• bir ara (bayağı eskide kalmış bir ara) istiklal marşının on kıtasını ve gençliğe hitabeyi ezbere biliyordum.

    bir şekilde etkileniliyor demek ki.*
  • yağmurlu havalarda mutlaka içten içe özleyecek birilerini buluyorum. bodrum'daki kedi süslü, henüz yüzünü görmediğim bir hayal, un kurabiyesi, viski...

    güneşli havalarda skimde olmuyor :/
  • 30 kiloluk beton anneanne yorganının içinde günlerce uyuyasım var sözlük
  • ergenliğin en başında cinsel organların kıllanmaya başladığı bir dönemde, dedim ki şunu artık bir tıraş edeyim.

    evde kimselerin olmadığı bir hafta sonunda köpükler, sıcak sular, jiletler vs. doyum döküm bir hazırlıktan sonra tıraş işlemini tamamladım.

    sonrasında görüyoruz ya televizyondan, tıraştan sonra kolonya adettir deyip, bastım kolonyayı.

    aboooovvv, siz siz olun, çoluğunuza çocuğunuza ergenliğe gelmeden tembihleyin her tıraştan sonra kolonya kullanılmayacağını.

    bir takım psikolojik problemlerimin kökeninde bu olayın yattığına inanıyorum sayın sözlük.
  • bir mektup arkadaşı istiyorum
  • ulan yoksa otuzumda menepoza mı gırdım: daha genctım ben ya :( (dusunme kafsin dusunme; stres yok; panik yok)
  • öncelikle (bkz: #71550901)

    5 sene önce burada tanıştık sevdiğimle. hiç görüşmeden aşık olmuştum. buluştum, sevgili oldum ve evet sonunda beklediğim teklifi aldım, evleneceğiz.*

    haftalardır olayın şokunu atlatamamışım ki yazmam gerektiğini anca fark ettim. aynı ilde yaşıyor olduğumuz yetmezmiş gibi aynı okulda okurken, muhtemelen aynı bahçede defalarca sigara içmişken ve birbirimizi hiç görmemişken, saçma sapan bi entry* vesilesiyle tanışmış olmamız hala şaka gibi gelirken baya baya evleneceğiz, inanamıyorum.

    evliliğe dair birçok başlık görüyorum şöyle uzak durun, böyle evlenmeyin vs denen. çok samimi söylüyorum ben evliliğe o kadar uzak bi insandım ki anlatamam. 5. veya 6. ayımız falandı, ben net hatırlamıyorum ama sevgilim sanırım geleceğe dair bir söz söylemiş, "sen ciddi mi düşünüyorsun yeaa" diye bozmuşum hala söyler durur. evlenmeyi bu kadar isteyeceğim, bu teklifi bekleyeceğim aklımın ucundan geçmezdi. ben geçimsiz, uyumsuz ve çok saygısız biriydim bundan önceki ilişkilerimde kişilerin ailelerine varasıya kadar hem de. çok sayıda dövme, küpe ve piercingle "gelin" kavramına da çok uzağım aslında. şimdi birinin babasının yanına gidecekken "üstümdeki çok mu açık" diye soracağım ve "açıksa açık onlara ne" cevabını alacağım, birinin ailesinin her ferdini sırf onun bir parçası olduğu için bu kadar seveceğim, allah diyenin ağzına vurma isteğiyle dolup taşarken "allah tamamını erdirsin" diyen akrabalarına salak salak gülümseyeceğim aklımın ucundan geçmezdi ya. korkuyorum yakında görümceme sunumsuz yakalandım kıvamına falan geleceğim diye ahhahah.*

    evliliği kendinize işkence haline getirmeyin. teklif edeceği yüzük için bile kredi çekip onu ödemekten yılınca "olm evlilik iğrenç yeaa bi ton masraf" diyenlere kulak asmayın. yüzük 85 karat olmak zorunda değil, düğün yapmak zorunda değilsiniz, kızın ailesine bayramda koyun/keçi göndermeyin, bilekten dirseğe kadar bilezik takmak zorunda da değilsiniz. yeter ki sadece evlenmek isteyin, düz bir nikah da aynı görevi görüyor zaten.

    evlenmeden önce aynı evde mutlaka yaşayın. bizim ilişkimizde mesela dağınık olacak tip gibi duran sevgilimken beklenmedik bi şekilde hep o benim arkamı topladı. güzel yemek yapan da o, evi yaşanabilir halde tutan da. ben baya da üşengeç bi insanım mesela. oturduysam ve susadıysam su almak için tuvaletimin gelmesini de beklerim ki kalkmışken iki işi birden yapayım.* bir kere bile benden bir şey istediğini bilmem ama 50 kere yattığı yerden kalkması gerekse yine de oflamadan yapar her istediğimi. kendime ekmeğe çikolata sürmeye bile üşenen ben, ona saatlerce sevdiği tatlıyı yapmak için zevkle uğraşır oldum mesela. o kadar uyumlu ve huzurluyuz ki aynı evin içinde anlatamam. zaten bunların farkına vardıkça evlenme isteği kendiliğinden geliyor.

    birbirinizin en kötü zamanlarını da görün, hastalıklarınızı da birlikte geçirin bakalım kimin kime ne kadar sabrı var. yine ilişkimizin çok başlarındaydık ve ufak bir ameliyat geçirmişti. sınav haftam olmasına rağmen ve odasına bile giremememe rağmen koridorda sabahlamıştım olur da bi isteği olursa diye. kendinden çok onu düşündüğünü fark edince zaten kendiliğinden güçleniyor aranızdaki bağ.

    çok kötü kavgalar da ettik evet ama asla ayrı kalamadık. öyle bir şey var ki aramızda, bunca sene geçmiş hala yeni sevgili olmuş çiftler gibi her dakika mesajlaşıyoruz. dokunmayı bırak kokusunu anımsamam bile yetiyor içimin titremesine. yazdıkça daha da farkına varıyorum nasıl şanslı olduğumuzun. olm ben nazara falan da inanmazdım ama maşallah dövmesi yaptırasım var sanki ahahahah. umarım evlenince gerçekten bozmam.*
  • bugün eski amirimle buluştum ancak duymak hikayenin tamamını üzülmesin siye anlatamadım.
  • sadece size anlatılan kadarını bildiğiniz konular hakkında haddiniz aşan yorumlar yapmayı kendinize nasıl hak görebiliyorsunuz?
  • hayatta okuduğum hiçbir kitap, izlediğim hiçbir film, dinlediğim hiçbir tını tek başına hayatımı değiştirmedi. zaten hiçbirinin tek başına bir insanın hayatını değiştirebileceğine inanmıyor, inananları da anlamıyorum.
hesabın var mı? giriş yap