• mumbai de gerceklesmis olan ve bir festival havasini almis forum. bu sene annemin baskilarına kulak tıkayıp, gitmeyi reddettigim icin pisman oldugum ama gelecek sene orda olacagim dedigim forumların dördüncusünün uzunca bir özeti yapılmıs yıldız önen tarafindan, aynen aktariyorum:

    "hindistan’daki dördüncü dünya sosyal forumu katılanların çeşitliliği, renkliliği, dinamizmi, gösterileri ve müzikleri ile ancak ezilenlerin festivali diye tanımlanabilir. hindistan’ın 1.4 milyar nüfusunun büyük çoğunluğu yoksulluk sınırında yaşıyor. bir kısmı yoksulluk sınırının altında açlık içinde büyük şehirlerin sokaklarında yaşıyor. o sokaklarda panolardaki sadece büyük işverenlerin tekellerin ulaşabileceği lüks tüketim mallarına ait reklamların altında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. onlarca değişik halkın olduğu ülkede onlarca dil, onlarca din bir arada yaşıyor. sol geleneğin oldukça güçlü olduğu hindistan’da parlamenter iki büyük komünist parti var. birisi maocu gelenekten, birisi sscb geleneğinden geliyor. ikisi de çeşitli dönemlerde kitlesel eylemlere önderlik etmiş ve hala kitlesel partiler. onların dışında onlarca sol örgüt, sivil toplum örgütü, sendika vs var. kısaca örgütlü insan sayısı oldukça yüksek. son yıllarda kamu hizmetlerinde çalışanlar, tekstil işçileri, liman işçileri işten çıkarmalara, ücret kesintilerine karşı mücadele etmişler, grevler, işyeri işgalleri olmuş. dsf boyunca yüzlerce organizasyon pankartlarla, dövizlerle, bildirilerle gelenlere seslerini duyurmaya çalıştı.

    dsf’ye asya ülkelerinden de katılım oldukça yüksekti. güney kore’den 300 kişilik öğrenci, sendikacı, sivil toplum kuruluşları üyelerinden oluşan bir delegasyon, tibet’ten çin’in işgaline karşı çıkan rahipler, nepal’den dalit’ler (dokunulmazlar) bu festivale ayrı bir renk kattılar.

    dsf mumbai şehrinde goroagan tren istasyonunun çevresindeki büyük bir fuar alanında yapıldı. forumda 16-21 ocak tarihleri arasında 5 gün boyunca 4 tane 10-12 bin kişilik, 100’den fazla 100 - 400 kişilik yaklaşık 140 tane toplantı salonunda 1400 tane toplantı, seminer ve atölye toplantısı oldu. foruma 7 kıtadan yaklaşık 150 ülkeden 100 binin üstünde delege katıldı. forum alanında müthiş bir renklilik vardı. her ırktan, kısa boylu hintlilerden uzun, iri yarı amerikan yerlilerine, abd’li siyahlardan bembeyaz finlandiyalılara, çekik gözlü çinlilerden güney korelilere kadar tam bir renk cümbüşü vardı. özellikle hintli kadınların rengarenk giysileri ile yaptıkları danslar forumu bir bayram şenliğine, festivale dönüştürüyordu.toplantılara katılan binlerce insanın yanı sıra binlerce insan sokaklarda yürüyüş yapıyor, toplantı bildirileri dağıtıyor, konser veriyor, tiyatro gösterisi düzenliyorlardı. toplantı salonlarından çıktığınız anda binlerce insanın içinde kaybolup dans etmeye ya da slogan atmaya başlayabiliyordunuz. hatta çadır toplantı salonlarında içerde toplantı dinlerken bile dışarıdaki müziği, yürüyüş yapanların sloganlarını duyabiliyordunuz.

