471 entry daha
  • üst edit: ne kezbanlığım kaldı, ne zengin koca avcılığım. hayır, 16 yaşından beri çalışmayan, kendi parasını kazanmak için tuvalet dahi temizlemeyen bi kadın olsam neyse de bu durumda böyle tepkiler yağınca çok üzücü oluyor.

    öncelikle kötü günü tanımlayalım.
    sizin bahsettiğiniz kötü gün, ölüm veya hastalık falan değil. direkt olarak parasızlık, güçsüzlük veya eğitimde başarısızlık.

    ve evet, ben de bu yüzden terkettim.
    neden mi?
    çünkü ben bir insanın, hele ki bu insan hayatımı adayacağımsa, kendi beceriksizliği, ihmalkarlığı veya özetle geri zekalılığı yüzünden bir şekilde hayatta ilerleyememesine tahammül edemiyorum.

    - para kazanmak? ama az ama çok, hayattaki en kolay şey, eğer kafan çalışıyorsa. yani buna bulunacak bahane yok.
    (daha dün gece bi arkadaşla konuştum. çocuk bu coronavirüs’ünden faydalanıp her yere hunharca maske satıyor. ve bunu maskeden, sağlıktan hiç anlamadan yapıyor.)

    - güç? saygınlık? vb. bunlar zekanın ve becerinin getirisidir. doğanda varsa vardır, yoksa yoktur. buna da bahane bulunamaz.

    - eğitimde başarısızlık? eğitimden kasıt fen’den doktoraya uzanan bir yol değil. evet, okul eğitimi de önemli. fakat en önemlisi insanın kendi kendini eğitmesi. bu da yine zekanın ve sahip olunan geniş vizyonun getirisidir. en son buna bahane bulunabilir.

    ve eğer güçlü bir kadın olarak bunların varlığından şüphe etmeye başlamışsam, kusura bakma paşam senin de ömrün bu kadarmış derim.

    burayı editleyelim çünkü yolunacak kaz aradığımı düşünen insanımsılardan mesajlar yağıyor:
    bir adam vardı geçtiğimiz sene. senelerdir hayalini kurduğum, bir türlü benim olmayı kabul etmeyen bir adam. en son tam ikna etmişken birden bire caydı. “ne oldu?” dedim defalarca. önce söylemek istemedi, sonra yumurtladı. bütün birikimini borsada kaybetmiş. yetmemiş arabasını da satmış. kalmış bir maaşıyla. bu şekilde benimle birlikte olmak istemediğini, bana hiçbir şey vaadedemeyeceğini falan söyledi. uzatmayayım, el ele verir hepsinin üstesinden geliriz dedim.
    öyle de oldu. birlikte olduk. elimden gelen desteği verdim. her yolu açtım. bir gün bile kötü hissettirmedim ve o da zeki bi adam olduğu için kısa sürede toparlamaya başladı.
    bu böyle gelişti çünkü o adam zeki, başarılı ve aklı başındaydı. sürüngen değildi. dimdik ayakta durmayı bilendi. ve başına gelen şeyler talihsizlikten ibaretti, kendi başarısızlığı, geri zekalılığı veya tembelliğinden değil.

    edit2: (bkz: #102556431) bu arkadaşımız yaklaşık bir saattir bana hakaret ve ithamlarla dolu mesajlar atıyor. karşılık alamadıkça da çıldırıyor. ayrıca da 25-30 civarı kadınla birliktelik yaşadığını iddia ediyor. o’nun iyiliği için buradan sesleniyorum, varsa bir hayırsever psikolog, lütfen arkadaşla ilgilensin. teşekkürler.
861 entry daha
hesabın var mı? giriş yap