• mor oje bence de çok yakışıyor <3
  • link
    başlık sınırına takılmıştır.
    "dünyanın yuvarlak olması mason uydurması, dünya düzdür" olacaktı.
    akp fatih gençlik kolları internet sitesinde kendisini çevre, şehir ve kültür başkanı olarak sunan tolgay demir isimli şahısın, yazdığı 'makale'de dünyanın yuvarlak olmasının mason uydurması olduğu ve dünyanın aslında düz olduğunu iddia etmesidir.
    bu ülke nereden nereye dedirten "makale"dir. aslında bunlara bakınca şu geliyor aklıma." biz bunlarla mı savaşıyoruz?"

    edit:(bkz: imam hatipler kapatılsın)
  • dünyanın düz olmasının bu adama, yuvarlak olmasının masonlara faydası ne onu anlamadım.
  • ak parti'li olana troll damgasının vurulmasına neden olan iddialardan biri.

    sen bu adamı ilçe gençlik kollarında tut, hatta birim başına getir, böyle bir yazıyı resmi sitenden yayınla; sonra akp'lilerin zeka seviyesiyle dalga geçildiğinde tepki ver.

    adamlar hem ahlâki olarak hem akıl olarak seviyesiz, yapacak bir şey yok...

    (bkz: #44535945)
  • katıldığım ve şu şekilde her şeyin teorisine dönüşmesine yardımcı olacağım düşünce :

    dünya yuvarlaksa neden şimdiki maymunlar da insan olmuyor ?
  • iki şey yapılabilir. ya alay edilecek ki benden önce herkes haklı olarak alaya almış, gülmüş, utanmış (ben de koca bir kahkaha attım) ya da beyin sahibi bu insanları böyle yazılar yazmaya teşvik eden zihniyet sorgulanacak, sebepleri, arka planı deşifre edilecek.

    zeitgeist the movie ilk çıktığında başka bir mecrada şuna benzer bir şey söylemiştim. “bu filmden sonra ne hakikat ne umut kalır” zeitgeist the movie ile zeitgeist addendum belgeselleri, benim de katıldığım birçok şey içeriyor olsa da temelde, insanlıkla kedinin fareyle oynadığı gibi oynayan, gizli, global bir üst aklın var olduğunu iddia etmekle kalmıyordu, bildiğimiz ve sorgulamadığımız çoğu şeyi de tekrar masaya yatırıyordu. tarih dahil… ayrıca böyle bir üst aklın var olduğunu iddia etmek insanlığı umutsuzluğa itiyordu. çünkü hakları elinden alınmış, mağdur olan insanlar, karşılarında yalnızca devletin değil, hemen her yere yetişen ve planlarını yarım asır, bir asır önceden adım adım uygulayan, yenilmez bir antagonistin olduğunu öğreniyorlardı. hiçbir konvansiyonel (savaş, devrim) yöntem böyle bir üst aklı alt etmeye muktedir değildi. bu haliyle zeitgeist ve türevi belgeseller kanımca insanlığı aydınlatmaktan çok umutsuzluğa sürükledi, kurgular yaratmaya, kuşkuları körüklemeye meyyal istismarcılara fırsat verdi.

    oysa düşüncem kısmen doğruydu. daha post-truth falan nedir bilmezdim. yaş ilerleyince anlayabildim. hakikatin bulanıklaşması zeitgeist vb belgesellerin, kitapların sonucu değil, tam tersine bu çalışmalar hakikat yitiminin semptomuydu. her şey galiba 20.yy’a ve o yüzyıldan bize kalmış postmodernite ve internet devrimiyle hayatımıza giren, bizi lüzumsuz ve abartılı bir iletişim ağına sokan sosyal medyaya dayanıyor. yaşananı kurguyla iç içe geçmiş şekilde öğrenen, hemen her şeye inanmaya eğilimli, hemen her şeye duyduğu inancı kaybetmiş, her şeyin altında görünmeyen bir sebep yahut fail arayan, kendi bilgisini sınamayan, sınayacaksa da pseudo bilginin pseudo referans noktalarıyla sağlama yapan kuşaklar yetişti. bugün sanırım dünyanın üçte biri neil armstrong’un ay’da yürüdüğüne inanmıyor, roswell’de ufoları düşen uzaylıların amerika ile işbirliği yaparak onları teknolojik açıdan güçlendirdiğine inanıyor.

    peki bu yazdıklarımın dünyanın düz olduğunu iddia eden “pek akıllı” akp’li ile alakası nedir? öyle bir alakası var ki… aşağıda yazdıklarımı osmanlı özelinde anlatacak olsam da islam alemi için düşünün.

