6 entry daha
  • kahvehane sohbetlerinde ve sağcıların kafa mıncıklayan zırvalarının başında gelen, meiji döneminde hayata geçirilen uygulamalarla batının sadece teknolojisini alarak dinlerini, kültürünü, örfünü-âdetini ve geleneklerini hiç değiştirmeyerek modernleştiği iddiası gerçeği yansıtmamaktadır.

    biraz okuduğunuzda bunun tamamen hayali ve üfürme olduğunu görüyoruz.

    o zaman neymiş şu japon modernleşmesi bir bakalım.
    modernleşme, amerika birleşik devletleri’nin 1853 müdahalesi ile harici dünyaya açılma süreciyle başlamıştır. öncelikli olarak feodal unsurların çabalarıyla daha ziyade bölgesel olarak öncelik askeri yapı olmak üzere modern usullerin uygulamaya koyulmaya çalışıldığını görürüz.

    meiji döneminde ise yenileşme hareketleri, merkezi yönetimin temel hedefi olacaktır. günlük hayat olmak üzere başta dine, mimariye, sanata, yemek kültüründen tutun da bilime kadar birçok çeşitli alanda oldukça kapsamlı bir değişime gidilecek, ülke son sürat batılılaşmaya başlayacaktır.

    japonların batının tekniğini ve teknolojisini aldığını, bunun dışında tamamen geleneksel, muhafazakâr yapısını koruyarak geliştiği efsanesini biraz açarsak görürüz ki, modernleşme sürecinde yabancı profesyonellerin ve dahi misyonerlerin devletin kritik noktalarına yerleştiğini görüyoruz.

    batı tarzında eğitim kurumları kurulduğunu hatta bu dönemde alfabede latin harflerin kullanılmasının teşvik edildiğini ayrıca yabancı dil öğrenmek ve öğretmenin “serbest” bırakıldığını öğreniyoruz. burası önemli japonya'ya 17'nci yüzyıldan itibaren yaklaşık 250 yıl boyunca bırakın yabancıların gelmesini, japonların bile yurt dışına çıkması yasaktı.

    bu dönemde başka neler değişmiş hızlıca bakarsak, samuray tarzı giyim kuşam saç tıraşları yasaklanırken, budist mabetlerin yakılıp yıkılıyor bir grup budist rahibin öldürülmesi, yani inancın hakimiyeti kanlı önlemlerle kontrol altına alınıyordu. meiji modernleşmesinin ilk hedefi, yerleşik din ve onun temsilcileri ve inananlarıydı. meiji meiji , budizm yerine "shinto" yu ikame etmiştir.

    mutfak değişmiştir yahu mutfak!
    bugün, örneğin japonların meşhur yemeklerinden olan "kare raisu", hindistan'dan japon mutfağına girmiş olan bildiğiniz "körili pilav"dır. japonya'ya ilk gelen batılılar arasında portekizliler vardır ve japon mutfağına hediye olarak tempurayı bırakmışlardır.

    geleneksel japon yemekleri olarak bilinen kobe bifteği de modernleşme üründür çünkü bin yıl boyunca sığır, koyun, keçi, domuz ve hatta köpek eti bile yemeleri yasaktır.

    birçok reform konusunda olduğu gibi, meiji yönetimi, kamusal davranış kuralları ve ulusal eğitim yoluyla halkın kamusal ahlâk ve adabını bir dizi emir ve kanunla düzenlemiştir. “çağdaş” medeniyete erişmek için de bunu elzem görmüştü. bu yeni meiji görgü kuralları, medeni davranış normu olarak batı kültüründen esinlenmişti. onlar gibi olmak istiyorlardı. meijilerin batılıların farklı adab-ı muaşeret kuralları yüzünden japonlarla alay etmelerini istemiyorlardı.

    misal vermek gerekirse, japon âdetlerine göre normal sayılan çorbayı sesli bir biçimde (höpürdetmek) içmek, batı âdetinde kabalık sayıldığı için bu şekilde içmek ayıplanmıştır..
    hatta o dönem yazılan kitaplarda batılı tarzda kıyafetlerin giyilmesi, batı tarzı yemek masası düzenlenmesi, çatal bıçak kullanılması, kadınlara özellikle kibar davranılması (pek başarılı olmamıştır takdir edersiniz ki), batılılarla el sıkışırken dik durmak gibi kurallar yazılı hale gelmiştir.
    japon modernleşmesi gördüğünüz gibi çok da liberal bir modernleşme değildi.
hesabın var mı? giriş yap