aynı isimde "cronos" başlığı da var
3 entry daha
  • bir "vampirlik" değil de "ölümsüzlük" filmi olarak görülmesi gereken baş yapıt.

    bu kadar küçük bir bütçeyle çekilip "bak dar bütçeli ama ne güzel!" dedirtmeyip, harcanılan parayı filmi izlerken düşündürtmemesi bile ayrı bir güzellik. başta federico luppi ve ron perlman olmak üzere tüm kadro gayet iyi oynamış, ama benim asıl dikkatimi çeken aurora'yı oynayan aktris oldu ki, bundan sonra oynadığı tüm filmlerin adı sanı duyulmamış ikinci sınıf yapıtlar oluşu biraz üzücü.

    yalnız benim filmde hoşuma gitmeyen nokta, o scarab 'a benzeyen makine/böceğin işleyişi, ya da en azından geçmiş sahibiyle arasındaki ilişkinin hiç ama hiç açıklanmayışı oldu. tüm film boyunca merak ettim durdum, nasıl işler, ne yapar, kendine has bir zekası var mı, insanın sadece ömürünü mü uzatır, yoksa tam anlamıyla gençleştirebilir mi? eğer gençleştiriyorsa simyacı neden buruşmuş a4 kağıt gibi öldü? vesaire vesaire...

    burnunu yaptırmak konusunda saplantılı olan ron perlman'in oynadığı angel'in iki defa işbu organının esas adamımız tarafından isteyerek olmasa da kırılması, belki konuyla birebir bağlantılı olmasa da değişik bir ayrıntı.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap