• anneyi kurtarıp yenisini yapmalarını söylerim
  • çocuk ancak sağ ve tam doğarsa, kişilik ve hak sahibi olacaktır. anne ise çoktan kişilik haklarını kazanmıştır ve korunması gereken de odur.
  • tabi ki de annenin. o annenin olayın vehameti korkunç da olsa bir çocuk daha yapma şansı var ancak o çocuğun annesiz büyümesi nedeniyle yaşayacaklarını düşünmek bile istemem
  • eşimin doğumu sıkıntılıydı, izmir’in en iyi kadın doğum uzmanı doktorlarından bir tanesi zamanında demişti, kulağımda kalmıştı.

    “önce anne adayı, sonra rahim, sonra cenin kurtarılır”

    ilk önceliklileri anne oluyor.
  • daha sonra doğum yapma ihtimali olmasa dahi anneyi seçerdim dediğim durum. evlendiğiniz aynı yastığa baş koyduğunuz da o kadın, çocuk yapılmasında aynı derece belki daha fazla payı olan da o kadın. kadını çoluk çocuk doğursun, ev işleri falan yapsın gibi görmüyorsanız büyük ölçüde kadın seçilir zaten. sadece bu dünyaya çocuk getirilmeme bakış açısıyla değil, sonra yapabilme ihtimali için değil, daha çok sevdiğiniz için yapılmalı bu.
  • söz konusu anne dışında herkes anne'yi kurtaracaktır. anne ise bebeğini seçer.
    annelik böyle bir şey işte, biz anlayamıyoruz.
  • kızımın doğumu sırasında hemşire müjde vermek için bekleyen ailemin ve eşimin ailesinin yanına gittiğinde herkes "bebek nasıl" diye sorarken, sadece annemin ağzından çıkan ilk soru "kızım nasıl" olmuş, bana çok sonra kardeşim anlattı. sordum esma hatuna nedenini. "bebeği annesi düşünsün, ben kendi kızıma bakarım ilk" dedi*

    insana kendini iyi hissettiriyor, anne gibi hissettiriyor. hatta bi nevi, "artık her şeyin önüne koyman gereken bir kızın var" mesajını veren ilk annelik dersi gibi.

    başlıkta söz konusu edilen durum ise gerçekten zorlayıcı olurdu. annesiz büyüyebilen çok çocuk gördüm. kolay değil elbete. ama yine de bir canı küçümseyen ve basitleştiren "gene yaparlar yaaa" yaklaşımını beğenmiyorum.

    söz konusu anne ben olsam, yanıt verme ihtimalim varsa bana sorulsun isterim. hatta şu anki koşullarımda öyle bir durumda kalsam, ona hayatının en büyük hediyesini, onu koşulsuz seven bir annenin canını vererek ve en az benim kadar iyi bakacak insanlara teslim ederek giderim.

    haa sonra sözlük hesabımdan okusun sıpa, nasıl annesi varmış bilmek istiyorsa. bu başlığa da bakıp hala başımızda aynı muhterem varsa önce ona sonra bana küfretsin, desin "ne işim var burda" *
  • hocam, hiç tüm girileri okuyup kasamayacağım. direkt atarlanacağım. hadi konuyu bilmezsin anlarım da araştırmayıp direkt gelip yazmayı kabul edemem. önce bir araştır, oku, neymiş bir öğren, bir fikir edin, sonra gel buraya yaz. dünyanın (tam tarihi bulduğumda burayı düzenleyeceğim; ek not, buldum:1965’te bu tartışmayı bitirmişler) çoooooooook önceleri çözdüğü bir mevzuyu gelip de burada sanki yeni bir konuymuş gibi tartışmak ne? oldu olacak pisagor’a kadar gidelim de ikizkenar üçgende ikiz kenarlara bakan açılar eşit mi değil mi onu tartışalım. siz bu kafayla her konuda dünyayı geriden takip etmeye devam edersiniz, biz de laf anlatacağız diye kendimizi yırtarız.
    tanım: dünyadaki otoritelerin daha ben doğmadan önce çözümlediği ikilem.
  • bu soru babaya sorulursa buyuk ihtimalle annenin kurtarilmasini ister, bu durumda soruyu anneye sorabiliyorsaniz, anne bebeginin kurtarilmasini ister. eger bu doktora sorulan bir soruysa, yasama ihtimali en yuksek olan kisiyi kurtarmayi secer diye dusunuyorum.
  • yaşanmışı var.
    yıllar önce idi bir komşunun 2 çocuklu eşi 3. çocuğuna hamile iken böyle bir tercih yapılması gerekiyor. adam diyor ki allahtan gelen hastalığa karşı allahın verdiği (çocuğun) canını alamam. kadın kaderine terk ediliyor. çocuk doğuyor.
    3 çocuk üvey annede büyümek durumunda kalmıştı. anne sütünden bir damla alamadan kokusunu sıcaklığını bir kere hissedemeden annenin canını verdiği evladı..
hesabın var mı? giriş yap