115 entry daha
  • canım kardeşim, bu yürüyüşü baro başkanları kendileri için yapmıyor. senin için yapıyor.

    her baro başkanını kendi seçer. başkanı ile birlikte barolar birliği delegelerini de belirler. bunlar sonrasında meslek teşkilatının başını, barolar birliği başkanını belirler.

    her baro (bakın, istisnasız, her baro) hukuk sisteminde hayati bir rol üstlenir. öyle "bin yıllardır gelen meslek olarak avukatlııığk" goygoyu yapmayacağım.

    gözaltına alındın, bir avukatın veya avukat tanıdığın yok, insan olduğun için sahip olduğun hakları kullanmak istediğinde baro sana bir avukat tayin eder. bu avukatları baro eğitir. baro görevlendirir.

    hakkını arayacaksın, dava açacaksın, dava açmaya, mahkeme harcını ödemeye, avukat tutmaya paran yok. seni temsil edecek olan avukatı ilindeki baro görevlendirir.

    şiddete uğrayan kadınları, istismar edilen çocukları barolar korur. hukuki yardım ve destek imkanı verir. içlerine düştükleri cehennemden kurtarmaya çalışır.

    halk adına, kamu adına, haksızlığa karşı dava açar. senin tek bir vatandaş olarak maddi, manevi altından kalkamayacağın bir hukuki süreci senin adına bütün kaynakları ile takip eder.

    belki de en önemlisi, her baro, avukatlarının disiplini ile sorumludur. "temyiz için sıraya girmek gerekiyor", "50.000 tl daha vermezsen davanı açmayacağım" diyen dolandırıcı avukatlardan tutun, işinizi ihmali nedeni ile yapamadığını düşündüğünüz avukatınızı elbette mahkemeye verirsiniz. ancak baroya da şikayet edersiniz. baro da avukatınızı meslekten men etmeye kadar götürebilir.

    bu görevleri barolar her yerde üstlenir. izmir barosu da aynı görevleri üstlenir, konya barosu da, ordu barosu da, diyarbakır barosu da.

    dünyada sağlıklı bir hukuk sistemi olan hiç bir ülkede görülmeyen bir "çoklu baro" sistemi kurulmaya çalışılıyor şimdi. ne deniyor, "beş yüz avukat bir araya gelsin, illerde baro açabilsin". bütün bu görevler çil yavrusu gibi dağıtılacak yani. sunulan hukuki danışmanlığın kalitesini, standardını herkes kendi kafasına göre belirleyecek. yani:

    dava açmak istediğin zaman, avukatının tecrübesine, benzer davalardaki başarısına, ekibine, kabiliyetine bakmayı bırakacaksın. "kurban olduğum allah verdikçe veriyor" beş yüz kişilik barosunu bulmaya çalışacaksın, belki hakimi tanıyordur, savcıyı tanıyordur umuduyla. seni dolandırdığında da dönüp aynı baroya şikayet etmek zorunda kalacaksın. gece tutuklandığında, dava açacak paran olmadığında, şiddete uğradığında, tacize uğradığında yanında duracak avukatın standardının hiç bir garantisi olmayacak.

    sen haksızlığa uğrayacaksın. haklı davanı kaybettiğinde sen "ulan hukuk iyice bitmiş" diyeceksin. bu sözlükte, internette şikayet ettiğin avukatlarının peşinden paçalarını çekip sen koşacaksın, senin adına koşacak kimse olmayacak.

    bu kadar baro başkanı, ankara'ya senin için yürüdü. senin için ankara'ya gireceklerdi, polis kapıda durdurdu. senin için bu çoklu baro sistemine tepki göstereceklerdi, barolar birliği başkanı darp edilmelerine seyirci kaldı.

    "yeşil pasaport" için bu kadar insan yürümüyor, "avukat kimliği"nin imtiyazı için yürümüyor, "bir saatlik astronomik danışma parası" için yürümüyor. se-nin-i-çin-yü-rü-yor. belki seslerine destek verir katılırsın. ne olur susma. ne olur korkma.
425 entry daha
hesabın var mı? giriş yap