amsterdam

• sol siyasetin muhafazakar populizme alet edildiği şehirdir.
  hollanda yüzyıllardır liberal düşünce yapısının kolaylaştırıldığı bir sistem kurması sebebiyle dünya ticaretinin merkezi olmuş, kendini çok daha güçlü devletlerin ilerisine taşıyabilmiş bir ülke.
  etki alanında ki tüm coğrafyada olmasa dahi kendi sınırlarında bireysel özgürlükleri üstün tutan bir mekanizmaya sahipler. veya artık yavaş yavaş sahiplerdi diyeceğiz.
  
  yukarıdaki entrylerde belirtilen yasaklar maalesef bu atmosferi kirleten, basit gozuken ama çok derin etkisi olan hamleler.
  
  bugun mıhafazakar beyaz hollandalinin talebiyle turizmi kisitlamak, yarin baska yasaklarin hizla onunu acar.
  
  sol bakis acisiyla guya sehrin endustriyellesmesinin onune gecmek icin alinan esrar satisinin kisitlanmasi, “ı amsterdam” yazisinin kaldirilmasi, redlight’in tasinmadi gibi eylemler, yasakci ve muhafazakar bir yaklasima zemin hazirlar.
  bugun turistin kisitlanmasini isteyen zihniyet, yarin ulkedeki yerlesik yabanciyi da istemez. bu hollanda gibi ekonomisi ve zenginligini buyuk olcude yabanci isgucune borclu bir ulke icin intihardan farksiz.
  ayni sekilde ozgurluklerin degerli oldugu bir hukuk devleti olmasi sebebiyle 400 yil once dahi guven veren ve dis kaynaklari kolayca elde edebilen bir ulke konumundan da uzaklasir. bu noktada,amsterdam belediyesinden ote vergi sistemini elege ceviren merkezi otoriteye de aslinda parantez acmak gerekli.
  esrari kisitlamak, yarin alkol yasagini da, meydanlarda toplanmamayi vs de mesrulastirir.
  redlight’i sehirden tasimak, orada calisan sex iscilerinin namussuz insanlar oldugu fikrini percinler.
  halbuki butun bunlardan kaynakli sehirsel problemler yasaklar yerine bir kac basit onlemle giderilebilirdi.
  butun bunlara solcularin alet olmasi da ayri uzucu,ama beklenmedik degil.
  tarih mezarligina baktigimizda, kullanilmis ve yok edilmis sozumona ilerici,aydin sahsiyetlerle dolu oldugunu goruruz.