• karşılıklı yapıldığı takdirde amacına ulaşan davranış.
    aksi halde, ne kadar uygulanırsa uygulansın, mahkemede herkese sen de haklısın diyen nasreddin hoca hissiyatına mazhar olmaktan başka bir işe yaramayacak, çözümsüzlüğün başlangıcı, nice kazıklar yemenize vesile yöntem.
    (bkz: iyi kedi yusuf)
  • sadece bazi insanlara ozgu olmayan yetenek, zeka bileseni, caba, yada her ne ise. herkes karsisindakinin neden ne sekilde hissettigini, davrandigini, tepki verdigini az cok anlayabilir. tek gereken uc saniyeden uzun bir dusunme suresi, bir parca azim, bir tutam istek. bizim aklimiza ilk gelen sey genelde karsımızdakinin hissiyati degil bizim kendi dusuncemizdir, az daha dusunelim. duz mantik yargilara varmayalim.
  • karşımızdaki kişinin empati drecesi, esnememizin bulaşma hızı ile aynı orantıdadır.
  • eskişehir'de bir ingilizce kursunun adı. nasıl bi eğitim verdiklerini çok merak ediyorum.

    - çocuklar allahaşkına kendinizi bi ingilizin yerine koyun, hiç orda simple present tense olur mu?
  • x files genç yetişkin serisi kitaplarından türkçeye çevirilenlerinin sonuncusu. 3 sezon bölümü oubliettein tıpkısının aynısıdır.
  • karsidan bekleyenlerin genellikle yapmayi unuttugu sey.
  • (bkz: makosen)
  • kendi hayatini isin icine katmadan diger bir varligi anlayabilme gucu. bir davranis seklinden cok hissiyata isaret eder. bir bakis acisina gore cocuklarda belli bir yasa kadar dogal olarak varolan bu his sonradan degeri bilinmedigi icin korelmekte. bircok teorisyene gore de ogrenilebilecek bir ozellik. bazen minicik bir bebegin gozlerinize gozunu dikip tum hislerinizi anlayabildigini hissedip dehsetle sasirabilirsiniz. yaygin bilgi su ki, empati iletisimi terapinin terapi olabilmesi icin en temel birkac kosuldan biri sayilmakta.
  • farkında olmadan da sürekli kullandığımız, bu sayede hayatı daha yaşanılır hale getiren bir özelliğimiz. karşımızdaki üzgünse biz de üzülürüz, mutluysa biz de seviniriz. bütün bunları "dur kendimi şunun yerine koyayım da neler hissettiğini anlayayım" diye düşünmeden, bir çırpıda yaparız. korku filmi izlerken korkup, macera filminde heyecanlanmamızın nedeni, kendimizi ister istemez filmdeki kahramanın yerine koyuyor oluşumuzdur.
    komedi filmlerini yalnız izlerken sadece gülümseyip, kalabalık içinde izlerken anıra anıra gülmemiz de hem sosyal bir varlık oluşumuzla hem de o sırada gülmekte olan bir sürü insan arasında bulunmamızla açıklanabilir.
    anne babaların çocuklarına yemek yedirirken kendi ağızlarını da açmaları, limon yiyen birini gördüğümüzde yüzümüzü buruşturmamız da empati kaynaklıdır.
hesabın var mı? giriş yap