• o gün işe etekle gitmek istedim. üstüme tam olan bir eteğimi giymeye çalışırken etekte önce bir zorlanma akabinde de bir rahatlama hissettim. evet, etek kendini bırakarak patlamıştı. o an artık daha fazla kendimi kandırmamam gerektiğini kabul ettim. eteği çıkardım ve 44 beden pantolonumu üstüme geçirdim.
    kendi kendime aldığım karardan sonra etrafımdakilere bunu açıkladım. herkes önce "yok ya hiç ihtiyacın yok." dedi. sonra "kaç kilosun ki?" diye sordular ama cevap vermedim. 15 temmuz günü diyetisyene gittim, şansıma şahane biri çıktı diyetisyenim. kendisinin de zamanında kilolu olduğunu, benim canımın çektiği şeyleri onun da canının çektiğini öğrendim. içimi rahatlattı ve diyet yapma serüvenimiz başladı.
    artık eski alışkanlıklarımı bir kenara koydum; bulduğumu yemiyorum, paketli gıdalardan uzak duruyorum ve en önemlisi doğru şeyleri doğru zamanda yiyorum.
    4 ayda 9,5 kilo verdim. eteğimi tekrar diktirdim ve içine girebiliyorum. eski pantolonlarım artık olmuyor ve içinde streç filmle sarılmış bufalo gibi durduğum pantolonlarıma insan gibi girebiliyorum.
    vücudumun ihtiyacı olan her şeyden yiyorum ve bol su içiyorum. artık alışverişe gidip sinirlerim bozularak çıkmıyorum ve çok daha rahat hissediyorum. 15 dakika yürüyüp "hof puf" yapmıyorum ve kendimi güzel hissediyorum.
    şimdi en başta "ihtiyacın yok" diyenler "çok iyi kilo vermişsin ama daha verme" diyorlar. cevabım şu "son 4 kilo!"
  • bir haftada 4 kilo verince cidden işe yaradığına (en azından bende) ikna olduğum hadise...
  • yılda 1 kez yaptıgım fakat o tek diyetin bir kaç ay sürdüğü durumdur. can sıkıcıdır. ilk 1 aydan sonraki haftada 1 diyet bozma gününü iple çektiğim durumdur.
  • günlerdir erteleyip durduğum eylem herşey hazır eliptik bisiklet pilates gereçleri filan ama bide yapacak adam lazım ben olmuşum davul gibi hala yiyorum biri beni durdursuuuunnnnn.
  • bugün itibari ile başladığım eylem.

    su an 55.3 kiloyum. hedef 50. 7 ayda 5 kilo aldım. insanlıktan çıkmışcasına yediğim onca öğünden sonra başka bir şey de beklenemezdi zaten.

    artık çevremdekilerin " sana yakışmış tatlaaam, kaldırmışsın " saçmalıklarına kanmıyorum. kaldırdım diye amazon kadını gibi gezmenin de bi manası yok sonuçta.

    yaklaşık 5 kiloyu sağlıksız sağlıksız aldıktan sonra, tamamını insan üstü şok diyetlerle vermeye karar verdim.

    evimi yulaf kepeği ve et ürünleriyle doldurdum bile.

    ölmez sağ kalırsam sonuçlarını yazacağım. hem ne demişler ? öldürmeyen her diyet sizi zayıflatır.

    diyetin gidişatıyla ilgili bi sürü mesaj almam üzerine edit : tabii ki diyeti bıraktım. 1 ay kadar yapabildim. 2 kilo verdim. akşam 7 den sonra yemek yemedim. meşrubatları bıçak gibi kestim. beyaz ekmek ve pirinci hayatımdan çıkardım. su an 51 kiloyum. kips.
  • alıştıktan sonra zevk vermeye başlayan eylem. bu gün tam 1 ay oldu diyete başlayalı. totalde 9.1 kilo verdim. bu süreçte ilk iki hafta çok hızlı giderken kalan 2 hafta çok yavaş verdim kilolaları. spor ve hareketlere başlamadım çok şükür yaşadığım stres spor yerine geçti sanırım. bu yeni ayda yürüyüşlere başlayıp aldığım kalorileri birazcık arttırmayı düşünüyorum.

    yaptığım diyete gelecek olursak, yıllar içinde denediğim, okuduğum, anladığım genel bilgileri harmanlayarak uyguluyorum. ekmek neredeyse hayatımdan komple çıktı. yani 1 ayda toplam 1 ekmek yemedim. abur cubur diye tabir edilen yiyeceklerden bir tek parça bile tüketmedim. akşamları 6'dan sonra kesinlikle bir şey yemiyorum. yiyeceklerin glisemik değerlerine bakarak kararında miktarda yiyecek çeşitliliğimi arttırıyorum. ayrıca gün içinde neyi ne zaman yiyeceğimi bir gün önce akşamdan ya da en geç sabah uyandığımda planlıyorum. böylece gün içinde karşıma beklemediğim ve açlık çektirecek durumlar çıkmıyor. şimdilik iyi gidiyor, yürüyüşlere başladığımda daha etkin bir şekilde kilo vereceğimi düşünüyorum. şu an bile etrafımda ki herkes değişimi net fark ediyor hatta fotoğraflarda bile. doğal olarak bu tarz sözleri duymak daha çok motive ediyor.