    16.yy’ın ikinci yarısından itibaren avrupa’nın kendisine karşı her geçen yıl artan üstünlüğüne tam manasıyla açıklama getiremeyen osmanlı malumunuz, öküzün trene bakması misali yüzyıllarını batının her alandaki keşiflerini izlemekle geçirmiş, ne bu gelişmelere intibak etmiş ne de eksikliklerini gidermek için net hamleler yapabilmiştir. bu geri kalmışlığın en altında bir travma, bir şok dalgası vardır. hak dini olan islamla taçlanmış, son peygamberin ümmeti niçin ola ki allah’ın gözünden düşmüştür? niçin kitapları tahrif edip allah’a şirk koşmuş kefere takımı yeni kıtalar keşfediyor, yeni yeni icatlar yapıyor, sanatta ilimde harp alanında gelişiyorken muhammed’in ümmetine bu kara yazgı reva görülmüştür? bariz bir şok bu. oyun bitmiş, islam dünyası rüyasından uyanmıştır.

    işte bu şok halen devam etmekte, hem de islam rönesansı ve fetihlerden yadigâr, şu an hiçbir karşılığı olmayan “kibir”le anakronik bir karışım halinde. gelişmek varken, reform geçirmek varken, geri kalmışlığı kabul edip en azından yeni kuşakları batının bilgi birikimiyle eğitmek dururken, şu sakil kibri muhafaza ederek kendi toplumlarını pseudo bir realiteyle avutmaya gayret ediyor islam toplumlarının çoğu. işin içinde bir bit yeniği arıyor. hayır hayır, tanrı islam ümmetini terk etmiş olamaz, olsa olsa kutsal kitapları tahrif etmiş bu kefere takımı (batı) bir kurnazlık yapıp yüzyıllarca bilgeliği ile dünyayı aydınlatan islam toplumunu hipnotize etmiştir. böyle düşünen insanlar ikiye ayrılıyor. bilimsel keşiflerin aslında islam alimlerine ait olduğunu yahut kuran’da işaret edildiğini iddia edenlerle, bilimsel keşifleri tümüyle reddedenler.

    ilk grubun argümanı kısmen haklılık içeriyor. sahiden de bilimde birçok şeyi islam rönesansına borçluyuz. ama bu grup islam rönesansının devam etmeme sebebi hakkında makul bir açıklama yapmayıp avrupalıların keşiflerini, icatlarını küçümseme yoluna giderler. (kibrin muhafazası) aranızda hala piri reis’in amerika’yı keşfettiğine inananlar var, biliyorum:)

    ikinci grup da işte bu başlığın açılmasına vesile olmuş tolgay demir gibi pek akıllı, hiçbir siyasi, ekonomik emel gütmeden üstün zekasıyla bizi aydınlatmaya çalışan “düşünürler”in içinde yer aldığı bir eğilimdir. bu kişilere göre, 15.yy’dan beri devam eden, batı merkezli dünya tümüyle fasa fisodur. yalandır, kurmacadır. dünya yuvarlak değildir düzdür, bing bang falan yoktur, evrim aldatmacadır. allah batının bin türlü belasını versindir zira onlar bizi içi boş teorilerle kandırmış; her şeyi, sadece onların anlayabilecekleri formüllerle açıklayarak kendimizi aptal sanmamıza yol açmış, nihayetinde o güzelim imparatorluğumuzu çökertmiştir. oysa oyunun kuralları yeniden başlamalıdır, dünyanın düz olduğu, evrimin aldatmaca olduğu, uzayın var olmadığı, evrenin 14 milyar yaşında olmadığı ortaya çıkarılmalı, galileo, kopernik, darwin gibilerin foyası ortaya konmalıdır.

