günde üç öğün yemeğe, ne vitamin mineral o şu bu takviyelerine ihtiyacı yok. kimyasalları mümkün olduğunca hayatınızdan çıkarın, gıdayı da olabildiğince minimuma indirin hatta sık sık oruç tutun, abartmadan birer günlük su oruçları tutun, aç kalın, ağzınız da vücudunuz da sık sık dinlensin bırakın. böylece önce dişleriniz sonra tüm vücudunuz, firmaların ticari kaygılarla sürekli dayattığı yığınla çöp bilginin oyuncağı olarak zaman içinde kaybettiği tüm sağlığı yine zamanla kendiliğinden geri kazanacak zaten.

    not: "dedemin dişleri daha sağlıklıydı, demek ki genetik" genetiğin muhakkak payı vardır lakin dedeniz muhtemelen beş vakit abdest alıp farkında olmadan ağzını temiz tutuyordu ve diş macunu ile de büyümemişti. beslenme tarzının sizden benden çok daha sağlıklı olmasının katkısı ise en büyük dilimi alır.
hesabın var mı? giriş yap