5 entry daha
  • truffaut'nun 4. filmi olan yumuşak ten, kesinlikle çok iyi bir truffaut filmi bence, siyah beyaza bu kadar yakışan çok film yoktur herhalde.

    film, yönetmenin karakterlerini çıkmazlara, kendilerini zorlayıcı durumlara sokarak ne yapacaklarını merak ettikleri bir hikayeye dahil ediyor ; bu sefer bir aşk üçgeni söz konusu diyebiliriz. baş karakterimiz yazar pierre evlilik dışı bir ilişki yaşamaya başlıyor ve filmin dörtte üçü bu ilişkinin başlaması, gelişmesi ve nihayetine ayrılıyor. burada, yönetmenin aynen bir önceki filmi jules ve jim'de olduğu gibi bir sıradışılık söz konusu: jules ve jim üçlü bir ilişkinin mümkün olup olmadığını karakterleri üzerinden hikaye ediyor ve bunuu bir de araya serpiştirdiği ilgi çekici güzel görsel oyunlarıyla ve kurgu sürprizleriyle destekliyordu. jules ve jim'de de yumuşak ten'de de genel ahlak kurallarına uymayan ve kınanabilecek ilişki, sevgi, aşk imkanlarından, olasılıklarından bahsediyor yönetmen. yumuşak ten'in çok güzel müziği, ve siyah beyaz görüntü yönetmenliği kadar senaryosunun da çok iyi olduğunu söyleyebiliriz, özellikle "yasak ilişki"nin gelişme sürecinde yaşananlar tipik bir filmde görmeyi beklemeyeceğimiz bir çok güzel anla dolu, bunlar örneğin bize binlerce uyduruk senaryosuyla aşkı pazarlayan hatta onu metalaştıran, klişelerle dolu filmler ve dizilerle karşılaştırılınca- hepimizin aşina olduğu, izleme ve seyretme tecrübelerimize kıyasladığımızda neredeyse 60 sene öncesinde çekilmiş olmasına rağmen bir tazelik, bir eskimemişlik hissi veriyor; çnkü truffaut bence bir edebiyatçı gibi yaklaşıyor karakterlerine ve hikayesine. bunu çektiği ilk 4 filminde de (şu an sadece 4 filmini izledim yönetmenin çünkü) görebiliyoruz.

    ancak filmin finali, filmin hikaye ettiği şeyi kısırlaştıran ve fazlasıyla film kokan, klişe bir final, ve bu durum filmin niteliğine zarar veriyor, çünkü hikayeyi anlatırken bilindik bir şey anlatmasına rağmen onu yenileştirip anlatabilen bir kalemin mutlaka bir "son" yazacaksa hikayesine, bu sonu da aynı şekilde kıvırabileceğini, çok daha sinemasına uyan, aynı rengi taşıyan bir "son" olabileceğini düşünmemek de imkansız.

    yumuşak ten, finaldeki teklemesine rağmen çok iyi bir sinema örneği. truffaut hakikaten de iyi ki sinema var dedirtiyor insana, ve elbette iyi ki edebiyat!
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap