2 entry daha
  • yasandigi yasa gore hic hissedilemeyen bir yasanti bazen.

    ilkokul 2 deyim, ayni zamanda ogretmenim olan annem, bir gun okulda basim donuyo diyerek erkenden ciktik geldik eve, aksama kardesin olacak dediler. hali hazirda onceden ufak ufak bana sormus olduklarindan az cok geleceginden haberim olan kardes isi ciddiye binmisti, "paylasir misin oyuncaklarini onunla?" daki o gelecekti.

    gittigimiz misafirliklerde yavas yavas "alis artik kardese" mealli tavsiyelere maruz kalma, "sevicen mi kardesini?" sorularinin gitgide siklasmasi, hayatinin sekiz senesini tek cocuk ve cogunlukla kendi kendine oynadigi oyunlarla tek olarak geciren bir cocuga oyun arkadasi gelecek olmasi; cocuk benligimi heyecanlandiran bunlardi herhalde..

    sonlara dogru hastahaneye yatan annem yerine kendince asciliga baslayan babamin bu yonuyle ilgili begendigim bi sey yoktu sanirim, yuzen pilavligina veya pilavimsi corbaligina karar veremedigim yiyecekleri yuzunden.

    sabah erkenden calan bir telefonla bir dakikada kendimi arabada, sonra da hastahane koridorlarinda bulmam; ne oldugunu bile tam anlamadan oralarda uyuduktan sonra annemi yatakta gordugum bembeyaz bir odaya girmem -simdi olsa ruya deseler inanirdim herhalde-. annemin bile yanina gitmeden yoneldigim, oraciktaki ufak yatakta yatan, yeni arkadasimin yumuk, koyu renkli, burusuk surati. 8 yasinda olmama, haftalardir cocuklari kucaklayarak kendi capimda antrenman yapmama ragmen kardesimi kucaklamak isteyince annemin kucaklama, zayif o demesi, aile gezmelerinde sikca korkutulmasina maruz kaldigim pabucun dama atilmasini hissetmemdi kotu olanlar. hadi diyince elinden tutup kosup oynayacak bir kardes beklemis cocuk kafasi herhalde.

    komsumuz olan hemsirenin "bu cocuk zor nefes aliyo" demesi ise anlayamadigim bir seydi, cagrilip gelen, sonra giden, sonra daha kalabalik gelen beyaz hemsireler de..

    gunun sonunda babamin arabada sanki guluyodu diyerek aglamasi bile olumu aklima getirmemisti, anlamsizdi.

    bir hafta sonra annem eve yalniz gelip, oturma odasinda ziyaretcilerin yaninda hep yattigi kanepeye yerlesip, "kardesim nerde ?" sorusuna hickirikla cevap alinca, kardesim gelmeyince anladim sanki gercek oldugunu, babamin bir daha aglamamak icin bana beli de soylemedigi gercegi.

    yillar sonra anneme "birak opmeyi, sarilamadim bile, neden?" dedigimde "erken dogmustu cok korkuyordum zaten, neden oyle dedim ki ben" diyip bu sefer onu aglarken gorunce, bir de babamin "mimige besik almayi bile unutmusuz o telastan, kismet degilmis" dediginde erken dogumun ne demek oldugunu ogrendim.

    o zaman babamin isi nedeniyle oturdugumuz sehirde; onceden dusunulmus, benim adimla kafiyeli olan adi yerine, anlayamadigim bir nedenden dolayi cenaze namazini kildiran hocanin verdigi isminin yazdigi bir mezar tasinin altinda kardesim.

    cocukluk kahramanim olan babamin aglamasi degil de, o mezari memleketimizde yaptiracak cesareti bulamamis olmasi bu yasimda hissettiriyor, hala aklima geldigi ender anlarda susmam gerektigini. yasasaydi bu sene oks ye girecekti.
115 entry daha
hesabın var mı? giriş yap