2 entry daha
  • kentin kahramanı. kent ince ince yağarken, soğuktan buza kesmiş ellerimizi paltolarımızın ceplerinde ısıtmaya çalışıyorduk, rüzgarın burnumuza taşıdığı kesif çaresizlik ve ölüm kokusuna rağmen dudaklarında kendinden emin, alaycı ve ince bir gülümseme ile ıslık çalarak ilerliyor, yeşil gözlerinin içi karşıdan muzip bir çocuk edasıyla ışıldıyordu. diğerlerine belli etmesem de, geç de olsa tanımıştım onu, zaten ondan başkası da olamazdı, kentin bu bölgesinde ayazın bu saatinde. gözlerimizin içine sıcak ama sorgulayan bir bakışla baktı ve aynı kararlı adımlarla, karanlığın içinde hiç bir betimlenmemiş bir hayal edasıyla kaybolu. önce, "o muydu" diye sormaya korkan gözlerle birbirimize, sonra karda bıraktığı ayak izlerine baktık. zaman toprağa gömülmüş bir amforadaki şarap gibi umarsız ama tatlılaşan bir sakinlikle azalıyordu.

    kelimeleri severim bana insanları anlatırlar, bazen de ben anlatırım insanları kendi dilimle kendimce kendi kendime ve onları daha iyi anlarım.
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap