• hayatım boyunca eylül 2019-mayıs 2020 arası geçirdiğim dönemi unutmayacağım. bir indeydim. yaralı bir ayı gibiydim. bir avcı tarafından vurulmuş yaralı ayı.
  • merhaba sözlük. saate bakıyorum, evet. evet !!!! an itibariyle doğduğumdan itibaren bir tam seneyi daha devirdim. ne hissediyorum, ne hissetmeli ki ?
    mutluluk ? hüzün ?

    açıkçası hiçbir şey hissetmiyorum.

    ne kimse arasın ne de ben kimseyle konuşayım istiyorum. doğdum bitti işte, bir tarih sadece dünya için. sahi, ne önemimiz var ki şu hayatta? devasa eserler bırakmadıkça taş çatlasın 100 seneye tam anlamıyla yok olmayacak mıyız zaten ölmeyecekmiş gibi yaşayan bizler dostlarım ?

    üstümde devamlı evde kalmanın, 27 yaşında olsam da işe- isteğimle de olsa- başlamamanın verdiği yük nedeniyle bir ergenin favori depresif savunma mekanizması olan boşvermişlik sinmiş gibi hissediyorum, ne kötü.

    geçen sene mayıs'ta kız arkadaşımla ayrıldığımızdan beri instagram-facebook iptal benim için (herhalde aldığım en güzel kararlardan )

    iş için de başka şehire gitmeyip evde kaldım, üstüne virüs de vurdu derken yüzüm eskidi. ben aramayınca arayan 2-3 kişi var yok. sen uğraşmadıkça olmuyor bir şeyler işte ne yaparsın.

    ''heey ben yaşıyorum buradayım ! sesimi duyan var mı ?'' reklamını da yapamıyorum ya zaten ne zamandır sosyal medyada sonuçta*

    anlamsız bir entry oldu gidiyor, nereye bağlarım ben de bilmiyorum. boş yazmayı sevmiyorum ama biraz öyle oldu.

    velhasılkelam, artık bir yere bağlamalıyım. hayat ve kendimiz üzerinde anlamsız ölçüde bir anlam yüklüyoruz be, insan hayat akışında bir dala tutunup bir köşeye çekilince kendini ve diğer her şeyi daha net görebiliyor. bende olan bu sanırım.

    neyse daha da yazmayacağım yoksa doğum günüm bu karanlık pesimistlikte ölüm gününe mantıklı gerekçeler bulmaya doğru gidiyor*
  • param yok ve sürekli yok ve artık bu durumdan gerçekten çok sıkıldım. net zengin olmak istiyorum.
  • kafamın içinde sürekli kendimi öldürmem gerektigi duyuyorum. daha önceden daha az duyuyordum. sizofren degilim aslinda bunları bana söyleyen benim.
  • tehlikeli bi sakinlik var ustumde bi suredir..ne soyleyeceksem soyluyorum, hic de umrumda olmuyor, tahammul sinirlarim cok daralmis, kendimi dogrusunu bildigim yalanlari dinliyorum capsleri gibi hissediyorum..degisik..
  • öykü yarışması için bitirmem gereken metinime kafama takılan nabokov cümlesini aklımın en ucundan atamadığımdan devam edemiyorum. o cümleye gelirsek, “ duygusal ile duyarlıyı ayırt etmemiz lazım. duygusal biri boş zamanlarında gayet gaddar olabilir. oysa duyarlı biri asla zalim değildir. duygusal bir ihtiyar kadın, papağanını şımartırken yeğenini zehirleyebilir. duygusal politikacılar anneler günü'nü unutmazken, hasımlarını acımasızca ortadan kaldırabilir."
  • ben bu kadarını tahmin etmemiştim. gitmeni tüm kalbimle ben istemiş ve dilemişken, bir kaç gün sonra adımı bile unutacak olman gerçeği neden bu kadar yakıyordu beni?

    yakan yokluğun mu, gidişin mi, çok istediğim? yoksa var iken dahi yok oluşun muydu?

    ne çok sevmiştim seni oysa... ne de düşkündüm sana. söylesene, o küçük salak zaferinle ( -ki onu sana benim hediye ettiğimi duyunca ne yapacaksın bilmiyorum, belki de daha çok nefret edeceksin benden ) gitmene mi, üzülmeliyim şimdi; yoksa varken beni hiç sevmemene mi?
  • uzun zamandır ne olacak diye düşünmekten gecelerimi uykusuz geçirdiğim bir sürecin sonuna geldim. iki çok zor yol arasından sonunun beni mutlu edeceğini düşündüğüm yolu tercih ettim. umarım umduğum gibi olur...
    bu süreçte minik serçe'nin de dediği her insanın kendini kayırdığını bu yüzden de evvela aşka kıydığını fark ettim. hepimiz benciliz, kim ne derse desin ben bunu bilirim. kiminin daha makul sebepleri vardır bencilliği için kimi ise keyfiyetten.
    neye kıydım şu an tam olarak bilemiyorum ama bir şeyleri bıraktım arkamda. üzülerek... çok bekledim bırakmamak için fakat...
    "geç yağan yağmurların kurumuş çiçeklere faydası olmaz" demiş şair. yağmurlarını beklemeyi bıraktım artık. kendi umutlarımı yeşertmek için yağmur olma yolunda emin adımlarla...
  • 4 ay, 4 ay önce gelinlik baktığımız nişanlım kişisi; ramazan bayramı arefesinde sebebini anlamadığım bir nedenden yüzük atmıştı. alelacele alınanları kargolayıp göndermiş ve bir daha sakın arama, istemiyorum seni, artık sevmiyorum demişti. 4 yıllık bir ilişki.2 senesini aynı evde aynı yastığa baş koyarak geçirdiğim insan. bugün evlenmiş afdhfkgl kocası olan göbekli amcayla son model bir arabanın önünde gelinliği ve aşkla! ona baktığı resmi gördüm az evvel.
    para! sen tanrı mısın amk?
    evet bu zamanda öylesin ama, ben sana tapmayacağım.kulun kölen olmayacağım.

    paraya tapanlar ile karşılaşmamanız dileğiyle sevgili dostlar.

    debe editi: destek mesajlarını gönderen herkese teşekkür ederim.
  • etrafımda derdimi anlatacağım kimse olmadığından bari buraya bir şeyler yazayım. bu yaşıma kadar hep ot gibi yaşayıp hiçbir şey için çabalamadım. yaşıtlarım üniversitede son senelerine girerken ben daha yeni üniversite tercihi yapıyorum.

    pişmanım ve bundan ben sorumluyum. son senem farklı olsun ailemi mutlu edeyim dedim ve planlı bir şekilde çalışmaya başlamıştım. sınava 2 gün kala beni hayatta gerçekten karşılıksız seven kişiyi annemi kaybettim ve sınava girmekten vazgeçtim.

    sınav günü kararımı değiştirdim ve ailemin verdiği emekler boşa gitmemesi için sınava girdim. başarısız oldum. şu an ne yapacağımı bilmiyorum. annem hayattayken bir şeyler başardığımı göremedi ve babamın yüzüne dahi bakamıyorum. içimden hayat bir şekilde devam eder diyorum ama hiç umudum yok.
hesabın var mı? giriş yap