    alıştıktan sonra zevk vermeye başladı dememin sebebi ise yediğim yiyeceğin değerini anlıyorum ve bunla eğleniyorum. bu kendi kendime yaptığım başka sorunları da örtmek adına uyguladığım bir durum. yani mesela şundan 1 ay önce simit yemek herhangi ekstra bir anlam taşımıyordu benim için ama dün diyete başladığımdan beri ilk kez simit yedim çünkü canım çok çekiyordu ve resmen mutlu oldum simit yediğime.

    son olarak motive olmak adına kendime hedefler belirliyorum şurada şu kıyafeti giyecem ya da şu gün uyandığımda minimum şu kadar gram kaybetmiş olacam diye. bunları başardığımda motive oluyorum başaramadığımda sinirlenip aldığım günlük kaloriyi düşürüyorum.

    umarım bu ayın sonunda da bir bu kadar daha kilo vermiş olarak yazarım buraya.
  • dün gece rüyamda dev bir patates (baya bildiğiniz müstakil bir ev büyüklüğünde) görmeme neden olmuş eylem.

    ps: açım
  • baharda depreşen bir duygudur.
  • eğitim nedeniyle herşey dahil konseptine sahip bir otelde 10 gün kaldıktan sonra ve bu 10 gün boyunca açık büfe akşam yemeklerinden sonra dolu dolu tatlı tabaklarını gömdükten sonra dönüş yolunda eğitime gelirken giydiğim kıyafetlerin olmadığını fark ettiğimde başlamaya karar verdiğim eylem. zaten şişman biriyim. özellikle son 7 yıldır daralmadan sıkılmadan alış veriş yaptığım, etek giydiğim olmamıştı. diyete başladığımda oldukça kiloluydum (boyuma göre). ancak özellikle akşam yemeklerinde ekmek, kızartma ve fast food dan uzak durarak, bol su içerek hatta spor bile yapmadan kilo vermeye başladığımı hissettiğimde öz güvenim daha da arttı ve alışkanlıklarımı değiştirmeye devam ettim. ayrıca maydanoz gibi (önceden hiç yemezdim) yeşilliklerin ne kadar lezzetli olduğunu o zaman fark ettim. şunu da eklemek isterim ki eski alışkanlıklarıma ne zaman dönsem kilo almaya başlıyorum. bu da bu işin bir sonunun olmadığını, benim gibi kilo almaya elverişli, ağız tadına ve tatlıya düşkün insanların sürekli maruz kalmak zorunda olduğu bir durum. şimdi benim gibi şişman bir eşim var. sofraya beyaz ekmeksiz, yağlı yemeksiz oturmuyoruz ve akşam tatlısız çay içmiyoruz. tekrar aynı döngüye girdim. 2 gün oldu başlayalı ama tartılar güzel haberleri vermeye başladı bile.
  • diyet yapmak diye bir şeyin olmayacağını kabul etmekle başlar. her şey içimizde içimizde, önce beyinde başlar gibi ezber cümleler kurmayı bırakır yaşam ve yeme tarzını değiştirirsin.

    şekerin düşmanın olduğunu artık bilmeyen kalmadığına göre önce onu hayatından çıkartırsın. sonra ben nerede yanlış yapıyorum diye hayatını sorgulamaya başlayabilirsin. bir sürü mantıklı şey yani. ama en önemlisi etrafında sağlıklı beslenme konusunda sana destek olan (bak diyet demiyorum, sağlıklı beslenmek diyorum) insanların olması, bu konuyu konuşabileceğin ortamların olmasıdır.

    rejim kelimesini çıkarttık hayatımızdan ve sağlıklı beslenmek üzerine konuşabileceğimiz grup kurduk (bkz: telegram) da. hem gülüyoruz, hem ne yemeliyiz, ne yememeliyiz konuşuyoruz.

    farkettiğim şey, sağlıklı beslenirken de bir çok alternatifin var. ben bu alternatiflerin yarısını bile deneyemedim henüz. her gün hazır, katkı maddeli, içinde ne olduğunu bilmediğimiz şey yemekten, damak tadımız kalmamış.

    yolun başındayım ama hayatınızdan çıkartmanız gereken ilk şey kesinlikle "diyet yapmak"
hesabın var mı? giriş yap