• elimde bu sahısla ilgili nerden alindigini bilmedigim 1-2 sayfa fotokopi vardi. aktarmak istedim..

    "19. yüzyılda mora’da doğup büyüyen ve dıvanındaki bir şiirden moralı süleyman adlı bir şeyhin müridi olduğu anlaşılan sümbülzade vehbi, hece ve aruz vezniyle yazdığı şiirlerle tanınır. vehbi divan edebiyatı türlerinden “rücû” şiileriyle ayrı bir ün yapmıştı. rücû mesajın ilk satırda tahmin edilenden çok farklı olduğunu ikinci satırda anlatan bir sanat tarzıydı. rivayete göre padişahın “bana öyle bir beyit söyle ki ilk satırın sonunda ‘cellat’ diye bağırırken ikinci satırın sonunda sana bir altın kese atayım” emri üzerine vehbi’nin hazırladığı divan edebiyetının en güzel ve en eğlenceli “rücû” örneklerini sunuyoruz: padişahın öyküsü kulağınıza küpe olsun. birinci satırın sonunda “cellat” diye bağırmadan lütfen anlamı tamamlayan ikinciyi de okuyunuz:"

    azm-i hammam edelim sürtüştürem ben sana
    kise ile sabunu, rahat etsin cism-ü can.

    lal-ü şarap içirem ve slatup geçirem
    parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahşan.

    eyil eyil sokayım iki tutam azmıdır?
    lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.

    diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
    bir gümüş ibrik ile destine ab-i revan.

    salınarak giderken arkandan ben sokayım,
    ard eteğin beline, olmasın çamur aman.

    kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
    sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.

    öyle bir sokayım ki kalmasın dışarda hiç
    düşmanın bağrına hançerimi nagıhan.

    herkese vermektesin bir de bana versene,
    avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.

    eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
    yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
55 entry daha
hesabın var mı? giriş yap