• beşinci sezonun son bölümünde, lord grantham'ın bir portatif dna testi olarak rol aldığı dizi.

    --- spoiler ---

    adam marigold'a aval aval bakarak babasının kim olduğunu buldu lan.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    lord grantham'ın dizinin dibinden ayrılmayan labrador, isminden dolayı feda edilmiştir. ısis, bildiğimiz ışid olunca hayvana da yazık olmuştur.

    http://www.independent.co.uk/…led-isis-9818682.html
    --- spoiler ---
  • bir ingiliz edebiyatı ve kültürü sever olarak en sevdiğim dönem yapımlarıdır. bu dizide büyük savaş öncesini ve sonrasını, aradaki o geçiş dönemini, çağın getirdiği yeniliklere ayak uydurma çabalarını ve çok daha fazlasını görmek diziyi izlemem için yeterliydi. downton abbey bir dönem dizisidir. çektirilen fotoğrafın arka planında şaşal şişenin olması adamların o dönemi iyi anlattığı gerçeğini değiştirmez.
  • ne zaman bu dizinin adını okusam aklıma downton a gitmiş bir kürdün tepkisi geliyor.
  • onca zombie, umutsuzluk ve aksiyon dizisinden sonra içimdeki kelebekleri, yusufçukları harekete geçiren dizi. geç buldum ama muhabbetimiz uzun olsun.
  • yakışıklı, karizmatik erkek oyuncusu olmayan dizidir.

    bir dizide hiç mi yakışıklı erkek olmaz kardeşim. downton abbey işte öyle bir dizi. erkek oyuncuların hepsi çirkin hepsi de kazulet gibi. allah için, bir tane matthew vardı, o da öldü.

    mary'den hoşlanan iki erkeğe de bakıyorum, matthew'un tırnağı olamazlar. lord gillingham hintlilere benziyor. charles blake'in ise hem boyu mary'den kısa hem de yüzü buruşuk. sevimli bir tipi de yok ayrıca.

    mary demişken, bu soğuk nevale, kasıntı, bencil kadına da erkekler ölüp ölüp diriliyor ya, hayret ediyorum. kadının hiçbir vasfı yok. çocuğuyla ilgilenmekten bile aciz; ama michelle dockery'i seviyorum, çok tatlı ve güzel bir oyuncu.

    en çok sevdiğim kadın karakter rose. sevimli, şirin, güzel, becerikli, yardımsever bir kız. herkesin yardımına koşuyor. cıvıl cıvıl, neşeli biri. bir çaba gösteriyor, mary gibi elinde sürekli çay fincanıyla dolaşmıyor. rus-yahudi beyle de yakıştılar, umarım adam hayırsızın teki çıkmaz.
  • 4 sezonda da benim her daim favorimdi bu dizi ancak 5. sezonda gerçekten kötüydüler. ne olaylar, ne diyaloglar..

    5. sezonda iz bırakan hiçbir şey olmadı.
    mary ve erkekleri, edith ve ezikliği, mr nad mrs bates ve saçma sapan bir kodes hikayesi.

    belki de her sezonda olduğu gibi yine ve yeniden isobella iyiydi.

    bir christmas bölümü gelecek, sonra 6. sezon beklenecke. ancak 6. sezon için hiçbir heyecan duymuyorum.

    özellikle ilk 3 sezonu kaçırmadan izlemenizde de fayda var.
  • ingiliz dizileri neden 8 bölümde bitiyor dedirten dizidir. senaryo, yan hikayeler, karakter analizleri, olay örgüsü, kostümleri her şey kusursuz. 5. sezondaki durağanlığın christmas özel bölümüyle değişeceğine inanıyorum. eşsiz bir dönem dizisi.
hesabın var mı? giriş yap