1062 entry daha
  • maalesef, genel olarak beyaz yakalı işçinin adeta bilmediği, haberdar olmadığı, saçma sapan sebeplerden dolayı peşine düşmediği veya sanki istemeye utandığı bir şey bu. ilkokul mezunu mavi yakalı daha çok haberdar iş hukukundan, daha fazla hakkını arıyor. eski bir solcu olarak, mavi yakalının aksine beyaz yakalıdaki bu rezil sınıf bilinci eksikliği yüreğimi dağlıyor artık, o yüzden biraz saydıracağım.

    her gün bir başka hikaye duyuyorum, insanlar yıllarca çalıştıkları yerden pat diye ayrılıp gidiyorlar ve bir kuruş istemiyorlar. avukat olduğumu öğrenince soruyorlar mesela, ben dava açsam kazanır mıydım, ne alırdım vs. bu bilgisizlik ve bilinçsizlik artık hakikaten can sıkıcı geliyor. bunlar solcu filan da olabiliyor hatta, ulan sen daha en ufak kanuni hakkını bilmiyorsun istemekten acizsin, bir de neyin peşine düşmüşsün. asıl lumpen proletarya bu işte. neyse sinirlenmeyecem tamam.

    belli başlı duyduklarım üzerinden gideyim:

    "ben kendim istifa ettim diye alamayacağımı düşünüyordum, alabilir miydim?"

    alırsın güzel kardeşim. alırsın canım kardeşim. haklı nedenle fesih diye bir şey var. yani pat diye gidip saçma sapan istifa dilekçesi verip "hoşca ğalın ğidiyom ben kendi isteğimle ayrılıyom sıkıldım başka iş buldum hakkınızı helal edin" deyip gitmeyeceksin, önce bir avukata gideceksin. illaki ödenmemiş bir alacağın vardır, mesela 1 lira bile ödenmemiş bir fazla mesain, hafta sonu veya resmi tatil çalışma ücreti alacağın çıkarsa kıdem tazminatına hak kazanıyorsun. ki o da emin ol çıkıyor. en kurumsal bildiğiniz şirketler bile her şeyi tam olarak ödemiyor, mutlaka bir şeyleri eksik veya yanlış yapıyor, doğru düzgün kaydını tutmuyor filan. kaldı ki daha bunun sağlık nedenleri var, iş koşullarında esaslı değişiklik var vs. yani bir haklı fesih sebebi bulunur illaki, sen yeter ki bir avukata git. iş hukukunda "işçi lehine yorum ilkesi" mevcut. iş davaları çok büyük yüzdelerle işçi tarafından kazanılıyor. sen de bir işçisin, gökdelen plazalarda kahve içip çalıştığın için farklı bir şey olduğunu zannediyor olabilirsin ama değilsin maalesef.

    "abi davalık filan olmak, uğraşmak istemedim yeaa.."

    yahu sen uğraşmıyorsun, bir avukata vekalet veriyorsun avukat uğraşıyor, senin hiç duruşmaya gitmene bile gerek yok. çoğu avukat mahkeme masrafları dışında doğru düzgün ücret bile talep etmiyor iş davalarından, o mahkeme masraflarını da dava sonunda kazandığın zaman alıyorsun karşı taraftan.

    bizim beyaz yakalıda bir de "davalık olmak" diye bir algı var, kötü bir şeymiş gibi, sanki pis bir şeylere bulaşmışsın gibi, duyan herkes senin hakkında kötü bir şeyler düşünecekmiş gibi. bir hakkını talep ediyorsun yahu, çirkefleşmiş veya çirkinleşmiş olmuyorsun rahat ol. şirket seni 15 saat çalıştırıp bir kuruş fazla mesai ödemediği zaman çirkinleşmiş oluyor asıl.

    bu saçma sapan düşünceler yüzünden her yıl açılabilecek ve çatır çatır kazanılabilecek binlerce iş davası açılmıyor, insanlar alabilecekleri milyonlarca lira tazminatları şirketlere hibe ediyor, yazık günah yahu.

    "ya biz aile gibiydik şirkette patronla, şimdi ayıp olurdu dava açsam filan."

    bak canım kardeşim. bak güzel kardeşim. bak sen efendi bir çocuğa benziyorsun. böyle ampır ampır konuşup asabımı bozuyorsun, içimde ölen bir devrimciyi uyandırıyorsun, sonra göğsümde kirli sakalıyla bir eşkıya dolaşıyor. aile gibiyseniz ödesin senin hakkını hiç davayla filan uğraştırmasın o zaman?

    kıdem tazminatını işverenden aldığınız ekstra ve haksız bir kazanç gibi algılıyorsunuz resmen, istemekten utanıyorsunuz. yapmayın etmeyin, yıllarca çalışıyorsunuz bir emek döküyorsunuz, her ay aldığınız maaş gibi en doğal bir hakkınız ve alacağınız kıdem tazminatı. bir çeşit yıpranma payı, emekli ikramiyesi gibi düşünün. kanun sana bir hak vermiş, niye kullanmayasın arkadaşım? biri gelse sana 6 ay çalış benim için ama maaş filan veremem dese, siktir git dersin haklı olarak. 6 sene çalıştığın yerden bir kuruş almadan çıkıp gittiğin zaman da tam olarak aynı şeyi yapıyorsun, çalışarak hak kazandığın 6 aylık maaşını mal gibi bırakıp gidiyorsun, öyle düşün. o işe girebilmek için yıllarca okumuşsun etmişsin, şu kafanı sırf bir patronu zengin etmek için değil az biraz da kendin için kullan.

    velhasıl, işinizden herhangi bir nedenle ayrılmak istiyorsanız veya işten çıkarılıyorsanız, lütfen önce bir avukata gidin. mümkünse herhangi bir şey imzalamadan veya bir istifa dilekçesi filan vermeden gidin, tutup da "avukat bey ben dün böyle bir şey imzaladım ama şimdi napabiliriz" diye sormaktansa, imzalamadan önce sorun, hiç çekinmeden utanmadan "bana böyle bir şey imzalatmak istiyorlar napiyim" diye sorun, gerçekten ayıp olmaz, bilakis imzalamadan önce sorduğunuz için avukatınız sizi daha çok sevecektir, şefkatle bağrına basacaktır. yani bir şey imzaladıysanız da dünyanın sonu değil, yine uğraşılır ve yine bir yol bulunur çoğunlukla, ama avukatınızın kalbinde bir miktar burukluk oluşabilir. olsun, avukatlar o duyguya da alışıktır. 5 yıl zamanaşımı var, hem kıdem tazminatı hem de o burukluğun geçmesi için.
147 entry daha
hesabın var mı? giriş yap