• zaten türkiye'deki ingilizce eğitimi başlığı açan ve eşsiz, prens charlestan hallice (!) yorumlarını esirgemeyen şahısla aynı doğrultuda olduğundan 8 yıllık ingilizce eğitimine rağmen kimse adamakıllı ingilizce öğrenemiyor. -s takısı çok önemliymiş bak sen ielts'ten 9 çakmış da haberimiz yok tatlı su ingilizi seni.
  • 0/10 puan verdiğim rezalet.
    videodaki hoca böylesine temel gramer bilgisine zaten sahiptir. heyecandan olabilir veya öğretmenimiz yeterince konuşma egzersizine sahip değildir.
    asıl sorun, ingilizce konuşmaya çalışırken hata yapmaktan korkulmasidir. bırakın hata yapılsın, öğretmen de hata yapsın, linç etmenin, bunu gündem etmenin ne manası var? farklı birçok milletten insanla konuştum, hiçbiri düzgün konuşmuyordu ama birbirimizi rahatlıkla anlıyorduk. önemli olan da tam olarak bu, iletişim kurabilmek. kim gramere tam riayet ediyor ki biz edelim.
  • bırakın bu işleri, eleştirmek için izleyip, altın bulmuş gibi kendinizi parlatıyorsunuz.
    bu ülke de öğretmen iki yüzlülüğü var ispatlı o yüzden; herkes kapısının önünü süpürse ne güzel olur.
  • gardaş vidyoya para mı veriyosun, niye o kadar kısa kesiyosun. şu haliyle o kadar saçma geliyor ki kulağa, önü yok, sonu yok. kraliçe elizabeth'in konuşmasında alsan o 4 saniyeyi o da saçmalıyo gibi gelir kulağa. ingilizceciciyim demişsin context'in ırzına geçmişsin ama. ortada context yok lan! insan bi 10-15 saniyelik yapar bari vidyoyu önüyle sonuyla. bu haliyle hiçbir kıymeti harbiyesi yok.

    bu arada tanım filan da yapmayacam amk, direkt başlık sahibine hitap ettim. ne de olsa artık serbest. sözlük filan geçmişte kaldı. yok filanca entry'e fiziksel referans içeriyor filan, geç onları. artık aşçı @uşak'a, uşak @bahçevan'a, o da bilmem kime.
  • düşünün bakalım, ingilizce öğretmenleri bu haldeyken, türkler 4.sınıftan itibaren ingilizce dersi görmesine rağmen neden hala dili öğrenemiyorlar.

    yumuşak götlülüğün de alemi yok. yok heyecanlanıyorlar, dilleri sürçüyor diye aptal aptal bahaneler olmaz. elin arabı bile çatır çatır ingilizce konuşurken, senin gencin ingilizce bir şey duyduğunda, mal mal suratına bakıp anlamıyorsa, otur ve düşün acaba neden böyle oluyor diye. yok o üzülmesin, bu kırılmasın, şu işsiz kalmasın diye vasat altı işleri meşrulaştırmak, türk insanının yeni yeni aptal meziyetlerinden biri oldu sanırım. öğretemiyorsa öğretmesin kardeşim. tek ingilizce öğretmeni onlar mı kaldı ülkede? ota boka dünya kadar mülakat, sınav yapıyorsunuz. böyle önemli bir konuda mı önüne geleni işe alıyorsunuz? ayrıca canlı yayın bile değil. anlık bir heyecan olduysa da tekrar çekilir, iyi bir ürün ortaya konana kadar da prova yapılır.

    yukarıda malın teki de demiş, çok biliyorsanız siz anlatın diye. ne desen boş böyle tiplere, sonra gel de bu ülkeden bi bok olmasını bekle...
  • birazcık kıskançlık mı seziyorum ne birazcık çekememezlik*

    sadece başlık açmak yetmez milli eğitim bakanlığına dilekçe yazsaydınız hocam.
  • ilokul öğrencisine ingilizce öğretilirken vurgulanarak söylenmez mi bazı kelimeler? yetişkin birine anlatmıyorsun sonuçta.
    2. elizabeth'in torunu değil ablamız, neyi eleştiriliyor anlamadım. telafuzu çok kötüyse meb'e başvurun ablacım, ekşi sözlük'e değil.
  • adam ortadaki vasatlığı yazmış, diğer vasatlar da sürekli "kıskançlık" diyor. işte yeni türkiye'nin özeti. adam diyor ki "daha iyi bilen yerine niye bilmeyeni koydunuz", bunlar diyor ki "kıskandın mı".

    işte bunlar çomarite yüzdesi yüksek olup da, sokağa tükürmeyen adamı "laikçi beyaz türk" diye yaftalayan tipler. sokağa tükürünce de "laikler bizi gısganıyorrr" diye övünürler. onlara göre kültür, bilgi, görmüşlük değil de; makam, mevki ve görmemişlik önemlidir.

    welcome to yeni türkiye.
  • türkçe öğretmeninin "geçen ay ankara'ya gideceğim" demesi gibi temel bir yanlış
  • konudan bağımsız olarak (gerçi biraz da alakalı ama tam da değil gibi) türkiye'deki ingilizce öğretim sisteminin yanlışlığı sebebiyle gerçekleşen bir durumdur diyebilirim.

    düşünün hangimiz türkçe konuşmayı öğrenmek için önce fiilimsileri- fiil kiplerini; sıfatları, zarfları cart curtları öğrendik? sağda solda herkes türkçe konuştuğu için zihnimiz zamanla kelimeler ve kalıplar arası bağlantılar kurdu; bu şekilde insanları anlamayı ve kendimizi anlatmayı başardık.

    ingilizce öğretim sisteminde ise daha ilkokuldaki çocuklara dayıyorlar kuralları-kalıpları ve 12 yıllık zorunlu eğitim sonucunda öğrenciler ingilizce konusunda en iyi ihtimalle oxford yazım kılavuzu olabiliyor. ne herhangi birisi derdini anlatabiliyor ne de tam anlamıyla karşısındaki insanı anlıyor.

    çok düşünmeden turistik yörelere bir bakın, hizmet sektöründe çalışan birçok insan kritik yaşı geçtiği halde çevreden ingilizce uyarana maruz kaldıkça ilk önce çat pat konuşmaya birkaç yıl içinde ise çatır çatır ingilizce konuşmaya başlıyor. çatır çatır derken tabii ki gramer hataları yapılıyor fakat kim daha iyi kendini anlatıyor 12 yıllık zorunlu eğitimden çıkan bir öğrenci mi yoksa büyük çoğunluğu ilkokul düzeyinde temel eğitim dışında bir eğitim almayan bu insanlar mı? onlar ingilizce konuşmayı öğrenebilirken bizim eğitim sistemimizde minimum 10 yıl yabancı dil eğitimi alan öğrencilerimiz büyük çoğunlukla "fine thanks, and you?" seviyesinden öteye gidemiyor.

    türk insanı dil öğrenmeye yatkın ve büyük çoğunluğu pratik zekaya sahip. yeter ki doğru şekilde işlenebilsinler. okullarda çocukları kurallara boğmak yerine yapılandırmacı yaklaşıma uygun şekilde keşfederek öğrenmelerini, kavramlar arasında bağlantı kurmalarını sağlayacak bir sisteme geçsek eminim insanımız çok daha başarılı olur. hatta 10 yıl boyunca hiç yabancı dil dersi vermeyip onun yerine netflix veya muadillerinden türkçe alt yazılı dizi izletsek eminim çok daha iyi yabancı dil öğrenirler.
hesabın var mı? giriş yap