• cocuklar icin yuzme havuzu olarak kullanilabilecek buyukluge erisen bir karpuz turu, koyu ve acik yesil cizgileri vardir.
  • 40-50 kilogramlık ağırlığa sahip olanlarını bizzat gördüğüm daha büyüklerinin de yetiştiğine dair kuvvetli duyumlar aldığım karpuz cinsi.işin sırrı yetiştirilirken kullanılan gübrenin güvercin dışkısı olmasıdır.
  • diyarbakır kartpostallarının olmazsa olmazı.
  • ayakli olanlarinin esofman giymesine tahammül edilemeyen karpuz cinsi..
  • çanına ot tıkmayı başardığımız bir güzellik daha: http://www.hurriyetim.com.tr/…~2@nvid~615303,00.asp
  • renklerine, çizgilerine, kabuk kalınlıklarına göre beyaz kış, kara kış, sürme, pembe ve soyu tükenmiş ferik paşa isimli 5 farklı cinsi bulunan, çekirdekleri büyük, tadı diğer karpuzlardan biraz daha farklı, diğer karpuz cinslerine oranla ağır ve büyük olan, bu büyüklüğünden dolayı içinin oyulup, içerisine çocuk konulup fotograf çektirmek gibi bir yöresel ritüelin baş kahramanı olan, genellikle yaz sonu, sonbahar ortaları gibi çıkan karpuz çeşidi. bunun bir de diyarbakir kavunu versiyonu vardır ki o başka bir efsanedir.
  • yaşar kemal'in bu diyar baştan başa isimli kitabında, 1951 yılında gittiği diyarbekir'de girmiş olduğu bir diyalogda, "bu karpuzu nasıl ekiyorsunuz?" sorusuna aldığı cevap şudur:

    "... gardaş, dedi, karpuz ekilecek kumluk iki türlüdür. birisi suyun işgal edip de, yazın çekildiği yer. bunu kılıc derler. öteki de asıl dicle kenarları. karpuz kılıc denilen yerde daha iyi olur. karpuz ekilecek yer dümdüz ve çakıllı olmalıdır. ama ufak çakıllı. burası iki kürek boyu uzunluğunda yani, bir buçuk metre, iki kürek ağzı genişliğinde, yani yarım metre su çıkıncaya kadar kazılır. kazılan yere kuyu derler. kuyunun, biri baş ucunda, biri de ayak ucunda iki yastık bırakılır. yani bu yastıklar su çıkmamış topraktır. yastıklara üçer tane fide ekilir. ekildiğinin ikinci gününde yanmış, yani eski hayvan gübresiyle gübrelenir. bir hafta sonra da hayvan ve güvercin gübresi kumlu mille karıştırılarak verilir. bu zaman içinde kuyunun içindeki su kurumuştur. birkaç sefer daha gübre verilir. tama m. kırk günü say. karpuz olmuştur. dağ gibi. inan benim senin kadar olmuştur. aha böyle böyle...."

    20.05.1951
  • ristos'a göre ırkçılığın daniskasıdır. hele bir de ilber ortaylı bu meyveyi severek alenen ayrımcılık yapmıştır. tüm diyarbakırlılara -afedersiniz- karpuz demiştir. karpuzun ırkı memleketi mi olur lan. önemli olan meyve olmak, pardon insan olmak!!1!1!1!!

    [ek:daha faşstliğinizinbile farkında değilsiniz olum]
  • diyarbakirliyim diyen herkesin 40-50 kiloluk bir karpuz icinde cekilmi$ bir fotosu vardir.
hesabın var mı? giriş yap