114 entry daha
  • gelmiş geçmiş en estetik, özenli, eksiksiz dizi olan bu yapımın jeneriği, tam manasıyla bir sanat şaheseridir. michelangelo'nun last judgement'ı başta olmak üzere, gustave dore'nin leviathan'ı, raphael'in melekleri, pieter bruegel'in peasant dance'i tarot kartlarıyla birleştiriliyor. tüm bu eserlerde işlenen konular ve ilgili tarot kartlarının anlamları birebir örtüşüyor. gelmiş geçmiş tüm sanat eserlerinden bir tarot destesi dizayn etmişler. bundan daha leziz bir jenerik olamaz.

    dizinin durumu malum. öncelikle dizideki mitolojiyle ilgili bir kaç şey var. onları söyleyelim.

    sofie karakteri dizinin en kilit yeri. gnostik incillerde sophia, -yunanca bilgelik anlamına geliyor- evrenin yaratılma sürecinden sonra ilk peygamber olarak kabul ediliyor. yani omega. sophia, diğer bazı incillerde her ne kadar ademle havvayı baştan çıkaran yılanla özdeşleştirilse de, bir çok mitolojide kendine yer bulmuş. sophia'yı lilith yada astaroth ile de özdeşleştirebiliriz. omega'lar, hem iyiyi hem de kötülüğü benliklerinde birleştirebildikleri için tam manasıyla dualist düşüncenin vucut bulmuş hali diyebiliriz. ancak omega'lar diledikleri şeyi gerçekleştirebiliyorlar. omega ilk peygamber yani prophet. daha sonra sophia'nın soyundan avatara'lar doğuyor. bunlar da her çağda iki taneler malumunuz. her avatara erkek olarak doğuyor ve zamanın sonuna dek savaşmaya devam ediyorlar. avatara'ların hayatları tam bir trajedi olarak geçiyor. onları doğuran kadınlar mutlaka ya deliriyor, ya intihar ediyor. ayrıca avatara'lar babadan oğula geçebiliyor. ancak avatara'ların soyu tükenirse, yani soydan soya geçirilirken belirlenen kurallar gerçekleşmeden kazara yada başka nedenlerle ölürlerse, o avatara öldükten sonra dünya yüzeyinde doğan ''ilk'' çocuk o avatara'nın soyunu alıyor ve devam ettiriyor. çoğu avatara'nın soyu 2-3 nesilden fazla sürmüyor çünkü insanlar avatara'ları anlayamıyorlar ve avatara'lar çoğu zaman insanlar tarafından öldürülüyor. tarihte geçen önemli avatara'lar vaftizci yahya, isa, buda, muhammed gibi önemli insanlar. özellikle isa'nın soyunun devam ettiğine ve merovenj hanedanının isa'nın soyunun devamı olduğu düşüncesi gnostizmde önemli bir yer tutar. kötülerin avatara'larına örnek ise borgia ailesi, kazıklı voyvoda, rasputin, caligula verilebilir. tarihe bakarsanız sayıları arttırabilirsiniz.

    ben hawkins'in babylon'da gördüğü avataravataravataravatar yazısı da böylece anlamını buluyor. aslında avatara terimin sonundaki a harfi, bir avatara'nın diğerine bağlandığı anlamını taşıyor. ayrıca ben hawkins de, peder justine de öyle birdenbire güçlerine kavuşamıyorlar. her ''gifted'' gibi, önce durumu kabullenemiyorlar. oldukları şeyden çok farklı olduklarını anlamaları için uzun ve acılı bir süreç geçmesi gerekiyor. normalde de cidden herhangi bir konuda yeteneği olan diğer tüm insanlar da aynen iki avatara gibi durumu kabullenmeyip insanların zulmüne maruz kalırlar.

    avatara'ların kendilerine ait yetenekleri bulunmuyor aslında. her avatara'nın yapabilecekleri sınırsız. güçler havuzu denen bir yerden her avatara istediği gücü, o gücü kullanarak, pratiğini yaparak kullanabiliyor. her güç, kullanıldıkça mükemmelleşiyor. iyiliğin temsilcisi'nin burada bir avantajı var. o güçlerini kullandıkça kötülüğün temsilcisi bunları hissedip güçsüzleşebiliyor o anda. ancak kötülüğün temsilcisi güçlerini kullandıkça iyiliğin temsilcisi bundan etkilenmiyor.

