15 entry daha
  • divanü lugati’t-türk'te zamanın geçmesine ödh kıyıldı, baharın gelmesine ödh yayıktı denmiş. yani öd/ödh eski türkçede zaman demek.
    (divanü lugati’t-türk, 3.cilt, s. 190, 191)

    bir de ödlek var ki yine dlt'de zaman/felek anlamında kullanılmış.

    “alp er tonga öldü mü?
    ısız ajun kaldı mu?
    ödhlek öcin aldı mu?
    emdi yürek yırtulur.”
    (divanü lugati’t-türk, 1.cilt, s.41)

    (günümüz türkiye türkçesinde kullandığımız yüreksiz anlamına gelen ödlekle bu aynı değil tabii. onun kökü karaciğer salgısı, safra anlamına gelen öd; bunun kökü ise dediğimiz gibi zaman anlamına gelen öd...)

    islamiyetten önceki türk kültürünün etkilerini çokça hissettiğimiz kutadgu bilig'de de öd ve ödlek kelimelerini zaman ve zamane/felek anlamlarıyla görüyoruz.

    "yağız yer yaşıl kök kün ay birle tün
    törütti halâyık öd üdlek bu kün"

    (yağız yer ile mavi göğü, güneş ile ayı, gece ile gündüzü,
    zaman ile zamaneyi ve mahlukları o yarattı.)
    (kutadgu bilig, 3. beyit)

    "mitolojide zaman ve mekan birbirinden ayrı düşünülemez... zira zaman, mekan içinde dönen göksel cisimlerle bağlantılıdır. emel esin, gök kubbe, gök çarkı ve bunların simgelerinden olan gök ejderinin -türkçe ifadesiyle kök luu veya evren- hem göksel mekanın hem de zamanın simgesi olduğunu söyler. bu kozmolojinin gereği olarak gök tanrısının zaman ilahı/öd tengri kavramını da içerdiği sonucu çıkar."

    “öd tenri aysar kişi oglı kop ölgeli törümiş./zaman tanrısı buyurduğu için insanoğlu hep ölümlü yaratılmış.”
    (orhun yazıtları - kül tigin abidesi, kuzey yüzü)

    (bkz: türk mitolojisinde zaman kavramı/@ay hatun)

    "öd sözü eski türklerde, geniş bir mana ile, zaman anlayışını içine alır. günün belirli zamanlan da, bununla anlatılır.
    örnek olarak kuşluk zamanı için, kuşluk ödi denilirdi."
    (bahaeddin ögel - türk kültür tarihine giriş)
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap