• izlemek için harcanılan zaman yazık. hakkaten son zamanlarda izlediğim en boktan film. güzel olan bi hatun vardı, bir de arabalar. o kadar yani. ha bir de cehennemden mi ne gelmiş bi abi var bu yani.

    ayıptır yazıktır yahu. hayır bir de taa ne zaman uyardım bu konuda ama dinleyen yok anlaşılan beni.

    (bkz: nicolas cage/@metteya)
  • herhalde izlediğim en kötü film diyebilirim.. nicolas cage'i siktiret de muhteşem güzelliğiyle amber heard bile kurtaramamış bu filmi.. iğrenç ve çok ucuz diyoruz ve geçiyoruz..
  • hakkında uzun uzun yorum yazmak istediğim ama beceremediğim film.

    fikir vermesi açısından şunu söyleyebilirim: filmin en heyecanlı yerlerinde, mahallenin çocukları dışarıdan, ''kon ağabey, maç yapcaz, kalecimiz eksik, gelir misin?'' diye bağırdılar. tereddüt etmeden şortumu giyip çıktım. hem de gol yersek değişmemek şartı ile.

    öyle bir film efendim. nicolas cagegillerden olmama rağmen yazacak bir şey bulamıyorum, kurtaramıyorum.

    o kadar optimist doğama rağmen olmamış diyorum ve merak eden insanı da en dürüst şekilde yönlendirdiğimi düşünüyorum.
  • nicolas cage'in sikimsonik filmler serisinin son halkası. sanırım birileriyle ''10 tane kusmuk film çekeceğim'' gibilerinden bir anlaşma yaptı ve gerçektende sözünde duruyor, helal olsun.
    film hakkında nasıl bir yorum yapayım bilemedim açıkçası ama, izlediğim en kötü filmden daha iyi değildi. harcanan 100 dakika'nın tek olumlu yanı william fichtner'ı izlemekti. her şeyiyle gayet özensiz bir film olmuş. diyaloglar, oyunculuk, oyuncak kamyonların patladığı abuk sahneler v.s 3/10
  • nasıl ki bir insan bedenini oluşturan materyalleri toplayıp, aynı oranlarda bir kovaya doldursanız karşınıza çamurlu su çıkar -işte o hesap- bu filmde de karşımıza çıkan şey aynıdır. kill bill, from dusk till dawn, constantin ve bunun gibi çok tutan kült filmlerden alıntılar yapıp karıştırırsanız, kovanın içinde çamurdan başka birşey bulamazsınız.
    dna lazım dna.

    edit: imla
  • the accountant'ın film boyunca kullandığı para bir obolos'tur
  • nicolas cage'in borç batağından kurtulmak için çektiği, ona hiç yakışmayan, bok ötesi filmlerinden biri daha. izlemeyin efendim, zamanınıza yazık. mamafih harika bir sahnesi var ki* belirtmeden geçemeyeceğim:

    --- spoiler ---

    cage abimiz bardan kaldırdığı bir hatunla sevişmektedir. hatun kişi cıscıbıl olmasına rağmen abimizin tüm kıyafetleri üzerindedir. bunun fanteziye bağlanacağını düşünülürken içeriye birkaç kötü adam dalar ve silahlarını ateşlerler. nicolas halen bütünleşik durumda iken yataktan yere atlar ve hatunu bir yandan severken bir yandan da gelenleri teker teker vurur. arada ikili yerlerde yuvarlanır, ayağa kalkar, çeşitli pozisyonlar denerler. o zaman kıyafetlerin manası da anlaşılır.

    --- spoiler ---

    filmden aklımda kalan tek sahne bu.
  • hayatımda izlediğim en kötü yabancı film. tartışmasız ilk sırada. filme 50 dakika dayanabildim ve dedim ki ulan biz cüneyt arkın'a cidden yıllarca fazla yüklenmişiz. film hem sıkıcı, hem inanılmaz saçma, hem de komiktir.
hesabın var mı? giriş yap