diyarbakır çok güzel hep gitmek istemişimdir

• ulan bundan bile mağduriyet yaratıyorsunuz ya. klasik kürt mağduriyeti
• bu cümleler hemen hemen her şehir için kurulur. amacı muhabbeti başlatmaktır. altında başka bir anlam aramak gereksizdir. niyet okumaktır.
  
  not: diyarbakır'a gittim gerçekten güzel şehir.
• hayatımda en son kuracağım 5 cümleden biridir.
• bir de şöyle düşün benim memlekete (bkz: kırıkkale) türkü kürdü, lazı göçmeni hepsi sövüyor. hatta bir ara yabancı bir dizide dünyanın en kötü ili seçilmişti. en azından senin ilini övüyorlar, benimkini duyunca yüzler değişiyor. ve duyduğuma göre diyarbakır çok güzel hep gitmek istemişimdir.
• anladığım kadarıyla başlığı açan arkadaş diyarbakırlı, ona iki çift sözüm var:
  
  diyarbakır çok güzel hep gitmek istemişimdir.
• bunlardan biri benim. urfa, diyarbakır ve mardin midyat en çok görmek istediğim yerler. ancak bu olaya böyle bakacak ezikliğe nasıl geldiğimizi biliyorum, yazarın da böyle düşünmesine bir şey demiyorum.
  
  öncelikle şu sanrını yok edelim; bunu sadece sana ve kürt olduğun için yapmıyorlar, yapmıyoruz. ben adanalıyım dediğimde "aa adanayı çok merak ediyorum" derler. ya da birisinin çorumlu olduğunu öğrendiğimde "hititlerin başkenti hattuşaş orada, nasıl, çok merak ediyorum, bir medeniyetin başkenti, inanılmaz bir değer" diyorum. ama gidip çorumlu arkadaşa: "izmir çok güzel, helen kültürüne bayılıyorum ve oraları görmek istiyorum" demiyorum. diyebilirim ama konu açılırsa.
  
  etnik kimliğiniz beni ilgilendirmiyor. binlerce yıllık medeniyetlerin yaşadığı, yıkılıp kurulduğu bir coğrafyada yaşıyorsunuz. sizin terörle ilişkilendirilmenize sebep olan serüven beni ilgilendirmiyor, ben ülkesini seven bir vatandaşım ve o topraklarda benim bayrağımı istemiyorsan bedelini ödeyip karşılığını alırsın. o senin sorunun. bu, oraların güzelliğini, değerini değiştirmiyor.
  
  şu bazı konularda kürtlerin övülmesini samimiyetsiz bulan gerzekleri hiç anlamamışımdır. ulan oturduk sofranıza, adamlar benim gibi sıradan bir insan için bile müthiş sofra hazırlamışlar. e bu misafirperverliği ben sevdim, kürt bir insanın sofrasını paylaşmaktan mutluluk duyduğunu düşünüyorum. bunun temelinde yıllardır yaşanan garibanlıklar, kanı üzerinden yıllardır rant sağlanan insanların halden anlaması olduğunu ve daha bir çok sosyolojik ve psikolojik etki olduğunu düşünüyorum ve bu neticenin naifliğinden, güzelliğinden mutluluk ve buna saygı duyuyorum.. ben şimdi "kürtlerin sofrasından aç kalkmazsın" dediğim zaman "evet sen de insansın merak etme" dediğimi düşünüyorsun sen, ahmak mısın kardeşim.
  
  bu ülkede kürdün de türkün de falancanın da kafatasçısı ahmaktır. onları okuyup okuyup genellerseniz bu hastalık sizi yok eder. basit düşünün. benim karslı bir arkadaşım var, beraber okuduk, kendisi diş hekimi oldu ve aylık kazandığı paraya ben 30 yıl çalışsam ulaşamayabilirim. gelecek aylarda son model arabalara binecek, maddi olarak benden üstün, manevi olarak bazı değerlerine müthiş bağlı bir adam, aile bağları çok güçlü, cenaze törenlerinde gördüğüm birliği hiçbir yerde görmedim. bazı manevi yönlerden de adam benden üstün, ben de bazı yönlerden ona bir şeyler öğretecek seviyedeyim. totale baktığımızda ikimiz de birbirimize saygı duyuyoruz. şimdi bu adama ben kim köpeğim ki "kürtler de insan neticede canım" minvalinde konuşacağım abi, böyle konuşacağım düşüncesini sizin aklınıza kim soktu amk.
  
  teröre bakışımız bellidir. terörist adam benim de senin de canına kast eden adamdır. pkkda kürt, daeşte türk olabilir. ikisinden de nefret etmek vazifemizdir. eğer bu ezikliği atmak istiyorsan pkkyı senin milletine genelleyen sebeplerle mücadele etmekle başla. o zaman memleketinin ne kadar güzel olduğunu ve bu değeri herkesin gezip görmek istemesini anlayabilirsin. etnik bakıştan kurtulursan da bu insanların mesela hasankeyfin baraj altında kalışına üzülmesini de anlayabilirsin. tabi tercihin ankara dtcf militan grubunun iğrenç mentalitesiyle hareket etmek olursa anlayamazsın. bu bir tercih, istediğini düşünebilirsin ama benden sana tavsiye, bu düşünce tarzının sana da bana da faydası yok. eğer sürekli benim sözlerimden senin de insan olduğunu düşündüğümü, o yüzden rahat olman gerektiğini söylediğimi düşünürsen bu sende nefret uyandırır. halbuki böyle düşünmesen, diyarbakırın tarihi, orada yaşamış büyük insanların katkılarını anlatırsın ve karşılığında ben de sana göbeklitepeyi anlatırım. sonra muhabbet sararsa ben sana bir kahve ısmarlarım ve hoş muhabbet etmiş oluruz. bu kadar basit.
• karşıdaki insan nereli olursa olsun nezaketen çoğu insanın verdiği klasik cevaptır.bundan da mağdur oldunuz ya ne diyeyim.
  bende adanalıyım ve adanalı olduğumu duyan çoğu kişi adana ile ilgili olumlu bir şey söyleme ihtiyacı duyar,bazısı bunu nezaketen yaptığını çok belli edip abartsa da çabası yine de hoşuma gider.allah aşkına “yine birgün mağdurum” edebiyatını bırakın,artık iyice baydı.
• diyarbakir’a gittim. cennet vatanimizin bir cok sehri gibi boktan bir sehir. sosyal hayat yok, yesil alan, cevre desen araki bulasin. her yer cirkin apartmanlarla dolu. sehrin kendisi koca bir getto. ha diger sehirlerimiz cok mu guzel. hayir. maalesef estetik yoksunu bir ulkeyiz.
• yozgatlılar alınır şimdi ya la.
  
  düşünsene adam ben yozgatliyim diyor.
  sen de "aa yozgat çok güzel hep gitmek istemişimdir." diyemiyorsun.
  
  diyarbakır ile ilgili de " bağlar var değil mi? he suriçi de var... yok gitmedim de tv'de çok gördüm."
• gerçekten gitmek isteyen kişiye ait söz olabilir.
  görüp arttırıyorum. en büyük hayallerimden biri diyarbakırda kendime yetecek kadar karpuz tarlası sahibi olmak. taptaze karpuzların olduğu bi bahçe, kelek çıkma ihtimali olsa bile umursamazsın. bir bıçak tüm bahçe için. cennet tasviri gibi değil mi?
  
  (bkz: diyarbakır karpuzu)