    iki grubun müşterek özelliği, 600 sene sürmüş utanç verici geri kalmışlığa herhangi bir açıklama getirmeyişi, başarısızlıklarının mesuliyetini ise batıya atıp hakikati sulandırmayı tercih etmeleridir. bu sayede hiçbir şekilde atalarını suçlamak zorunda kalmayacaklar, inançlarını sorgulamayacaklar, geri kaldıklarını da itiraf etmeyeceklerdir.

    yüzyıl önce muhtemelen osmanlı münevverlerinin bile gülüp geçeceği böyle iddialar bugün bu denli rahatlıkla ileri sürülebiliyorsa, bunun sebebi az önce bahsettiğim etmenler yüzünden hakikatin yitimidir ve bu kayıp, gerçekle yüzleşememiş islam toplumunun imdadına yetişmiştir.

    hemen her şeye inanmaya açık kuşaklar yetiştirdik, evet biz bugün tolgay demir’le alay ediyoruz ancak eminim ki “lan acaba!” diye tepki veren, inanan çok insan vardır bu safsataya. zaten bu safsatanın var oluş sebebi, bu safsatayı talep eden yığınlardır. talep var ki arz oluyor.

    insanlığın aptallığı öyle bir noktaya vardı ki artık arkadaşlar benden distopya önerisi istediğinde ne 1984, ne blade runner, ne brave new world öneriyorum. ıdiocracy’i izleyin der oldum.
  • bu adamlara göre her şey mason, hırstiyan veya amerika'nı uydurması. bu şekilde düşünen çok insan var. hepsinin temeli bu noktaya kadar gidiyor "aldatılıyoruz"
    ancak bu ve bunun gibi adamların hiç biri şunu diyemiyor: "bakın masonlar bir araştırma yaptığını iddia etmiş ve dünya yuvarlak demiş. biz de bağımsız bir roket yaptık uzaya gittik kendi kameramızı da ürettik ki uzayda onların teknolojilerini kullanmadan yeni fotoğraflar çektik. bakın işte dünya düz."

    yok? böyle bir şeyi yapma becerileri yok. sadece nasa videolarını alıp frame by frame inceleyip "aha buradan dünya düz görünüyor demek nasa bizden bunu saklıyor vay anasını" diye komplo teorileri üretiyor. o kadar.

    boş insanların boş lafları. üzerinde bu kadar yazdığımıza bile yazık. zaman kaybı.
  • bu tür adamların dünyanın şekli ile ne alıp veremedikleri var anlamadım. başka biri de dönmüyor diye iddia etmişti. yazık kendi çabalarıyla orta çağa dönmeye çalışıyorlar beceremiyorlar asdjkjhgd
  • bu kulaklarını neler duydu. buna mı sasiriyorsunuz?

    lozanı imzalayan ingiliz lordlar kamarasini "biz öyle bir devlet kurduracagiz ki, istediğimiz herşey olacak" demiş. bunun üzerine lordlar kamarası ikna olmuş. bu yalan üzerine usenmeyip lozan la alakalı lordlar kamarasinda yapılan tüm tartışmaları
    üşenmeden okudum. ilk duyduğum yalandı.

    ikinci olarak lozandaki gizli madde yalanları çıktı ortaya. bu maddelere istinaden hilafeti kaldırmışız, latin alfabesini getirmisiz filan.

    bu yalanlar uzayıp gitti. en son atatürk ün canakkale de savastigini ispatlamaya çalışırken kendimi buldum lan ben.

    adamlar lozan ın hezimet olduğunu savunuyorlar lan. atatürk canakkale de savasmadi diyorlar. dünyanın düz olduğunu söyleyincemi şaşiriyorsunuz.

    ugrasmayin amk. anlamiyorlar. kurtuluş savaşını anlatırken "keşke yunan kazansaydi" diyen tipler bunların en buyuk ustadi. ne bekliyordunuz amk.
hesabın var mı? giriş yap