    16 ocak cuma akşamı on binlerce insan açılış gecesine katıldı. gecede konuşan küçük şeylerin tanrıları adlı kitabın yazarı arundhati roy amerikan emperyalizminin irak’a saldırısına ağırlıkla yer verdi ve irak’taki direnişin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. gecenin bir diğer etkileyici ismi ise filistinli mustafa barghouti idi. dünya nüfusunun yüzde 20’sinin toplam kaynakların yüzde 80’ini kullanmasının kabul edilemez olduğunu belirten barghouti, dünya sosyal forumu’nun bir gazetenin tabiri ile dünyanın ikinci süper gücü haline geldiğini söyledi. “filistinlilere direnmemelerini söylemek tecavüz edilen bir kadına haykırmamasını söylemekle eşdeğerdir” diyerek çarpıcı bir benzetme yaptı. filistinlilerin 55 yıllık acı davasının herkesin davası olması gerektiğini söyledikten sonra, bu mücadeleyi desteklemek isteyenlerin ne yapmaları gerektiğini açıkladı. fransa’da traktörü ile bir mc donalds’ı yıkarak ünlenen jose bove’yi örnek göstererek hepimizi filistin’e ve irak’a giderek bizzat buradaki direnişi desteklemeye davet etti.

    17 ocak cumartesi günü sabah toplantılarından biri “gıda maddelerinde egemenlik ve doğal kaynaklar” başlıklıydı. toplantıya hondurastan rafael alegria, ingiltereden roger moody, kanadadan maude barlow, filipinlerden ditdit pelegrina, brezilyadan itevina massioli, fransadan jose bove ve hindistan`dan medha paktar ile brinda karat katıldılar. toplantının en ilgi çeken isimlerinden biri olan fransa çiftçi konfederasyonu (confederation des paysannes) başkanı jose bove, “70 yıl önce ingilizlere direnerek vatanlarını geri alan hindistanlılarla birlikte olmaktan son derece memnunum” diyerek başladığı konuşmasına “ingilizleri gönderdiğiniz gibi, çokuluslu şirketleri, mcdonaldsı, coca-colayı da gönderebilirsiniz. siz bunu yapabilirsiniz” diye devam etti. toplantının başka bir önemli konuşmacısıysa su sorununa dikkat çeken brinda karat`tı. karat, dünyada her 8 dakikada bir çocuğun sağlıksız su nedeniyle öldüğünü söyledi.
    öğlen toplantılarından all india democratic women’s association’ın (tüm hindistan demokratik kadın birliği) düzenlediği ‘kadın ve küreseleşme’ konulu toplantıydı. toplantıda konuşan kadınların hepsi kapitalizmin yeni evresinin kadınların yaşam koşullarını kötüleştirdiğini ve kadınların yaşam standartlarını korumak, hayatta kalmak için çok daha fazla çalışmak zorunda kaldıklarını anlattı. bu sisteme karşı mücadele etmenin kadınların vazgeçilmez amacı olduğu vurgulandı. insanların ezilmediği, kadınların ikinci cins olarak görülmediği yeni bir dünya için kadın erkek beraber mücadele etmek gerektiği anlatıldı.
    akşam toplantılarından biri ingiltere globalize resistance’ın düzenlediği “hareketin geleceği” toplantısıydı. italyan cobas örgütünden luciano mulbauer, globalize resistance’dan alex callinicos ve yazar george monbiot’nun katıldığı toplantıda hareketin başarılarından ve bunlara dayanarak devam etmek gerektiğinden bahsedildi. alex callinicos “ilk olarak ikinci dünya sosyal forumu’na katıldım ve bu beni radikal bir şekilde değiştirdi. kapitalizm altında ezilenlerin bize çok öğreteceği var. bu hareket analizlerimizi, mücadele stratejilerini değiştirmemizi sağladı. başka bir dünya mümkün ve bunun için mücadele etmeye devam edelim” diyerek toplantıyı bitirdi.

    18 ocak pazar günkü toplantılardan birisi “amerikan suçlarına karşı kadın mahkemesi”ydi. toplantı tam bir mahkeme şeklinde gerçekleşti. iddia makamları işlendiğini iddia ettikleri suçları jüriye sundular.
    aralarında görevinden istifa eden eski birleşmiş milletler genel sekreter yardımcısı dennis holliday ve amerika birleşik devletleri başkanı lyndon johnson dönemi adalet bakanı ramsey clark’ın da bulunduğu jüri üyeleri hazırlanan iddianameleri ve kanıtları izledi. dünyanın çeşitli ülkelerinden (irak, hindistan, afganistan, bangladeş vs) kadınlar kendilerine karşı büyük şirketlerin, abd’nin suçlarını anlattılar.

    19 ocak pazartesi günü “dünya savaş karşıtları konferansı” gerçekleşti. tüm kıtalardan onlarca ülkeden yüzlerce savaş karşıtı mumbai’de buluştu. dünya savaş karşıtları konferansı canlı ve verimli geçti. asya’dan bangladeş, pakistan, filipinler, güney kore, japonya, irak, filistin, türkiye; amerika’dan abd, kanada, costa rica, kolombiya; avrupa’dan yunanistan, fransa, italya, ingiltere, ispanya ve daha sayamadığım onlarca ülkeden delegenin katıldığı konferans 20 mart dünya küresel eylem gününü inşa etme kararını aldı. konferans 4 gündemden oluştu. birinci gündem genel perspektiflerdi. bu gündemde her kıtadan bir savaş karşıtı aktivist kısa konuşmalarla genel duruma ilişkin fikirlerini anlattı. aralarında focus on global south`tan walden bello ile stop the war koalisyonundan chris nineham’ın olduğu konuşmacılar 15 şubat’ın yeni bir süper güç oluşturduğunu, bunun tüm eylemlerde gücünü göstermeye devam ettiğini söylediler. cancun’daki dtö başarısı anlatıldı. artık mücadelenin sadece savaş karşıtlığı ile sınırlı olmaması gerektiği, abd ve emperyalizm karşıtlığına çevrilmesi gerektiği vurgulandı. ikinci gündem hareketin deneyimleri idi. burada hemen her ülkeden konuşmacılar geçen senenin deneyimlerini anlattı. en çok vurgu elbette 15 şubat’ın başarısı üzerine yapıldı. bunun yanı sıra, konuşmacıların hepsi kendi ülkelerindeki hareketin ayrıntılarını anlattı. üçüncü gündem devam eden kampanyaların tanıtımı idi. kampanyalar:
    · irak uluslararası mahkemesi: abd’nin irak’taki suçlarını yargılamak için kurulacak olan mahkemenin oturumları için çeşitli ülkelerde hazırlıklar devam ediyor. şimdiye kadar kesinleşen ülkeler: japonya, abd, almanya. diğer ülkelerde yapılması için hazırlıklar devam ediyor. mahkemenin mart 2005’te istanbul’da yapılması düşünülüyor.
    · askeri üsler: ‘herkes en yakınındaki abd askeri üssünü kapatmak için elinden geleni yapsın’ sloganıyla tanıtılan kampanya, abd saldırıya başladıktan sonra geç oluyor, asıl onu hiç saldırmayacak hale getirelim, tüm abd üslerini kapatalım çağrısı yaptı.
    · silahsızlanma kampanyası: tam bir silahsızlanma için tüm silahların yok edilmesi gerektiği vurgulandı. tüm savaş karşıtlarının hem abd’nin silaha ayırdığı bütçeyi azaltması hem de kendi hükümetlerinin silaha bütçe ayırmalarını engelleyecek kampanyalar yapmaları istendi. “kimyasal silahların engellenmesi için irak’a saldırdınız, israil ne oluyor, onu da engelleyin” kampanyası önerildi.
    · delegasyonlar gönderilmesi: işgal altındaki tüm bölgelere siviller gönderilmesi için çalışmalar devam ediyor. delegasyonlar hem gidenlerin durumu görmesine yarıyor hem oradakilerin kendilerini yalnız hissetmemelerini sağlıyor.
    · karavan yolculuğu: filistin, irak ve iran’a karavanlarla yapılacak gezi için mart ayı uygun bulundu. 20 martı ortaya alan bir tarih ayarlanmaya çalışılıyor.
    · işgali izleme merkezi: irak’taki işgali izleme merkezinin savaş karşıtı hareketi bilgilendirmedeki önemi vurgulandı. ayrıca, irak’a asker gönderecek ülkelerden aktivistler irak’a giderek kendi ülkelerinin askerlerinin neler yaptığını gözlemleyerek ülkelerine bilgi yollayacaklar.
    · bush’u boykot edin: güney korelilerin bu önerisi ilk kez önerildiği için daha fazla çalışmaya ihtiyacı var. asıl olarak kampanya bush’un sürekli olarak her yerde protestosunu hedefliyor.
    · istanbul’da yapılacak olan nato zirvesini protesto kampanyası türkiye delegasyonu adına kesk genel başkanı sami evren’in açıkladığı kampanya için uluslararası destek istendi.
    dördüncü gündem genel değerlendirme idi. bütün önerilerin değerlendirilmesi ve ortak bir metnin yazılmasına karar verildi. tüm kampanyalardan bahsedilecek olan metinde ana vurgunun 20 mart olması konusunda anlaşma sağlandı.

