• nacizane turkiye ile ilgili yorumum soyle:

    bilindigi gibi turkiye'de kadinlara secme ve secilme hakki, diger bati ulkelerinde oldugu gibi yogun bir talebin ve tartismanin sonucu olarak verilmemistir. turkiye'de bu hak kadinlara taninirken, o gune kadar erkek egemen bir hayatin hüküm sürdügü türkiye sınırları icinde, bu konuya dair ciddiye alinabilecek herhangi bir istek veya talep bulunmuyordu...

    yani diyebiliriz ki, turkiye'de bu hak "verilmistir". alinmis bir hak degildir.

    bir sekilde "tepeden inme" olarak niteleyebilecegimiz bu hak, kadinlar tarafindan "bugun" dahi cok da ciddiye alinmiyor gordugum kadari ile. "secme hakki"ni bir kenara birakacak olursak, turkiye'de yasayan yaklasik 35 milyon kadin arasinda hala "secilme hakki"ni kullanmaya hevesli kadin sayisi "azinlik"ta...

    buradan gelip sunu demek istiyorum:
    toplum duzenini degistiren uygulamalar (secme ve secilme hakki gibi. cunku daha oncesinde dunya "tamamen" erkekler tarafindan yonetiliyordu) uzun bir gelisim surecinin ardindan tabana yayilir. bu uygulamalarin benimsenmesi toplumlarin talepleriyle ilgilidir ki, bati demokrasilerinde oldugu gibi bu talep ne kadar yuksekse, uygulamanin etkinligi o kadar artar.

    bu nedenle son 75 yildir turk kadinina taninan bu hak, tabandan gelen bir istek olmadigi icin yeterli etkiye sahip olamamistir. bu talebin yeni yeni gelistigini ve yerlestigini soylemek sanirim yanlis olmaz. o yuzden turk kadinina bu hak cok uzun zaman once verilmesine ragmen, toplumun bu hakki yorumlamasi ve uygulamaya dokmesi cok yavas gerceklesen bir surec olmustur.

    bunda suc erkeklerde oldugu kadar, zaten tarihsel fikri birikimi kisitli alanlarda ve kisitli miktarda olan turk toplumu icinde var olmak zorunda kalan kadinlarda da aranmalidir...
33 entry daha
hesabın var mı? giriş yap