    dizideki çok ilginç bir nokta da, kilisenin, yani tanrının adamı sayılan bir insan üzerinden dinlerin, aslında nasıl işlediklerini, insanları sürüklediği toplu histeriyi göstermesi. justine crowe denen insan, dışarıdan bakıldığında ne derece erdemli görünse de, aslında kötülüğün elçisi olması, korkunç bir ironidir. gerekirse, kiliselerinde barınan evsiz çocukların diri diri kül olmasına bile 'onlar fedakarlık ettiler'' diyerek işin içinden çıkabilen insanlara, diğer insanların nasıl körü körüne inandıklarını görmek engizisyonun, diğer dinlerin yaptıklarını anımsatıyor insana.

    vice versa ben hawkins ise, dışarıdan bakıldığında bir katil. hapse girmesi gereken bir adamken iyiliğin temsilcisi. iyiliğin kime ait olduğuna sadece belli emarelerle bakıldığında ne kadar yanıltıcı olabileceğine tam manasıyla bir kanıt. yani, dualizme göre, iyiliğin de kötülüğün de olduğu yerde görüntüye, yapılan eylemlerin iç yüzünü anlamadan karar vermeye yer yoktur. ön yargılar kötülüğü iyi gösteren iyiliği kötüleştiren yegane şeydir.

    peki 3. sezonda neler oluyor? en merak edilen şey de bu sanırım. daniel knauf'un röportajları ile birlikte söylenenlere bakılırsa 3. sezon peder justine'in vaazıyla açılıyor. tarih 1939 yani ikinci dünya savaşının başladığı yıl. justine vaaz verirken bir yanında kardeşi iris, diğer yanında da sofie bulunuyor. justine ve sofie evlenmişler. o sırada justine ve sofie'nin yanında küçük bir çocuk geliyor. bu çocuk sofie'nin çocuğu. çocuğun ben hawkins'ten mi yoksa justine'den mi olduğu belirsiz. işte tam bu noktada gnostik incillere geri dönelim. sophia'nın yani ilk omega'nın bir oğlu oluyor. adı da yaldaboath. yaldaboath, insanlığa şekil veren bir karakter. yani ikinci dünya savaşı sonrasında dağılmış olan insanlığı derleyip toparlayan biri oluyor. yani sofie'nin oğlu, avatara'ların biten savaşının ardından aynen başa dönen mitolojinin devamı oluyor. yaldaboath oluyor.

    carnivale'de ise ekip dağılmış durumda. striptizci dreifuss ailesi floridaya taşınmış. jonesy ve eşi carnivale'den ayrılmışlar. ben hawkins ise management'ın yerine geçmiş durumda. ancak sezon başında ben hawkins ne oluyorsa eski ekibi yeniden toparlamaya başlıyor ve savaş yeniden başlıyor. muhtemelen ikinci dünya savaşının sonuna dek sürecek olan savaş. trinity kulesinin üzerinden görülecek iğrenç güneşe dek.

    bu hikaye, iyi ve kötü arasındaki savaşı işleyen benim gördüğüm yapımlar arasında en iyisi. hayatım boyunca izlediğim diziler arasında da öyle. ne lost, ne prisonbreak, ne battlestar, ne heroes, ne bir başkası. hiç bir dizi bu derece bir hikayeyi gösterip de vermeme gibi numaralara kalkmadan, olduğu gibi aha işte budur budur budur diye dan dan dan diye veren başka bir yapım görmedim. ayrıca dizide daha anlatılacak onlarca ayrıntı bulunuyor. sauniere manuscript, tapınak şövalyeleri bağlantısı gibi. muhtemelen tapınakçılar da avatara'lara hizmet ediyordu dizide belki çekilirse ilerki sezonlarda bunu da görebiliriz.

    devamını yapsınlar bu dizinin. ne gerekiyorsa yapın bu diziyi devam ettirmek için. reytinkmiş. sokim reytinge. 100 milyon dolarım olsa cebimden çıkarıp çekinmeden yapımcısı olup çektirirdim bu diziyi. öyle muhteşem bir şey.
189 entry daha
hesabın var mı? giriş yap