• kimsenin sevindiği falan yok kardeşim. sizin gerizekalılığınıza gülüyor millet.

    16 yıllık basiretsizliğe gülüyor.
  • kimsenin sevindiği yok dehşet içinde olan biteni izliyoruz . buralarda birilerini suçlamakla sonuca gidemeyeceğimiz gerçeği de çok net.

    atatürk'te osmanlı bana kötü miras bıraktı diyip kendini kurban rolüne soksaydı şu anda buralarda olmazdık.

    zaman çözüm üretme , bir şeyler yapma vakti .
  • pollyanna’ nın eline su dökme çabasıdır.

    sevgili anadolulular, sizlere olayların güzel tarafına bakmanızı, bardağın dolu tarafını görmenizi, şiddetle tavsiye ediyorum. trakyalılara bir tavsiyem yok. gördüğüm kadarıyla onların kafa zaten kıyak. örnek alınası, nadide insanlar. bizi sevindiren dolar olmasa da abisi avro. şu an avro köpeğinin yükselmesi bizi neden keyiflendiriyor, onu anlatacağım.

    mayıs sonu, haziran başı gibi dört arkadaş niyet ettik, niyet eyledik, kutsal ruh’un rızası için italya’ya gitmeye. ağustos sonu için biletleri aldık. eski roma’yı gezip, “adamlar tarihini korumuş” diyecek, venedik’te kayık sefası yapacak, pisa’yı kafamızla destekleyecek, floransa’da stendhal sendromu yaşayacaktık. oturup güzelce kritik yaptık. kendimizi telkin ettik. kritik nokta, avro’yu tl cinsinden düşünmemekti. bir işemeye 1 avro verip, 5 tl vermiş gibi düşünmek veya şişe suya 2 avro verip, 10 tl ye su mu olur diye hayıflanmak tatil keyfimizi bozabilirdi. buna izin vermeyecek, adeta bir avrupalı gibi avro’yu avro gibi düşünecektik. fakat sürekli yaptığımız bu telkinler ters tepti. italya ile ilgili yaptığımız tüm araştırmalarda bir şeylerin fiyatına bakıyor ve tl ye çeviriyorduk. pizza mı, 10 euro 50 tl. kalacak dandik yer, 30 euro 150 tl. fakat kararımızdan vazgeçmeye niyetimiz yoktu. italya allah italya diye tutturduk.

    artık gezi gününü bekler duruma gelmiştik. avro hala hafif hafif yükseliyordu. bir sabah ise gözlerimize inanamadık. bir günde 40 kuruş arttı namussuz. 5.80 olmuştu. keyfimiz kaçtı, yüzümüz düştü. ulan dedik, sanki türkiye’yi gezdik de, elin italya’sı mı kaldı. doğu’yu gezip tarihini yaşadık mı, karadeniz’in güzel insanlarının kültürünü tanıdık mı, biz kim köpeğiz de daha memleketi tanımadan gavura gidiyo muşuz, diyerek kendimize sövdük. ülkenin yarısını gezmemiştik. hemen biletleri iptal ettik. memleketi tanıma diye çıktığımız yolda kendimizi daha önce defalarca gittiğimiz, yüce olimpos’un eteklerine attık. lanet helenler, lanet romalılar. yine sizin mekanlardayız.

    işin güzel, bizi keyiflendiren tarafına ise burada vardık. avro’yu tl ye çevirmek öyle pis bir alışkanlık yapmış ki burada aldığımız şeyleri tl den avroya çeviriyoruz. farkına varmadan da avro’yu avro gibi düşünme çabalarımız filiz vermiş. 12 tl ye bira alıyoruz, 2 avro bile değil. 70 tl ye ağaç evde kalıyorum. kahvaltı ve akşam yemeği var. sadece 11 avro mu? biriktirdiğim 250 avro kıymete bindi. neredeyse 130 tane bira alabilirim. halbuki 250 tl öyle mi? her şey çok ucuzmuş gibi hissediyoruz. ucuz sandığımız her birada daha çok keyifleniyor, birbirimize ısmarlıyoruz. adeta almanya’dan emekli emmiler gibiyiz. avro her arttığında sanki aldıklarımız daha bir ucuzlaşıyor. bu gece şarap gecesi yapacağız. yanlış anlaşılmasın, köpek öldüren değil, sadece 15 avroya kıyıp orta kalite şarap alacağız. belki kaliteli peynir bile alırız.

    hayat bize süper. hava değil, su değil, neredeyse her şey bedava. bedava yaşıyoruz bedava.
hesabın var mı? giriş yap