9 entry daha
  • geçen senelerde zülfü livaneli de bu yazıyı köşesine taşımıştı. bi bilim adamının barometre ile imtihanı:

    bir barometre ile bir gökdelenin yüksekliği nasıl ölçülür diye soruluyor. “çatıya çıkar, barometreye bir ip bağlar, aşağıya sarkıtır ve ipin boyunu ölçerim” cevabı beğenilmiyor ve öğrenci sınıfta kalıyor. elbette itiraz ediyor, profesör kurulu, sonuçta cevabın doğru olduğunu ancak fizik yasaları kullanılmadığı için sayılamayacağını, kendisine beş dakika vereceklerini ve bu süre içinde doğru cevabı verirse geçeceğini bildiriyor. dört dakika boyunca sessizce duvara bakan öğrenciye neden cevap vermediği soruluyor, o da çok fazla cevabı olduğunu ve birini seçemediğini söylüyor. kahramanımızdan hepsini anlatması isteniyor ve o da saymaya başlıyor;
    “barometreyi dikine yere koyar, önce boyunu sonra gölgesinin boyunu ölçerim.oranı bulup binanın gölgesine uygularsam binanın boyunu bulurum.” “yangın merdiveninden binaya çıkarken bina kaç barometre boyunda ölçer, sonra barometrenin boyuyla çarparım.” “gerçekten sıkıcı olmamı isterseniz yerdeki ve binanın tepesindeki basıncın milibar cinsinden farkını metreye çevirebilirim ama ben daha bilimsel yaklaşıp barometreyi binanın tepesinden yere bırakmayı, yere düşme süresini ölçmeyi ve s=1/a.t2 formülü ile yüksekliği bulmayı tercih ederim.” öğrencinin, bu cevaplardan daha basit bir çözümü olup olmadığını soran kurula verdiği cevap da efsanevi: “bir önceki yöntem barometre için kötü olur, en iyisi kapıcıya gidip binanın yüksekliğini söylemesi karşılığında ona gıcır gıcır bir barometre öneririm”.

    bu şaşırtıcı öğrenci aage niels bohr’un 1922 nobel fizik ödülü’nü kazandığını da ekleyelim.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap