40 entry daha
  • ınsanları gözlemlemeyi çok seven biri olarak, gözlemlediğim insanlarda bulunan bazı özelliklere hayran oluyorum. yaşamış oldukları her türlü zorlu ve sıkıntılı sürece rağmen ümidini asla kaybetmeyen, doğru bildiği yolda emin adımlarla yürüyen, çevresine umut aşılayan, bir mum misali kendi ateşiyle başka mumların da fitilini ateşleyen, çevresini birer ışık huzmesi haline getiren insanlar geliyor diyebilirim.
    yaşamış olduklari zorluklari, mağduriyetleri, engellemeleri, sansürleri ve daha bir sürü şeyi üslubunu ve kişiliğini bozmadan eleştirebilen insanlara da hayran oluyorum. şikâyet edip, ah vah tüh etmek yerine, idealleri peşinde yeni yollar arayan ve çözüm yolları bulmaya çalışan, yeis batakligina sürüklenmeyen, her zaman ümitvar olan insanlara imreniyorum. gözümde bu insanlardan biri de haluk savaş ve bazı konularda kendisiyle aynı fikirde olmasam da fikirlerini ilgiyle takip ediyorum. ıyi ki var. haluk savaşı bir şiirle tanımlamak istesem sanırım en iyisi bu olurdu.

    âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak..
    alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.

    dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
    imânı olan kimse gebermez bu ölümle:

    ey dipdiri meyyit, ‘iki el bir baş içindir.’
    davransana.. eller de senin, baş da senindir!

    his yok, hareket yok, acı yok… leş mi kesildin?
    hayret veriyorsun bana.. sen böyle değildin.

    kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
    kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?

    âtiyi karanlık görüvermekle apıştın?
    esbâbı elinden atarak ye’se yapıştın!

    karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan
    tek bir ışık olsun buluver.. kalma yolundan.

    âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!
    ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!

    herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtın
    varken, hani herkes gibi azminde sebâtın?

    ye’s öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.
    ümîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!

    azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
    me’yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar

    lânetleme bir ukde-i hâtır ki: çözülmez…
    en korkulu câni gibi ye’sin yüzü gülmez!

    mâdâm ki alçaklığı bir, ye’s ile sirkin;
    mâdâm ki ondan daha mel’un daha çirkin

    bir seyyie yoktur sana; ey unsur- îman,
    nevmid olarak rahmet-i mev’ûd-u hudâ’dan,

    hüsrâna rıza verme.. çalış.. azmi bırakma;
    kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!

    evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş…
    sesler de: ‘vatan tehlikedeymiş.. batıyormuş! ‘

    lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,
    tek kol da demiyor bir tarafından!

    sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
    sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.

    feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar..
    uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.

    feryâd ile kurtulması me’mûl ise haykır!
    yok, yok! hele azmindeki zincirleri bir kır!

    ‘iş bitti.. sebâtın sonu yoktur! ‘ deme, yılma.
    ey millet-i merhûme, sakın ye’se kapılma.
40 entry daha
hesabın var mı? giriş yap