13 entry daha
  • gitmeseymiş daha yazacak başka neleri vardı kim bilir...

    “amacım seni üzmek değildi albayım, albayım sana söylüyorum kimse anlamasa da olur hesabıydı benimki, kızmışsın bana bu kadar da hassas olunmaz demiş, bozulmuşsun. toplumca cinnet geçirirken, ben mazeretim de varken biraz depresyona girmişim çok mu albayım? milletvekillerinin birbirini dövdüğü ülkemde ben, kendimden başka kimseye zarar vermeden, ağzıma kırmızıbiber sürülme korkusu olmadan, şeytanın tırnaklarımı yiyemeyeceğini bilerek iki satır şımarmışım, yine mi hatalıyım albayım…

    millet ben sigara bile içmiyorum diye zırıl zırıl ağlayıp sonra kokainman çıkıyor, ben her deliğe burnumu soktuğumu itiraf edip dürüstlüğüme saygı beklerken şamar oğlanı oluyorum. kendi kitabını sokakta zabıtalarla kovalamaca oynayarak satan tek yazar benim, eroinmanlığımla övünmüyorum ama kitabımla gurur duyuyorum. tanrılar senin kadar dürüst olsaydı peygamberlere gerek kalmazdı dedi biri, onore oldum. akbaba medyaya takmamaya karar verdim, evime döndüm albayım, ben yokken polis beni aramış, geçen yaz bodrum’a giderken otobüste fenalaşıp akhisar’da apar topar hastaneye kaldırılmıştım, o kargaşada çantamı kaybettim, bulmuşlar içinde de bir parça esrar varmış, ifademi aldılar senin mi diye sordular, ne diyeyim albayım? uyuşturuculara keyif verici maddelere bir süre yüz sürmemeye karar verdim, onun yerine boncuklardan üzüm yapacağım veya sabundan heykeller, annem öyle istiyor albayım, ama içimdeki ses çişini yapacaksın popon kuru kalmayacak diyor.

    direniyorum uykusuzluğa, sosyal cibilliyetsizliğe, cahilliğe, kemik ağrılarına, erken bunamaya, küçük adamlara meydan okuyorum. bütün bu gürültü patırtıdan sonra sonum orhan veli gibi çukurda son bulursa millet bana şeyiyle gülecek diye korkuyorum albayım. yine başkalarının incinmesine, acıtmasına izin vermemeye karar verdim ama benim kararlarım lafta bile kalmıyor ki albayım!... klasik bir teraziyim ben karar veririm, karar veririm, karar veririm… her şey bir yana, bir çift kağıdın varsa bir kıyak yapsana albayım, ben de sabundan kuru fasulye yaparım. veya dolaptan aşırdığım tereyağını veririm, askerlerine yedirirsin.

    kapıyı aç ne olur albayım para istemeyeceğim!

    şimdiye kadar sayılıdır yazdığım mektuplar ama hep yazmam gereken insanlar olmuştur. ama şimdi mektup yazmak istiyorum, insan yok. bir dostum tanıştırmıştı beni albayımla, çok oldu restleşmeyeli. ama bu kara kutu yine ona açılmalı, o anlar. sürgüne gönderilmiş rus çariçesi gibiyim albayım. giyotine gitmeyi bekleyen fransız devrimcisi. yankinin düzdüğü vietnamlı. osmanlı hareminde harem ağası. çölde gezerken kutup ayısının düzdüğü bedevi. çöpçatanım sağır dilsiz, kötürüm, evde kalmış kız. başımız belaya girer diye kapı önüne bırakılan overdose da canki. gel gör ki ölücem ölücem deyip ölmeyen ölemeyen ölseydi, çoktan unutulacak olan kaşar bir canki... sen de duymuşsundur ölüm haberimi, yok bir şey albayım. birkaç kutu çekip keyiften nefes alamaz hale gelince, alverollerle gri hücrelerin kapışması sonucu keyif veren bally yüzünden medya maymunu oldum. hastaneye kaldırıldım, istediğim biraz oksijendi, bağımlı dediler, hastaneden hastaneye sürgün ettiler. hiçbiri almadı. polisler aldığı yere geri bıraktı. polis bıraktı gazeteciler bırakmadı. kapının önündeki bir takım medya, kardeşimin okula gitmesine engel oldu. aileme verdiğim zarara, vicdan azabına dayanamadım. otele taşındım. ezgin, itilmiş, kakılmış, illegal, yalnız, yanlış insanlar ailem şimdi... yaşlı fahişeler yazık diyorlar bana. sürgün psikolojisi, otel odası melankolisi seni hatırlattı albayım. uzun lafın kısası türkiye'deyim, dişiyim, medya maymunuyum. cankiyim ama küçük adamlara acıyorum. bunlar suç albayım, haydan geldim huya gidiyorum albayım, rahatsızım albayım. kapım vurulana kadar kendimi tuvalete kilitleyeceğim albayım. benim için kendine iyi bak, tüpü açık bırakarak intihara kalkışma; tüp bitiyor, üşüyorsun albayım.”
85 entry daha
hesabın var mı? giriş yap