    20 ocak salı günü “abd’de demokrasi” atölyesi vardı. abd ve diğer ülkelerden gelenler dünyaya demokrasi taşıdığını iddia eden abd’nin kendi anti-demokratik durumunu vurguladı. guantanamo’daki “savaş suçluları”na karşı tavrı, anti-terör yasası ile kendi halkı üzerine estirdiği terör vs anlatıldı. atölyede abd’deki demokrasiyi takip etmek için abd’ye delegasyonlar yollanması (hep onlar yolluyor, bu sefer tersi olsun diye), seçimlerde meşhur isimlerden oluşan bir heyetin izlemeye gitmesi kararları alındı.

    her akşam saat 18:00 ile 20:00 arası dünya sosyal hareketler toplantısı yapıldı. bu toplantılarda sosyal forumlar ve diğer kampanya grupları 2003’te yapılanları değerlendirip 2004 için sürdürülen kampanyaları tartıştılar. 2004 için eylem takvimi çıkarılmaya çalışıldı. seattle’da başlayan hareketin gün geçtikçe güçlenerek devam ettiği, şimdi dünyanın her yerinde kampanyaların hem ülkelere özgü sorunlar etrafında hem de küresel sorunlar etrafında hareket inşa ettiği vurgulandı. sonuç bildirgesinde dünya savaş karşıtlarının aldığı 20 mart eylemine destek kararı çıktı.

    21 ocak çarşamba günü, dsf, 21 ocak’ta azad meydanı’na yapılan yürüyüş ve konserle bitti. on binlerce delegenin katıldığı yürüyüşte kortejlerin çeşitliliği çevrenin oldukça ilgisini çekti. ingiltere’den globalize resistance korteji “anti kapitalista” sloganlarıyla zıplarken, fransa’dan peace movement hareketi üzerinde peace (barış) yazan yeşil balonlar dağıtıyordu; güney koreliler kendi dillerinde slogan attırıp dans ederken, hintli kadın örgütleri mor pankartlarıyla “biz de buradayız” diyorlardı; eşcinseller rengarenk bayraklarıyla özgürlüklerini yaşarken, arkalarında gelen hintli gaz işçileri işlerini kaybetmemek için yürüyorlardı; hindistan’ın en alt kast grubu dalitler yerel kıyafetleri ile müzik yaparken, tibetli rahipler çin’in tibet’ten çekilmesini isteyen sloganlar atıyordu. yürüyüş tam dsf’unun çeşitlilik, birliktelik ve direniş sloganının hayata geçtiği noktaydı. yürüyüşten sonra çeşitli ülkelerden ünlü barış bantlarının yöresel müzikler çaldığı konserle dördüncü dsf bitti.

    dördüncü dünya sosyal forumu, bir kez daha dünyada “yeni amerikan yüzyılı” projesine karşı olanları bir araya getirdi. sosyal forumların sadece tartışma ve entelektüel yazarların konuştuğu alanlar olmadığını bir kez daha gösterdi. geçen sene 15 şubat’ın inşasında oynadığı rolü bu sene 20 mart’ın inşasında oynadı. foruma gelen herkes ülkelerine 20 mart’ta “abd’ye dur demek, irak işgalini sona erdirmek” için gösteri örgütlemek hedefiyle döndü.

    arundhati roy’ın “biz, işgale karşı küresel direnişin kendisi olmalıyız” konuşmasını gerçeğe dönüştürüp 2005’te porto allegre’de buluşmak üzere mumbai’den ayrıldık."
hesabın var mı? giriş yap