• üstün dökmen'in bizzat kendisinden psikoloji eğitimi almış bir arkadaşım var. lise'den en yakın arkadaşım. kankam. kendisi şuraya yazar olsa başından geçen olayları atlattığı badireleri yazsa ufak bir roman çıkar ortaya o derece. herneyse çok desteğini gördüm zor zamanımda. benim ne kadar büyük dertlerim var yaa diye ağlarken bile bana telefonda başına gelen trajikomik olayları anlattığında bana kahkaha attıran biridir. o bile bu olaydan için şöyle bir cümle kullandı ki hala kulaklarımda çınlıyor şu sözü:

    "bundan daha ağır bir travma yok."
  • acı ama gerçektir. kimisine bir kere olur kimisine birden fazla..

    tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki bağırmak, saldırmak ya da intikam almak yerine onları affedin. hatta daha fazla ileri gidip şevkat gösterin. bu davranışlarınız sözde dostlarınızın vicdanlarını harekete geçirip, sanki size her zaman borçluymuş gibi yaşamalarına sebep olacaktır.

    püf nokta: yaptığı şeyi arada bir yüzüne tatlı tatlı vurun ama abartmadan. haklıyken haksız duruma düşmek var.

    sonrası mı ?

    selam köle. otur sıfır!
  • insanın önce göz bebeklerini* büyüten: bu benim başıma gelmiş olamaz dedirten, sonra da aniden olgunlaştıran / çökerten deneyimdir...
    (bkz: bunu evde denemeyin)
  • insanlara şüpheyle bakmayı sağlayan olay. insanlara güven azalıyor, en yakınımdaki de bunu yaparsa kim bilir dışarıdakiler neler yapmaz şeklinde paranoyalar oluşuyor. bir iki gün insanın dengesini şaşırtıyor daha sonra ayakların daha sağlam yere basmasını ve gerçekleri görmesini sağlıyor bu olay.
  • insanın uykularının kaçmasını sağlayan, yatakta dönüp dönüp nasıl yani diye sordurtan, dostunu affetmek istemene ragmen yaptıgı seyi içine sindirememeni sağlayan iğrenç vaziyet
  • duruma göre sevgili kazığından daha ağır olabilen bir kaç tanesi üst üste geldi mi bende mi bir şey var acaba? dedirten, hayatın olmazsa olmaz kazıklarından biri
  • en ağır kazık yeme şeklidir. durup durup "olamaz" dedirtir insana. ama olmuştur yapacak da birşey yoktur. ağır gelir çıkması zor olur.
  • insanın öz annesinden babasından koca koca kazıklar yediği dünyada elin adamının / kadınının attığı kazığı çok ciddiye almamak lazım. dost kavramının tanımını kafada bi değiştirmek lazım. çünkü dost dediğin de insandır, tıpkı annen - baban - kardeşlerin - ya da her gün gördüğün binlerce insan gibi. ve insan doğası kötüdür, insanoğlu kötüdür. her gün binlercesini duyduğun korkunç olaylara bu insanlar sebep olmaktadır - dışarıdan uzaylılar gelip kötülük yapmıyor yani. bu noktada soru şu oluyor: bizim değer verdiklerimizin dünyadaki milyarlarca insandan farkı ne? bizim değer veriyor olmamız mı? gerçekten kendimizi o kadar yüce mi görüyoruz, o kadar mı kibirliyiz?

    herkesten kazık yiyebilirsin çünkü sen de herkese kazık atabilirsin. ben kimseye kazık atmam deme, herkesin kazık atarken kendisini haklı bulduğu bir taraf vardır çünkü..
  • kendinizi tebrik etmek için bir sebep yaratan durum. kutlayın kendinizi; şu devirde hala insanlara güveninizi yitirmediğiniz, hala bir tarafınızı saf ve temiz bırakabildiğiniz ve hala insanlığa olan umudunuzu kaybetmediğiniz için.
  • insana dost edinmenin gereksizliğini öğretir, tüm ilişkilerini yüzeysel tutarsın o kazıktan sonra.
    eşik, kazıklandığını algılayabilmektir. çok uzun bir süre inanamaz, yakıştıramazsın.
hesabın var mı? giriş yap