24 entry daha
  • kaçıngan bağlanma bebeklik ve çocukluk evresinde eksik sevgi görmemiz, değersizlik hissetmemiz, kayıplar yaşamamız ya da terk edilmemiz gibi durumlarda başımıza gelir. yine aynı şekilde bebeklik ve çocukluk evresinden sonra da aile, dostluk, özel hayat ilişkilerimizde de aynı tramvatik olayları yaşamamız sonrasında meydana gelebilir.

    durumun ne kadar karmaşık olduğunu anlatabilmek için beyinle ilgili net bir cümle kurayım. hangi dönemde yaşıyor olursak olalalım kaçıngan bağlanma yaşamamıza neden olan anıyı beynimiz alıp hipokampüse köklü bir anı ve hafıza, amigdalaya olumsuz bir duygusal tetiklenme, hipotalamusa da “kaç” komutu ve nöral tanımlarda da bağlanmanın tehlikeli olduğunu yazıyor, yerleştiriyor. hal böyle olunca kaçıngan bağlanan kişinin beyni için bağlanma durumu tehlikeli oluyor. amigdala tetikleniyor, hipotalamus hayatta kalmak için bu durumdan kaçması gerektiği komutunu veriyor ve kişi kaçıyor.
    kaçıngan bağlanan beyin için bağlanmanın kötü ve tehlikeli olduğu kesin bir yargı ve keskin bir inanç olarak yerleşik duruyor.

    kaçıngan bağlanan tek başına yaşama ve savaşma kararı vermişçesine kimseyle derin bir bağ kurmak istemez ama buna rağman çok derin bir bağlanmaya müsaittirler ve karşılarındaki kişilere de bu özelliklerini yansıtırlar. kaçıngan bağlanan kişiler kaçtığı ana kadar en romantik, en iletişeme açık ve en düşünceli kişilerdir. hatta sırf bu özellikleri nedeniyle kendilerine birilirini bağlarlar. örneğin kaçıngan bağlanan kişinin kaçıngan bağlanmasına neden olan olay sevgiyi yeterli kadar görmemekse kaçana kadar sevgi gösterme, değer verme konusunda ortalamanın üzerinde davranışlar sergilerler. yine tam buradan bir tespit yapacak olursak kaçıngan bağlananlar sevdiği insanlara çok değer veren ve kolay kolay vazgeçmeyen insanları kendilerine seçerler –önce bağlanıp sonra kaçmak için.

    kaçıngan bağlanan kendisine kolay kolay vazgeçmeyecek ve sevdiğine değer verecek birini buldu ve görüşmeye başladı diyelim. ilk etapta güvenli bir ilişki modeli gibi gayet sıcak, sevgi dolu ve iletişimli geçer. ardından hemen bir yerde kaçıngan bağlananın beyni ona bu ilişkide bağlanmaya başladığını fısıldar ve hipotalamus da “kaç” emrini verir. kaçıngan bağlananın beyninin “kaç” emrini vermesine neden olan mutlaka bir olay, bir duygu durumu meydana gelmiştir. örneğin durduk yere karşısındaki kişiye derin bir sevgi hissettiğinde ya da fark ettiğinde, onu çok düşünmeye başladığında ya da kıskanmaya başladığında, bir çift olmanın gerektirdiği sorumlulukları kendi kendine üretip kendi kendine düşündüğü ilk anda ya da karşısındaki kişi kendisinden bir şey beklediğinde, istediğinde o kişi için artık "kaç" komutunu duymuş olabiliriz.
    kaçıngan bağlanan biriyle bir ilişkiniz olmuş ve bu ilişki, iletişim bir anda kopmuşsa hemen bu olaydan önce o size çok fazla sevgi göstermiştir. hemen çok yakın zamanda büyük büyük laflar etmiştir. tam bir aşk insanı gibi yüksek duygularla davranmıştır. ya da yine siz çok yakın zamanda siz ona bir beklenti, bir istek ya da sitem ya da bir sorgulama cümlesi kurmuşsunuzdur. “kaç” komutunu alan kaçıngan bağlanan kendisini hücresine kapatıyor ve koruma altına alıyor. tam bu durum içerisine girmiş kaçıngan bağlananın üzerine giderseniz tehlikede olduğunu hisseden bu kişi çok hırçın, agresif ve kötü davrandığına şahit olabilirsiniz. hatta onun acımasızlığıyla, kötü sözleriyle, kötü muameleleriyle bile karşı karşıya gelebilirsiniz. sessiz kalırsanız bir ihtimal ve muhtemelen geri gelir. ama her zaman yine kendince o tehlikeyi tekrar gördüğünde tekrar gidecektir.
    burada belirtmek gerek, tehlike siz değilsiniz ya da yaşanan olaylar değil kendi kafasında kurduğu denklemdir. kaçıngan bağlananın beyninde kesin bir yargı ve keskin bir inanç olsada aslında sevgi, değer görmek, terk edilmemek gibi durumlara dair bir açlık vardır. işte zaman zaman bu açlığı kısa süreli kapatması için dopamin reseptörleri sevgi görmek değer görmek gibi durumlarda beslenmek için onu motive eder. dolayısıyla kaçıngan bağlananın açlık dozajı yükseldi ya da dopamin reseptörleri onu motive ettiğinden en yakınında olan size yani yakın zamanda bıraktığı, kaçtığı, terk ettiği kişiye kısa süreli olarak uğrar ve açlığını doyurmaya güdülenir. bazen de ondan vazgeçtiğinizi düşündüğünüz zaman sırf bunun aksini oluşturmaya çalışır. gelir sizi tekrar kalbinizi kazanır ve tekrar kaçıp gider. kaçıngan bağlananların mutlu bir ilişki yaşama ihtimali hiç mi yok? hayır var ama çok düşük bir ihtimal tabiki. bunlar ancak kendileri vazgeçebilirler. fakat kaçıngan bağlananlar genelde kaçıngan bağlandıklarını kabul etmezler bunu etseler bile genelde bu durumdan çıkmak istemezler. kendi kendine vazgeçmeye meyletmişsse ya da ters köşe bir olay yaşamışsa değişebilir ve güzel bir ilişki yaşayabilir ama bu epey zor bir ihtimal. hele ki kaçıngan bağlanan ve kaygılı bağlanan eşleşmişsse kaygılı kardeşin vayhaline. kaçıngan bağlananı en iyi yönetebilecek ilişki modeli aslında kayıtsız bağlanandır. fakat kaçıngan bağlanan da asla kayıtsız bağlanan birini asla kendisine seçmez. bir kaygılı bağlanan iseniz iki kez denemişseniz ve ikisinde de kaçıp gitmişse artık elinizden bir şey gelmez. bu noktada mutlaka kendizi seçmelisiniz. kaçıngan bağlananlar birlikte oldukları kişiyi kendilerine çok iyi bağlarlar. bu nedenle kendinizi suçlamayınız. kaçıngan bağlananla ilişki yaşayan kişinin beyninde genelde ona dair emek harcadığı düşüncesi oluşur ve hipotalamusunda sen de onu kovala, vazgeçme komutu belirir. bu yüzden aslında kaçıngan bağlananın denge bozukluğu onunla birlikte olanlara da bulaşır. bu yüzden direnç gösterip kaçıngan bağlananın davranışları ve durumları nedeniyle oluşan yeni sisteminizi yıkıp geçmelisiniz. çok basit bir şekilde kendi kendine çözerse gelmesini, onun dışında kendizi seçmenizi sürekli söylemelisiniz.

    unutmayın onun beyni kaç komutu verirken ona onun hayatını hatırlatıyor. siz de kaçıngan bağlananı uzun süredir bekliyorsanız kendize tek bir şeyi hatırlatın: kendi hayatınızı.

    (bkz: betül yergök)
    (bkz: güvensiz kaçınan bağlanma)

    edit: mesaj kutum yaralı müzesi.
    edit: (bkz: #98614730)
    edit: övgüler önce betül hanıma sonra nick altima (bkz: imlec)
172 entry daha
hesabın var mı? giriş yap